Tespit 1: Suriye’deki iç savaşı fırsat bilen terör örgütü IŞİD’in, Kobani’ye (Ayn el-Arap) saldırması üzerine Ekim 2014’te HDP yönetimi ile terör örgütü PKK elebaşları, sokağa çıkma çağrısında bulundu. Bunun üzerine 35 il ve 96 ilçede yasadışı gösteriler başladı. Olaylarda 37 kişi hayatını kaybetti... Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı “azmettirenlere” yönelik soruşturma başlattı. Bu kapsamda 35 il ve 96 ilçedeki soruşturma dosyaları ile delilleri toplayan savcılık, 25 Eylül’de operasyon için düğmeye bastı ve Ankara merkezli 7 ilde 82 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.

Tespit 2: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçlarını Soruşturma Bürosu’nun aralarında terör örgütü PKK/KCK yöneticilerinin, dönemin HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu 108 kişi hakkında hazırladığı iddianame Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Buna göre suçlanan sanıklar hakkında, 38’er kez “ağırlaştırılmış müebbet” ile binlerce yıla varan süreli hapis cezası isteniyor.

Tespit 3: Önceki gün... MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kobani olaylarıyla ilgili iddianamenin mahkemece kabul edilmesinin ardından, Yargıtay’ın harekete geçerek Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılması için dava açabileceğini söyledi. Bahçeli, yazılı açıklamasında, “... Şayet kapatma davasının açılması tavını kaybedip tavsamaya havale edilirse Milliyetçi Hareket Partisi Siyasi Partiler Kanunu’nun 100’üncü maddesine müzahir olarak gereğini zamanı geldiğinde inanmışlıkla yapacaktır” dedi.

Peki ‘Kobani İddianamesi’nde ne var?

PKK ve HDP talimat verdi


Toplam 3530 sayfa...

108 sanık var...

2676 mağdur/müştekinin ismine yer verilmiş... Özellikle PKK/KCK’lı Murat Karayılan, Cemil Bayık, Zübeyir Aydar, Remzi Kartal, Selahattin Demirtaş merkezde yer alan isimler. 6-8 Ekim 2014’te meydana gelen ve 37 kişinin hayatını kaybettiği Kobani olayları incelendiğinde karşımıza çıkan tespit şöyle: “... Terör içerikli eylemlerde bulunan şahısların, PKK/KCK’ya münhasır kişi kişilerin, HDP yönetimi, MYK, eş başkanları ve yetkilileri ve yine dosyada şüpheli olarak yer alan bazı siyasi partilerin yönetimi tarafından alınan ve üyelerine iletilen talimat, mesajlar doğrultusunda sokağa çıktıklarını beyan ettikleri anlaşılmıştır...”

İddianamede yer alan delillere baktığımızda, PKK/KCK ve HDP’nin sokağa çağrı yaptığı tarihler arasında uyum var!

İddianameden okuyalım:

(Sayfa 304) ... Suriye’de yaşanan iç çatışmalar nedeniyle ortaya çıkan otorite boşluğundan güçlenen PYD (Demokratik Birlik Partisi), PKK/KCK terör örgütünün Orta Doğu’da dört parçalı (sözde) Birleşik Bağımsız Demokratik Kürdistan devleti kurma hedefi doğrultusunda ülkenin kuzey doğusunda ilk etapta özerk bir yönetim tesis etmeyi hedeflediği ve ülkemize yönelik olarak zemin oluşturulduğu...

... PYD, Suriye’de iç çatışmalar başlayınca bölgede oluşan boşluğu değerlendirmek amacıyla YPG (Halk Savunma Birlikleri) adı altında silahlı bir yapılanma oluşturmuştur. Bu yapılanma ile PYD, Suriye’nin kuzeyinde tek başına siyasi bir idare tesis etmeyi ve bölgede bulunan bütün Kürtleri kontrol etmeyi amaçladığı, bu amaçla PYD’nin Suriye’nin kuzeyinde (Afrin, Kobani ve El-Cezire) özerklik ilan ettiği...

... DEAŞ tarafından PYD’nin elinde bulunan (Afrin, Kobani ve Cezire) bölgeleri arasındaki bağlantı noktası olan Ayn El-Arap (Kobani)’yi ele geçirmek amaçlı 13-14 Eylül 2014 tarihlerinde saldırılar başladığı...

... PKK/PYD ile DEAŞ arasında yaşanan çatışmaların 15 Eylül 2014 tarihinden itibaren şiddetlendiği... Bu tarihten sonra PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ve KCK üst düzey yöneticileri tarafından yaşanan bu çatışmalarla ilgili olarak ülke genelinde örgüte müzahir kitleye yönelik basın yayın organları olan... (MED TV, Fırat Haber Ajansı) ... Terör örgütünün üst düzey sorumluları ile örgüt adına faaliyet gösteren kuruluş, şahıs-şahıslar tarafından basın yayınlar aracılığı ile çağrıların yapıldığı...

Devam edelim...


Öcalan neden şüpheli değil?


Tespit 4: İddianamede, 17 Eylül 2014 tarihinde, terör örgütü PKK/KCK Kobani için eylem çağrısı yaptı. 18 Eylül’de Murat Karayılan’dan sonra 19 Eylül’de Selahattin Demirtaş, IŞİD’e karşı savunma çağrısını ilk kez açıkladı. 6 Ekim’e kadar  bu çağrılar yinelendi... Ve 6 Ekim günü HDP Genel Merkezi’nden,  “Sokağa çıkma” çağrısı yapıldı.

Tespit 5: İddianamenin 318’inci sayfasında, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’la ilgili bölüm önemli... Çünkü... Okuyalım: “... Mehmet Öcalan, Abdullah Öcalan’ın ‘...Kimsenin Kürt halkını eritmeye, bitirmeye hakkı yoktur, biz bunu kabul etmiyoruz. Kürtlere sadece bir şey kalıyor. O da büyük bir direniştir’ dediğini söyledi...”

Tespit 6: İddianamenin 3414’üncü sayfasında, Öcalan’ın 2 ve 6 Ekim 2014’te, “ Bütün Kürt halkını topyekun bu yüksek yoğunluklu savaşa karşı direnişe geçmeye çağırıyorum...” dediği... belirtildi...

Tespit 7: Savcılık, Öcalan’ın çağrılarını şu cümlelerle değerlendiriyor:

“...Yapılan çağrının PKK/KCK silahlı terör örgütünün sözde Kobani’ de vermiş olduğu mücadelenin Kürt halkının savunulduğunu bu doğrultuda yaşanan şiddet olaylarını ve silahlı çatışmalarının desteklenmesi gerektiği...… Yapılan çağrının Türkiye Cumhuriyeti Devleti hedef gösterilerek başlatılmış olan eylemlerin daha şiddetli ve sürekli eylemlere dönüştürülmesine yönelik olduğu...

SONUÇ: 3 bin 530 sayfadan oluşan ve titiz hazırlandığı görülen iddianamede Abdullah Öcalan şüpheli değil! 108 sanığın eylemleri tek tek anlatılırken, terör örgütünün sözde lideri Öcalan’ın ‘Kobani çağrıları’ da net bir şekilde iddianamede yer almış. Aklıma takılan soru şu: Terör örgütü elebaşı Öcalan’ın çağrıları Suriye’ye yani dışarıya yönelik mesajlar olarak mı okundu? Türkiye’ye yönelik de okunup şüpheli olabilir miydi?