Geçen hafta kaldığımız yerden devam edelim: Batı, Ortadoğu’daki kaosun neresinde? Sözde İslam’ın yarattığı teröristlerin eline silahları kim tutuşturuyor? Küçük hatalarıyla bir insanın zarar görmesine sebep oldu diye istifa edecek kadar ahlaklı Batılı yöneticiler, milyonlarca insanı aç-açık bırakan, bombaladıkları yerlerde tüm canlıyı, tüm insanlık mirasını yok eden silahlar, ülkelerinde üretilip kaçak yollarla Ortadoğu’ya getirilirken neredeler? Hangi Avrupa lideri veya çok uluslu şirket sahibi, doğal kaynakları sömürülen, vatandaşları katledilen ülkeler için tek laf edebiliyor? Mesele kana susamışlıksa kimin doymadığı belli.

AŞAĞILIK KOMPLEKSİ

Ekonomik göstergelerin bugün Batı’nın ezici üstünlüğünü ortaya koyduğu inkar edilemez bir gerçek. Ekonomik üstünlük Batılı devletlerin vatandaşlarına daha fazla imkan sunmalarını sağlıyor. Ancak unutulmaması gerekir ki, Batılı vatandaşın aldığı her hizmette, Ortadoğulu ve Afrikalı insanların hakkı/kanı mevcut.

Diğer yandan, subjektif verilere dayanarak ortalama bir Batılının bizden veya diğer Müslümanlardan daha gelişmiş, daha insani olduğu zannına kapılmamalıdır. Ortalama bir Avrupalının alışılageldik düzeni bozulduğunda verdiği tepkinin ne denli irrasyonel olduğunu, pandemi yasaklarını protesto eden Avrupalılarda gördük. Her fırsatta milletimizi, kültürümüzü, örfümüzü zihnimizde yarattığımız Batı’yla mukayese edip, aşağılık kompleksi duymak ciddi bir hastalıktır.

Elbette bugün itibarıyla dünyanın önde gelen devletlerinin bizi kıskandığı iddiası bir hayal aleminden ibaret. Peki, oturduğumuz yerden dört tane istatistiki veriye bakarak Türkiye’yi diğerleriyle kıyaslamak ve kendimizi aşağılamak ne kadar doğru?

Mukayese yapabilmek için eşit şartlar gerekir. Aç ve olanaksız bir insan ile zengin bir insanın güdüleri, meyilleri farklıdır. Kişilerin kötü eylemlerden kaçınmalarını yaptırımlar da belirleyebilir. Yaptırımlar aynı olsa bile uygulanma kapasiteleri farklı olabilir. Bunu ise devletin/toplumun imkanları belirler.

PKK’NIN MALİYETİ

Somutlaştırmak gerekirse; PKK denen melanetin 40 yıldır Türkiye’ye maliyetini hesaplamak olanaksız. Milyarlarca dolarlık askeri harcamanın yanı sıra, örgütün bölgede kamu hizmetlerinde yol açtığı tahribat, bölgede yapılamayan/yapılsa bile işletilemeyen özel yatırımlar, bozulan güven ortamı, tehdit edilen iş adamları, katledilen beşeri sermaye, vatandaş üzerinde yarattığı psikolojik etkiler vs. saymakla bitmez. PKK tam 19 ülkeden silah temin ediyor. Bu ülkeler Ortadoğu’nun doğal kaynaklarını sömürürken burada güçlü bir devlet olmasını istemiyorlar. Bu koca gerçeği denklemden çıkararak Türkiye’yi, bir ordusu dahi olmayan Avrupa ülkeleri ile kıyaslamak bilimsel değil.

Demem o ki hamaset karşıtlığı, kendinden olanı yerme refleksiyle beraber bir Batı hayranlığı doğurmamalı. Bugün kürkü için hayvanları canlı canlı yüzenleri medeni görüp, yüzyıllardır camisinde-üniversitesinde kedileri, kuşları, köpekleri besleyen kültürümüzü aşağılamak ancak düşüncelerimize nüfuz etmiş bir emperyalizmin ürünüdür.