Biraz karışık bir yazı ola­cak bugün...

Tek tek sayalım...

Dış İlişkiler Kon­seyi (CFR)...

Dışişleri Dergisi (Foreign Affairs)...

ABD enternasyonaliz­mi...

İlliberal demokrasi...

Hal Brands...

Bu isimleri ve kuruluş­ları aynı anda okuyun! Bugün ABD’nin politika­larına yön veren ‘derin yapıyı’ görürsünüz! CFR, Rockefeller Vakfı’nın finanse ettiği 1921 yılında kuruldu. ABD yönetimlerinde hep etkili oldu ve konsey üyeleri ka­binelerde yer aldı! Sovyet tehdidine karşı yayımlar hazırladı... Vietnam üze­rine çalışmalarda başrol­deydi... Büyük Ortadoğu Projesi’nin mimarlarından oldu... Trump dönemin­de ‘etkisi’ geçmişe göre azdı... Şimdi Biden yöne­timiyle tekrar ipleri eline aldı! 1922’de kurdukları Foreign Affairs üzerinden de politikaları belirliyorlar.

ABD Başkanı Joe Biden

ABD’nin son şansı!


20 Ocak 2021...

Foreign Affairs yazarla­rından Hal Brands’ın ya­zısının başlığı “Amerikan Enternasyonalizmi için Son Şans/Trump’ın İlliberal Mirasıyla Yüz­leşmek...” Brands, Johns Hopkins Üniversitesi İleri Uluslararası Çalışmalar Okulu’nda Henry A. Kissinger’ın (Dışişleri eski Bakanı) küresel ilişkiler profesörü... Yazıyı oku­yunca Trump-Biden farkını anlıyorsunuz. Neden mi?

Tespit 1: “Giden cumhurbaşkanı, Amerikan gücünü hem yurt içinde hem de yurt dışında tamamen milliyetçi ve çoğu kez liberal olmayan bir gündemle birleştirerek bu geleneği reddetti.

Tespit 2: “Trump, genel olarak ABD stratejisini tehlikeli bir yola soktu. Trump yılları, liberal olmayan milliyetçilikti. ABD’nin demokratik normlara ve yapıcı küresel liderliğe uzun vadeli bağlılığı hakkında şüpheler eken Trump, başkanlığını geride bırakacak bir Amerikan enternasyonalizmi krizi yarattı.”

Tespit 3: “Biden, jeopolitik ve ideolojik rekabetin yeni bir çağı için Amerikan enternasyonalizmini güncellemeli ve büyük ölçüde zarar görmüş bir geleneğin güvenilirliğini hem yurt içinde hem de küresel olarak yeniden tesis etmelidir. Başarısız olursa tarih, başkanlığını Amerikan enternasyonalizminin ikinci rüzgarı olarak değil, son nefesi olarak görebilir.”

Tespit 4: “Trump, liberal değerlerin önemini küçümseyerek ve bazı durumlarda liberal olmayan uygulamaları onaylayarak, ABD’nin küresel ideolojik yarışmadaki konumunu zayıflattı. Biden, yeni bir jeopolitik ve ideolojik rekabet dönemi için Amerikan enternasyonalizmini güncellemelidir.

Tespit 5: “Liberal olmayan bir başkanlığın ardından, Amerikan enternasyonalizmini yeniden inşa etmek ve uyarlamak - aynı zamanda yerel temellerini güçlendirirken - Amerika Birleşik Devletleri’ne ve dünyanın büyük bir kısmına çok iyi hizmet eden bir geleneği korumanın bedeli olacaktır.”

Troçkist ‘neo-con’


ABD Başkanı Joe Biden’ı iktidara getiren kuvvet yani CFR, kir­lenmiş kelimeden korktuğu için ‘enter­nasyonalizm’ diyor! ABD enternasyonalizmi! Yani... ABD emperya­lizmi... 19’uncu yüzyılda medeniyet, 20’nci yüz­yılda demokrasi, 21’inci yüzyılda ‘enternasyona­lizm’ getirecekler! Ame­rikan enternasyonaliz­mi... Bush döneminde Irak’ın işgali... Obama döneminde ‘Arap Baha­rı’, 15 Temmuz, YPG’ye destek ve Fetullahçı terör­le işbirliğiydi! Trump’un “ABD orta sınıfını savu­nan” milliyetçi politikaları, içe dönen bir ülke anlayı­şını ne demokratlar ne de cumhuriyetçiler içlerine sindiremedi! Tamam, Trump da YPG’ye destek verdi, Fetullah’ı korudu vs... Ancak... Yeni bir sa­vaşa imza atmadı! Hatta... Asker çekmek için uğraş­tı, kısmen başarılı oldu... Ve bu durum, temeli ‘Troçkist’ olan ‘dünya devrimini’ savunan sonrasında da neo-con (yeni muhafazakar) ekibi memnun etme­di! Bugün yine ABD enternasyonalizmi diyen kadro iktidarda ve ‘dün­ya devrimi’ için yeniden yola çıktılar! Yalanları da ‘demokrasi, barış, özgür­lük’... Ekonomi politikala­rı da ‘neoliberalizm’...

SORU ŞU: AKP ikti­darı neoliberalizme teslim mi olacak? Muhalefet özellikle CHP, ‘enternas­yonalizm’ soslu emperya­lizm konusunda nasıl tavır alacak? Bırakın kişileri... İdeoolojiye bakın!