Tarih 17 Ocak 1991...

Birinci Körfez Savaşı başladı. Irak’ın, Kuveyt’i işgalinin ardından Amerika Birleşik Devletleri hava harekatı başlattı. 24 Şubat 1991’de de kara harekatıyla Irak Ordusu yenildi... 28 Şubat 1991’de Irak’ın yenilip Kuveyt’ten çekilmesinden sonra 3 Mart 1991 günü Müttefik Kuvvetler ve Irak askeri heyetleri arasında ateşkes anlaşması imzalandı. Böylece Körfez Savaşı fiilen sona erdi.

Esasa gelelim...

Körfez savaşının sona ermesiyle Irak’ın güneyinde ve kuzeyinde ayaklanmalar yaşandı. Irak hükümeti tarafından ayaklanmalar bastırıldı. Süreçte,  yüz binlerce Kürt ve Türkmen, Türkiye’nin Güneydoğu bölgesine yığıldı. Türkiye, Irak’tan kaçan Kürtler ve Türkmenler için Kuzey Irak’ta bir güvenlik bölgesi kurulmasını talep etti. Avrupa Topluluğunun Lüksemburg’taki zirve toplantısında, İngiltere ve Fransa’nın desteği ile bu teklif kabul gördü. Daha sonra ABD de bu teklifi destekledi. ABD ve Avrupalı müttefiklerinin Temmuz 1991 ayı ortalarında Kuzey Irak’ı boşaltacakları, ancak bölgedeki Kürtlerin güvenliği ve bunlara yapılacak her türlü yardımlar için Çekiç Güç adı verilen 5 bin kişilik bir müttefik birliği bulunduracakları açıklandı. Savaşın bitiminden sonra Kuzey Irak’taki müttefik askerler geri çekilirken, bir kısmı Silopi’de Çekiç Güç’te vazifelendirilmek üzere Türkiye’ye kaydırıldı.

Çekiç Güç’e karşı çıkanlar da vardı...

Çekiç Güç ve ÜLTİMATOM


Uğur Mumcu, Körfez Savaşı öncesinde şu uyarılarda bulunmuştu: “... ABD ve öteki batılı ülkeler, niçin birden bire bu kadar Kürt yanlısı oldular? Bu soruya yanıt aramak zorundayız. ABD için sorun Irak, İran ve Türkiye’nin diğer bölümünü kapsayacak bir Kürt Devleti üzerinde şimdiden egemen ve olası petrol yataklarını bir Kürt Devleti aracılığıyla elinde tutmaktır.” (Cumhuriyet 5 Aralık 1989)

Savaş bitti ve Mumcu, 22 Haziran 1991’de şu tespiti yaptı: “Körfez Savaşından sonra ABD tek egemen güç olarak bölgenin siyasal haritasını yeniden çiziyor.”

Bitmedi...

Tarih 23 Aralık 1992... Uğur Mumcu, Cumhuriyet’ten bir kez daha uyardı: “... Çekiç Güç, ülke savunmasının bir kısmını taşerona vermek anlamına geliyor. Hem bu anlama geliyor, hem de Irak’ın iç işlerine karışma anlamına geliyor. İşler bunlarla da bitmiyor. ‘Çekiç Güç’, Kuzey Irak’ta oluşan Kürt Federe Devleti’nin kurulup, gelişmesini sağlıyor. Önce Çevik Güç, sonra Çekiç Güç. ABD Ortadoğu’yu gün geçtikçe egemenliği altına alıyor.”

Ve... Uğur Mumcu, 8 Ocak 1993’te kaleme aldığı “Ültimatom” yazısı daha da önemli: “... Ben kendi hesabıma Kürt milliyetçilerinin bütün yayınlarını okuyor ve bunlardan yararlanıyorum. Yakında yayımlanacak bir yayınımda, Kürt milliyetçileri ile istihbarat ajanları arasındaki ilişkilere ışık tutacak ilginç belgeler açıklayacağım.”

Sonra... Uğur Mumcu, PKK ve Abdullah Öcalan üzerine araştırma yaparken 24 Ocak 1993’te evinin önünde arabasına yapılan sabotaj sonucu havaya uçurularak şehit edildi.

Bitmedi...

5 ay sonra 5 gün içinde


Tarih 17 Şubat 1993... Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ‘bağımsızlıkçı’ Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis’in de içinde olduğu uçak düşürüldü! Çünkü... “Bölge merkezli dış politikanın” savunucusu Eşref Bitlis, Çekiç Güç’e karşıydı.

Bitlis Paşa (solda), Ahmet Türk (sağda)


1992’nin Kasım ayında TRT’de Nazlı Ilıcak ve Tayyar Şafak’ın hazırladığı “Söz Meclis’ten İçeri” programının konuğu olan Bitlis Paşa’nın yanında HEP Milletvekili Ahmet Türk oturuyordu. Ilıcak, 9 Ekim 2010’da o programı (TRT’deki) Sabah’taki köşesinde yazmıştı. Okuyalım: “...Toplantıdan önce özel konuşmamızda, Eşref Bitlis, Çekiç Güç uygulamasına karşı olduğunu, Amerikalıların, Kuzey Irak’ta PKK’nın gelişmesine yardım ettiğini söyledi. Irak’ta, 36. paralelin kuzeyinde güvenli bölge kurulması ve Çekiç Güç uygulamasıyla, adım adım bağımsız bir Kürt devletine gittiğimiz endişesini taşıyordu. Amerikan uçakları, Kuzey Irak’taki PKK’lılara yardım malzemesi atıyor diye şikâyet ediyordu...”

5 ay sonra... 2 Temmuz 1993... Sivas Madımak Oteli, çeşitli illerden toplanmış gericiler tarafından ateşe verildi. Devlet zamanında ve etkili bir müdahale yapmadı. Madımak Otelinin yakılması sonucu 33 aydınımızı kaybettik.

3 gün sonra... 5 Temmuz 1993... Uğur Mumcu, Eşref Bitlis suikastı, Sivas katliamından sonra Erzincan’ın Başbağlar Köyünü basan PKK’lı teröristler, “Sivas Madımak katliamının hesabını sormak” adına, kadın, çocuk, yaşlı genç demeden 33 yurttaşımızı katletti. Topluma verilen mesaj şuydu: Siz Alevileri öldürürseniz biz de Sünnileri öldürürüz.

SONUÇ: Uğur Mumcu, Eşref Bitlis suikastlarını, Sivas ya da Başbağlar katliamlarını anlamak istiyorsanız GLADİO’yu anlamak şart. ABD ziyaretleriyle bu süreci anlamak zor!