Fenerbahçe'nin sezon başından beri eleştirildiği konu, hücumdaki üretkenliğin zayıf olması ve ileri uç oyuncularının durağan futboluydu. Emre Belözoğlu'nun göreve gelmesiyle bu durum kısmen ortadan kalktı. İlk 15 dakikada 3 gol atıp rakip kaleyi bombardımana tutan, Emre Belözoğlu'nun deyimiyle 'tek kelimeyle mükemmel' bir Fenerbahçe izlemeye başladık. Ancak adrenalin iğnesi yapılmış gibi, sahada yerinde duramayan Fenerbahçe takımının rüzgarı maksimum 30 dakika sürüyor. Sonra yine durağan, topla fazla uyuşuk bir oyun oynayan ve rakibi cesaretlendirecek kadar maçtan kopan Fenerbahçe geri geliyor.

İSTESE YÜRÜR YANİ...


'Tabii ki üç günde bir maç yapılan ve olağan dışı sezonun verdiği fiziksel yorgunluk bu tempoyu 90 dakikaya yaymayı olanaksız kılıyor' demeyi ben de isterim. Ancak bir gün önce Beşiktaşlı futbolcuların 7-0 olmuş maçın 90. dakikasında bile sergilediği mücadeleyi görünce, 'isteyen yapabiliyor' demeden duramıyorum. Üstelik onca eksik ve Fenerbahçe'ye kıyasla dar bir kadroya sahip olunmasına rağmen. Fenerbahçe'nin kadrosu da bu oyunu istediği zaman oynayabildiğini gösteriyor. Cem Yılmaz'ın filmindeki replik gibi yani, 'yürüyemeyebilir' ama 'istese yürür.' Yine de 3-0'ı yakalamış bir takımın, son 10 dakikada bu avantajı yitirecek derecede pozisyonlar verip bir anda tepetaklak olması kabul edilemez.

Son maçlara müthiş başlayan, ancak özellikle oyuncu değişikliklerinden sonra oyundan düşen bir Fenerbahçe izliyoruz. İrfan Can, Mert Hakan, Jose Sosa, Dimitris Pelkas, Ozan Tufan, Enner Valencia ve zaman zaman Mesut Özil'in dahil olduğu hattın yakaladığı uyumu, oyuna sonradan giren futbolcular devam ettiremiyor. İkinci adrenalin iğnesi etkisi Fenerbahçe'ye değil, rakip takımlara yarıyor.

NİYETLERİ YOK GİBİ


Teknik kapasitenin bu oyuncuların seviyesine ulaşamaması anlaşılabilir. Ama mücadele bakımından da takımın enerjisinin düşmesi sonradan oyuna giren futbolcuların mental yorgunluklarının göstergesi. Emre Belözoğlu ısrarla takımdaki her futbolcuya ihtiyacı olduğunu belirtse de, verimsiz Samatta, bal yapmayan arı Osayi Samuel ve yedek subay Luis Gustavo'nun form durumlarını yukarı taşımaya niyeti yok gibi.

EMRE BELÖZOĞLU'NUN ÇÖZMESİ GEREKEN SORUN


Bu nedenle; her ne kadar kadro geniş olsa da, Fenerbahçe'yi son düzlükte yarışın içinde tutacak futbolcular bir elin parmağını geçmeyecek ve bu büyük bir dezavantaj yaratıyor. Maça başlayan kadro her ne kadar kusursuz bir başlangıç yapsa da, savunma konusunda kritik zaafları da beraberinde getiriyor. O yüzden skor elde edildikten sonra yapılacak değişiklikler, Fenerbahçe'yi güçlendirmeliyken daha da olumsuz bir duruma düşürüyor. Kalan 3 maçta Emre Belözoğlu'nun çözmesi gereken başlıca sorun bu...