Bilim insanları geçmişe dair izleri araştırmaya devam ediyor. Son olarak İspanya’nın kuzeyindeki Galería de las Estatuas’ta farklı bir teknikle şimdiye kadar elde edilmemiş bilgilere ulaşmaya çalışıyorlar.

Keşif için araştırmacılar, mağara çökeltilerinden elde ettikleri DNA'yı yeni ve farklı bir teknikle inceliyorlar. Fosil veya taştan aletlerin kullanılmadığı çalışmada; eski sırları açığa çıkarmak için mağara tabanının tozunda birikmiş küçük genetik materyal izleri kullanılıyor.

Araştırmacılar bu yöntemi; havadan altın tozu çıkarmanın bilimsel karşılığı olarak tanımlıyorlar. Londra Doğa Tarihi Müzesi'nden Profesör Chris Stringer, “Bu teknolojinin potansiyeli harika. Eski bir insanın bir alanda yaşayıp yaşamadığını anlamak için taş bir alete veya fosil kemiğe sahip olmanıza gerek yok. İhtiyacınız olan tek şey, mağara evlerinin enkazında bıraktıkları DNA. Bunun her türlü araştırma için muazzam sonuçları olacak.”

HOBBİTLERİN YAŞAMINI DA İNCELEYECEKLER

Bilim insanları; Hindistan, Çin ve Asya'nın diğer bölgelerindeki mağaralarındaki tortuları inceleyerek türlerin nesli tükenmeden önce ne kadar geniş bir alana yayıldığını keşfedebildiler. Bu teknik ile aynı zamanda araştırmacıların, 50.000 yıldan daha uzun bir süre önce Endonezya'da yaşamış, ancak yetersiz kalıntı bırakmış olan Hobbit Homo floresiensis'e ışık tutmasına yardımcı olabileceğine inanılıyor.

Ayrıca modern insanların Afrika'dan göçünün ve Avrupa'ya girişlerinin tam zamanını belirlemek için de kullanılabileceği düşünülüyor.

Galería de las Estatuas, Neandertallerin on binlerce yıldır orada yaşadığına dair net kanıtlara sahip olduğumuz iyi çalışılmış bir mağara.


TEKNİĞİ GELİŞTİRDİLER

İlk olarak dört yıl önce Almanya'nın Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü'nde çalışan araştırmacılar tarafından geliştirilen tekniğin faydası, 2017'de Science dergisinde yayınlanan bir makalede gösterildi. Bilim insanları, Neandertal DNA'sını diğer tüm kalıntılar arasında tanımlayabileceklerini ortaya çıkardı.

Şimdi ekip, bir zamanlar İspanya'nın kuzeyindeki Galería de las Estatuas mağarasında veya Heykel Galerisi'nde yaşayan Neandertallerin tam genetik kimliklerini inceleyerek teknolojiyi yeni bir seviyeye taşıdı. Sonuçlar yine Science dergisinde yayınlandı.

Araştırmayı yöneten Max Planck araştırmacısı Benjamin Vernot, “Galería de las Estatuas, Neandertallerin on binlerce yıldır orada yaşadığına dair net kanıtlara sahip olduğumuz iyi çalışılmış bir mağara. Ölülerini oraya gömdüklerini sanmıyoruz ama orada et kestiklerine inanıyoruz. Benzer şekilde, bebeklerinin dışkılarını biriktirdikleri için DNA'larını geride bırakmışlar” dedi.

"Neandertallerın geride bıraktıkları DNA'yı incelemek bize tarih öncesi için tamamen yeni bir pencere açıyor.”


TARİH ÖNCESİ İÇİN YEPYENİ BİR PENCERE AÇIYOR

Vernot, toplumsal değişiklikler hakkında şimdiye kadar bilgileri olmadığını ancak bu yeni teknikle bu değişimlerin nedeninin de ortaya çıkabileceğini belirtiyor: “Avrupalıların modern insan nüfusunun yerini Doğu Asyalılar almış gibi. Ancak bunun şiddetli bir değişim mi yoksa nispeten yavaş bir süreç mi olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yok.”

Londra Doğa Tarihi Müzesi'nden Profesör Chris Stringer daha önce sadece kalıntıların incelenerek tarihi bulgular elde edilebildiğini, yeni teknikle çok daha farklı izlere ulaşabileceklerini belirtiyor: “Neandertaller gibi eski insan popülasyonlarının nasıl hareket ettiğine dair daha büyük bir resim elde etmek için sadece kemik parçaları ve tuhaf taş aletleri değerlendirmek zor oluyordu. Ancak, geride bıraktıkları DNA'yı incelemek bize tarih öncesi için tamamen yeni bir pencere açıyor.”