İbn Haldun Üniversitesi’nde rektör danışmanı... Aynı üniversitede İletişim Fakültesi öğretim üyesi... Aynı zamanda gazeteci... Uluslararası kariyeri de var. Buraya kadar güzel... Sonra... İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Hakkı Öcal, 9 Ekim’de, geniş çaplı operasyon başlatılan atık toplayıcıları hedef alan bir paylaşımda bulundu. Öcal, “Çöp toplayan bireyler insandır; yaratandan dolayı severiz. Ama yaptıkları iş asalaklıktır; onu da ancak asalak savunur” ifadelerini paylaştı. Takipçilerinden gelen tepkiler ve sözlerin ‘ağır’ olduğu yönündeki eleştiriler üzerine Hakkı Öcal, şöyle yanıt verdi: “Yahu kardeşim. Neden anlamıyorsunuz? Toplayanlara bir laf ettim mi? Tersine, Allah’ın bir kulu olduklarını belirtmedim mi? Asalak olan yaptıkları iş. Ağır filan değil. Düşünürsen, onların lehine bir şey” mesajı paylaştı.

Asalak... Başkalarının sırtından geçinen kişi!

Çöp toplayan insanların neden çöp topladıkları konusunda bir fikri var mı? Ya da market kapılarında çürük domates ya da muz arayanlar hakkında bir fikri var mı? Ekonomi-politik konusunda ne düşünüyor? İbn Haldun Üniversitesi’nde rektör danışmanı ve öğretim görevlisi olması daha da önemli? Çünkü...

Mukaddime’yi okumak


İbn Haldun, 19 Mayıs 1332’de Tunus’ta doğdu, modern sosyolojinin kurucularından... 1375’te Cezayir’de, Kal’atu ibn Seleme adlı kalede Beni Arif kabilesinin himayesinde yaşadığı dönemde kaleme aldığı “Mukaddime”de “ASALAK”ları anlatmış.

Okuyalım:

“... Yeni kurulan devlet önceki devlete galip gelmiş olsa da eğer medeniyetçe geriyse onu taklit eder. Önceki devletin, gelenek ve göreneklerini içselleştirerek devam ettirir. Bu, bedevilikten hadariliğe doğru bir evrilmedir (tatavvur, inkişaf, tekamül). Nihayet giderek asabiyet çözülür, devrim yıllarından kalma heyecan ve coşku kaybolur. Devlet olmakla ağır ve hantal bir statüko oluşur. Tören ve merasim devleti haline gelinir. Devletin sahibi yeni ataklar yapmak yerine devletin ilk kuruluş yıllarındaki töreleri (kanun-u kadim) korumaya ve muhafaza etmeye yönelir. Bunlardan ayrılınca devletin yıkılacağını sanarak koyu bir devlet muhafazakarlığı geliştirir. Giderek lüks ve konfora dalınır, israf artar. Devlet asabiyet (hanedan) mensupları arasında pay edilir. Devletin her bir köşesi asabiyet mensuplarının şahsi çiftliklerine dönüşür.  Milletin devleti temellükü ve temerküzü (kamusal ruh) kaybolur.  Devlet, bir grubun kendi arasında dönüp dolaşan ayrıcalıklı bir kulübe dönüşür.  Makam, mansıp, şan, rütbe ve terfiden başka hiç bir şeyi gözü görmeyen bir asalaklar topluluğu ürer.”

Bitmedi...

Ayrıcalıklı sınıf


Mukaddime...

İki cilt...

İbn Haldun Üniversitesi’nin rektör danışmanının okumadığını düşünmek bile istemiyorum. (Kaynak Yayınları/Turan Dursun çevirisi/Mukaddime) Örneğin... Bir devlet ne zaman yıkılır? Dünyanın üzerine tartıştığı İbn Haldun şu tespiti yapmış: “... Kapılarını halka kapatır, insanlardan uzaklaştıkça söz dinlemez olur, etrafına etten duvar örer. İyileşme umudu tükendiği için kendi içine çökerek yıkılır.”

Devam edelim ‘neden yıkılır’ sorusuna:

“... Devletin manevi temeli ganimetçiliğe kayar. Hanedan, sülale, aile veya bir grup azınlığın menfaatleri ‘Devletin ali menfaatleri’ olur.  Devletin bütün enerjisi bu ayrıcalıklı sınıfların çıkarını koruma ve kollamaya yönelir. Artık devlet milletten ontolojik olarak kopmuştur. Millet, bu asalaklar topluluğunu doyurmak için elinde avucunda ne varsa verir. Vergi, mahsul, ürün vs. hepsini doymaz bir iştahla bu asalaklar yer yutar. Devletin kasası açıldıkça açılır. Açıkları kapatmak için bir taraftan yeni vergiler konulur, diğer taraftan borçlanmaya gidilir. Devlet, bir grup azınlığın ‘har vurup harman savurduğu’ (israf ve terbiz) bir çiftliğe dönüşmüştür. Bu durumda devleti elinde tutan topluluk acze düşer, dışardan veya içerden yeni asabiyet dalgaları yükselir. Buna karşı koyamayınca artık o devlet için sonun başlangıcı (mahv, zeval) gelmiş demektir.”

SONUÇ: İbn Haldun’u adını taşıyan üniversitenin akademisyenleri de, siyasetçiler de Mukaddime’yi okumalı. Çünkü... ‘Asalaklar topluluğu’nun adresi bu kitapta!