Gıda kaynaklı tehlikeler fiziksel, kimyasal veya biyolojik olabiliyor. Gıdalarda genellikle gözle görülmeyen bakteri, virüs veya böcek ilacı kalıntıları bulunuyor. Dolayısıyla beslenme yoluyla pek çok hastalık riski de artıyor. İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, sağlıklı beslenmek için bilinçli tercihler yapmamız gerektiğine dikkat çekerek, bu konuda bilinmesi gerekenleri
şöyle anlattı…


İLAÇLAR HAYVANLARLA DA BİZE BULAŞIR


Sebze ve meyvecilikte kullanılan kimyasal tarım ilaçları ve büyüme hormonları sağlığa zararlıdır. Çevre Sağlığı Ajansı (EPA) tarım ilaçlarının önemli bir kısmını kanserojen olarak ilan etmiştir. Tarlaya uygulanan tarım ilaçlarının ancak yüzde 2 kadarı uygulandığı yerde kalır, yüzde 98’i rüzgar ve hava hareketleriyle çevreye yayılır. Topraklarda, yer altı ve yer üstü sularında bu kimyasallar kalıcı olarak vardır ve toplum sağlığı için büyük tehlikedir. Tarım ilaçlarının yüzde 80’i hayvansal gıdalardan insanlara geçiş yapar. Özellikle balık, yumurta, kırmızı et ve süt ürünleri bu açıdan oldukça kirlidir. Bu tür ilaçlardan (küçük dozlarda tüketilseler dahi) özellikle hamileler, bebekler ve çocuklar en fazla etkilenen kesimdir. Kronik hastalıkların yanı sıra zeka geriliği ve dikkat dağınıklığına da yol açabilirler.


İŞLEM GÖREN ÜRÜNLERİ TÜKETMEYİN


Sebzeler, meyveler ve diğer bitkisel besinler toplanma, depolanma ve dağıtım aşamalarında da birçok zararlı müdahaleye maruz kalır. Sıklıkla sebze ve meyveler daha olgunlaşmadan toplanır, soğutma depolarına alınır, klor banyosuna maruz bırakılır, olgunlaşma aşamasında etilen gazına maruz kalır. Ardından canlı görünmeleri ve su kaybetmemeleri için mumyalama yapılır yani parafinlenir. Bu maddeler genellikle petrol ürünleriyle deterjan içerir ve zehirlidir. Tarım ilaçlarının üzerine uygulandıkları için tehlike daha da büyür.


BU BESİNLERE DİKKAT!


En fazla tarım kimyasalı içeren besinler elma, kayısı, vişne, muz, üzüm, böğürtlen, hurma, limon, nektarin, şeftali, armut, çilek, ıspanak, kereviz, havuç, biber, domates, salatalık, pancar, turp, fasulye ve patatestir. En az tarım kimyasalı içeren besinler ise soğan, sarımsak, avokado, ananas, mango, bezelye, kuşkonmaz, kivi, lahana, patlıcan, kavun, karpuz ve greyfurttur.

KÜFLER KANSEROJENDİR


Mahsuller nemli yerlerde toplanır ve depolanırsa küflenir. Tüketicinin göremediği bakteri ve mantarlar çeşitli toksinler üretirler. Özellikle çilek, ahududu, böğürtlen, yaban mersini gibi yumuşak meyveler; tahıllar; kuruyemişler; yer fıstığı; mısır; meyve suları ve kurutulmuş meyveler küfe elverişlidir. Bir gıdanın herhangi bir yerinde küf varsa, asla tüketilmemeli, çöpe atılmalıdır. Küf toksinleri alerjen ve kanserojendir.


NASIL KORUNABİLİRİZ?


Meyve ve sebzeler kesinlikle mevsiminde yenmelidir. Mümkün olduğu kadar organik ve temiz gıdalar tercih edilmelidir. Fazla iri, içleri boş, kokusuz ve tatsız sebze-meyveler hormon içerdiği için tüketilmemelidir. Gıda organik değilse iyice yıkanmalı ve kabuğu mutlaka soyulmalıdır. Soyulmayan gıdaların 1-2 dakika su altında tutulması, karbonatlı suyla temizlenmesi, sirkeli suyla durulanması yararlıdır. Lahana, marul, kıvırcık gibi sebzelerin dış yaprakları atılmalı sonra diğer yapraklar tek tek yıkanarak sirkeli suda durulanmalıdır.



Mumyalanmış gıdalar kesinlikle soyulmalıdır. Organik gıdalar dikkatli bir şekilde yıkanarak tüketilmelidir. Semt ve köy pazarları, organik pazarlar ve yerli üretici tercih edilmelidir. Bitkisel besinlerin yanı sıra meralarda özgürce otlayan, hareket eden, temiz hava alan, sağlıklı beslenen ve barınan, doğal ihtiyaçları uygun şekilde sağlanan hayvanlardan elde edilen hayvansal gıdalar tercih edilmelidir.