Türkiye Cumhuriyeti bir ulus devlet olarak kurulmuştur ve bu özelliği günümüzde de bölünmez bütünlüğünün en temel unsurudur. Ulus devlet; bir devlette bir ulusun diğerlerine olan ayrıcalığını veyahut bir ulus devletin diğer devletlere olan üstünlüğünü ihtiva etmez. Milliyetçiliği ırkçılık zanneden ve bir öcü olarak gösteren zararlı cemiyet kalıntıları, ulus devlet anlayışından da rahatsızlardır. Ulus devletin mahiyeti egemenlik kaynağının hanedandan veya sömürgecilerden alınıp millete verilmesidir. Yani milletin kaderini, milletin iradesinin belirlemesidir. Türk milliyetçiliğinin de merkez unsuru buradadır. Defalarca tekrar ettiğimiz üzere Türk bir ırkın değil, bir tarih birliğinin adıdır. Türkiye Cumhuriyeti özelinde ise; bu ülkeyi kurarken o gün dünyadaki bütün emperyalist devletlerin kuşatmasını yararak, kan dökmüş, emek vermiş insanların adıdır. Türk milliyetçiliği de bir ırkın üstünlüğünü değil, yukarıdaki tanımın işaret ettiği milletin yüksek menfaatlerini savunur. Öyleyse milletin yüksek menfaatlerine kim karar verir? Siyasal partiler bu sorunun cevabı mıdır?

MİLLİYETÇİLİK SOMUT İCRAATLARDIR

Siyasal partiler, kuruluş amaçları gereği önce kendi menfaatlerini gözetirler. Yani bir siyasal partinin varlık amacı iktidar olmak veya iktidarını sürdürmektir. Bunun için de oy alması gerekir. Pekâlâ, oy almanın yolu milletin menfaatlerinden mi yoksa partinin menfaatlerinden mi geçer? Soruyu daha da somutlaştıralım: Herhangi bir siyasal iktidarın önüne iki seçenekli bir politika tercihi sunsak: Birinci politikayı izlersen ülke birkaç sene içinde 3 kat zenginleşecek ama bunu senin yaptığından kimsenin haberi olmayacak, bir sonraki seçimleri belki de kaybedeceksin. İkinci politikayı izlersen, halkın sadece 2 kat zenginleşecek ama herkes bunun senin sayende olduğunu düşünecek ve kesinlikle seçimleri kazanacaksın. Politikacı hangi durumu tercih eder? Bu sorunun cevabını esasen her gün alıyoruz. Vergilerle finanse edilen lüks devlet harcamaları, yazlık kışlık saraylar, lüks makam arabaları, her ihaleyi alan çıkar grupları vs. vs. O halde milliyetçilik ideolojisi mahiyeti gereği herhangi bir siyasal partinin güdümünde olamaz. Hiçbir siyasal parti milliyetçiği parselleyemez, tekeline alamaz. Ancak Türk milliyetçiliğini mefkure edinmiş siyasal partiler olabilir. Burada da karine, partilerin kendilerini nasıl tanımladıkları veya isimlendirdikleri değil, somut icraatlarıdır. Türk milliyetçiliği, kişisel çıkarları milletin çıkarlarıymış gibi göstermenin kılıfı değildir.

GELECEĞİMİZİ NE BELİRLEYECEK?

Milletin yüksek menfaati belirlenirken karşılaşılacak en yoğun sorunlardan biri ise ortak menfaat uyuşmazlığıdır. Günümüzde teknolojik sıçramalar o denli büyük ki, buna zihinsel anlamda eş zamanlanabilmek her bireyin kabiliyeti dahilinde değildir. Türkiye’de son yıllarda kişiler arası zaman açığı artmıştır. Yani “aynı coğrafyada aynı tarihte farklı zamanlar yaşayan insanların aynı amaca yönelememesi” sorunu doğmuştur. Demem o ki, zihinsel sıçramaları gerçekleştirebilenlerin sayısı yarınki Türkiye’nin kaderini belirleyecektir.