Önceki gün... Türkiye’de bulunan Suriyeli göçmenlerin ekonomiye önemli katkıları olduğunu savunan AKP eski Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Aktay, “İşverenler, yatırımcılar, sanayiciler Suriyelilerden çok memnun. Çok önemli bazı yerlerde Suriyelileri çekin, bu ülke ekonomisi çöker” ifadelerini kullandı.

Dün... AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Yerel Yönetimler Başkanı Mehmet Özhaseki, Suriyeli ve Afgan sığınmacılara ilişkin “Şimdi bazı şehirlerde sanayiyi onlar ayakta tutuyorlar. Gaziantep sanayisine gidin yüz binlerce insan en ağır ve en zor işlerde çalışıyorlar” dedi.

Mehmet Özhaseki


Gerçek bu mu? Değil! Çünkü... Elimde İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi eski Dekanı ve CHP eski Milletvekili iktisatçı Prof. Dr. Esfender Korkmaz’ın, Türk ekonomisinin son 20 yılını anlattığı “Ekonomide Derin Göçük” (Asya Şafak Yayınları) kitabı var. Okudukça, rakamları gördükçe gerçeğe doğru yol alıyorum. Nasıl mı?

Örneğin...

Tespit 1: 2020 yılı işsizlik verilerine göre açıklanan işsiz sayısı 4 milyon 61 bin, iş aramayan fakat iş bulsa işe başlayacak olanların sayısı 4 milyon 219 bin oldu. Fiili işsiz sayısı 8 milyon 280 bine, fiili işsizlik oranı yüzde 23.6’ya yükseldi.

Tespit 2: 2021 başında bankaların takipteki kredilerinin oranı yüzde 5, takibi ertelenen kredilerin oranı yüzde 15’tir. Bankalar sisteminde risk arttı. Hangi veriye bakarsanız bakın Türkiye’de 15 milyon insan mutlak yoksuldur.

Prof. Dr. Yasin Aktay


Prof. Esfender Korkmaz’ın şu cümleleri önemli:

“... AKP döneminde planlama önceleri kağıt üstünde kaldı, sonraları tamamıyla kaldırıldı. AKP’nin planlara karşı olmasının tek nedeni, kamu kaynaklarını ve imkanlarını istediği zaman, istediği yönde ve seçim popülizmi için kullanma isteğidir.”

AKP’li Özhaseki ve Aktay’a yanıt niteliğindeki tespitlere devam edelim.

128 milyar dolar unutuldu


Ve geliyoruz aylardır yanıtını aradığımız soruya... 128 milyar dolara ne oldu? Çünkü... 128 milyar dolara ne oldu diyenler, bu dövizlerin kaybolduğunu söylemedi. İstedikleri bu 128 milyar doların hangi ihtiyaçla, nasıl, kim tarafından, hangi yollarla, ne seviyeden, ne kadar satıldığının açıklanmasıydı.  Prof. Dr. Esfender Korkmaz, 128 milyar doların izini kitabında şöyle sürüyor:

Tespit 3: Türkiye gibi tam serbest bir kambiyo rejiminin olduğu, dalgalı kur politikasını uygulandığı, ekonominin yüzde yüz dışa açık olduğu ve üretimin yüzde 40 oranında ithal girdiye bağımlı olduğu bir ekonomide... Merkez Bankası’na (MB) bu kadar müdahale ederseniz, faizi de yalnızca nominal faiz olarak görürseniz, üstelik ekonomiyi kriz eşğine sürüklerseniz, yerli ve yabancı sermaye, tüm kurum ve kuruluşlar ve insanlar endişe duyar. Bu gibi sisteme ters olan ve rasyonel olmayan uygulamaların neden yapıldığını sorgular.”

Tespit 4: Dahası, bu kadar döviz çıkışına rağmen eğer ekonomi yönetimi ve MB kurda istikrar sağlayamamışsa, yabancı sermaye çıkmışsa, cari açık büyümüşse, enflasyon daha da artmışsa ve kur şokları yaşandığı için halk geçim sıkıntısı çekiyorsa, o zaman halkın ‘Eyvah bu kadar döviz boş yere mi gitti?’ deme hakkı elbette olacaktır...

Tespit 5: 2021 Nisan ayı ortasında MB Başkanının ‘128 Milyar Nerede?’ sorusuna cevap veren açıklaması da inandırıcı olmadı... MB Başkanı için söylenecek tek söz var. Bu söz de Ziya Paşa’nın ‘Âyinesi iştir kişinin lâfâ bakılmaz; ahsın görünür rütbe-i aklı eserinde’ sözüdür. MB Başkanı yapılan işlemleri açıklıyor. 128 milyar dolarda zaten bu işlemlerden ortaya çıkıyor. Kime ve nereye gittiğini açıklamıyor...

“Varlık fonu kalkmalı”


Peki ya çözüm? Çok net:

Tespit 6: Kamu kaynakları etkin kullanılmalıdır. Bütçeye yeniden meclis ve Sayıştay denetimi getirilmelidir. Meclis denetimi dışındaki fonlar ve uygulamalar kaldırılmalı; tüm kamu sektörünü kapsayacak ‘’global bütçe’’ uygulamasına gidilmelidir.

Tespit 7: Varlık Fonu kaldırılmalıdır. Bütçeden popülist harcamalar ve şatafat giderleri, her şehirde bir fabrika yapmak ve halka iş dağıtmak için kullanılmalıdır.

Tespit 8: Dolaylı vergiler düşürülmeli, asgari ücretin tamamı vergi dışı tutularak, halkın satın alma gücü artırılmalıdır.

Tespit 9: Kamuda yolsuzluklar için ağır müeyyide getirilmelidir. Zira yolsuzluklar kamuda mal ve hizmet maliyetlerinde verimliliğin düşmesine ve maliyetlerin artmasına neden olur.

Tespit 10: Kamu-Özel İşbirliği Kanunu tamamıyla kaldırılmalıdır. Talep garantisi dünyanın hiçbir ülkesinde ve hiçbir uygulamada yoktur. Bu yolla yapılan, köprü, tünel, yol, hastaneler, cari yatırım değeri ile devletleştirilmelidir. Devletleştirme ödemeleri, bu kapsamda yapılan yatırım gelirleri ile karşılanmalıdır.