MESELE SADECE ‘SOYKIRIM’ YALANI DEĞİL


Tarih 24 Nisan 2021...

HDP Merkez Yürütme Kurulu özetle şu açıklamayı yaptı: “...24 Nisan 1915 günü, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin örgütü Teşkilat-ı Mahsusa tarafından 250 Ermeni aydın ve siyasetçi evlerinden alınarak zorla sürgüne gönderildi ve katledildi. Bu tarih, Ermeni Soykırımı’nın başladığı gün oldu. Türkiye,  Ermeni Soykırımı ile 106 yıldır yüzleşmedi...”

Aslında HDP her yıl yaptığı açıklamayı bir kez daha yineledi! Liberal-etnik duruşlarını ve emperyalizmden kopuk tespitlerini kamuoyuna bir kez daha duyurdu! Farklı olan şuydu: Aynı gün, ABD Başkanı Biden da ‘soykırım’ dedi ve HDP’nin açıklaması daha önemli oldu!

Gelelim kırılma noktasına...

Tarih 26 Nisan 2021... CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Biden konusunda sessizliğe bürünen iktidarı sert bir şekilde eleştirdi ve devamında da isim vermeden HDP’ye seslendi:

Faik Öztrak


“Bir sözümüz de, emperyalist tezlere sarılıp bu ülke topraklarında siyaset yaptıklarını zannedenlere. Rahmetli Hrant Dink’in şu sözleri herkesin kulağına küpe olmalıdır: ‘Bu sorun emperyalistlerin elinden alınmalı, Türkiye ve Ermenistan bu sorunu konuşarak, kardeşçe çözmelidir.’ Unutulmasın, emperyalistlerin gölgesinde yapılan ezik siyaset anlayışı hiçbir şekilde kabul edilemez. Milletimizin iradesi böyle bir siyaseti her zaman sandıkta buruşturup çöpe atar. Bu toprakların siyasetçilerinin emperyalist tezlerin peşine takılması hiçbir şekilde kabul edilemez.”

CHP şu mesajı verdi: “Bu ülkenin kılına gelecek saldırıya karşı ön cephede biz yer alırız. AKP veya HDP fark etmez!”

Yanıt gecikmedi...

HDP’nin yanıtı iki gün sonra parti sözcüsü Ebru Günay’dan (Twitter) geldi: “... Sadece insanın değil, siyasetin de bir dengesi vardır. Konforlu alanlardan akıl dağıtmanın, ilkesel erozyonun, iktidara koşar adım yanaşmanın da bir sınırı ve dengesi vardır. Anti-emperyalist olmayı sizden öğrenecek değiliz. Haddinizi bilin...”

HDP’nin ‘slogan atan’ çizgisi son tahlilde geliyor ve emperyalizmle buluşuyor! Sonra da ‘solculuk’ yaptıklarını anlatıyor! Bu tartışma ‘Millet İttifakı’nda kırılma yaratır mı göreceğiz... Ancak...

Akşener’i de hedef aldı!


HDP’li Ebru Günay, dün yaptığı açıklamayla ittifakta yer alan İYİ Parti lideri Meral Akşener’i hedef aldı. Günay’a, Akşener’in “HDP’nin söylediğine (soykırım hakkında) bu ülkede Kürtler de dahil olmak üzere bir vatandaş aferin ne kadar iyi yapmışsınız derse ben adımı değiştiririm. Türkiye’nin dışında yer almak demek bu milletin geleceğine ilişkin söz sahibi olmaktan vazgeçmek demektir, lanet olsun bunları diyenlere” ifadeleri soruldu. Ebru Günay şu yanıtı verdi: “... 6 milyon insan bizim parti politikalarımıza, programımıza, tüzüğümüze ve yürüttüğümüz siyasete evet diyerek oy vermiştir. Halkımız HDP’nin yanındadır, HDP politikalarını destekliyor. Bize dayatılan hiçbir tekçi, iktidar yanlısı söylemi asla kabul etmiyoruz.”

Bitmedi...

Üçüncü Yol siyaseti


HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 30 Mart tarihli Yeni Yaşam gazetesinde yayımlanan röportajında “üçüncü ittifak” dedi... PKK’nın Avrupa’da yayın yapan Özgür Politika gazetesinde 5 Nisan’da Nubar Ozanyan mahlasıyla yayımlanan “Nisanda yürümek” başlıklı yazıda, AKP ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı ile CHP ve İYİ Parti’nin oluşturduğu Millet İttifakı’na karşı çıkılması gerektiğine dikkat çekildi ve alternatif bir üçüncü ittifak mesajı verildi. 8 Nisan günü de HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, basın toplantısında, “devletçi iki egemen bloka karşı üçüncü yol siyasetini büyüteceğiz” dedi. 25 Nisan’da da HDP’li Ebru Günay bir gazeteye verdiği röportajda net konuştu: “...Yıllardır Türkiye iki alana mahkum edilmeye çalıştı. AKP’nin öncülük ettiği ve MHP ile ortak yürütmeye çalıştığı sağ hattı. Bir de ona karşı muhalefetin içerisinde olduğu durum. Biz HDP olarak şunu ifade ediyoruz; ‘Üçüncü Yol’ siyasetimizle, daha kurucu, esas, müzakere ve daha barışçıl yolların esas aldığı başka bir siyaset tarzı mümkün...”

Bu neyi hatırlatıyor biliyor musunuz:

“New York Aydınları”nı... Stalin karşıtı isimlerdi... Hepsi, 1930’ların ortalarına doğru kurulan Troçkist Gençler Sosyalist Birliği’nde aktif rol aldı...  Irving Kristol, Irving Howe, Seymour Martin Lipset, Leslie Fiedler ve Nathan Glazer... Bir de baktık ki bu ‘Troçkist-sosyalist’ aydınlar, Amerika’nın en sıkı savunucusu oldu... ‘Neo-con’ yani yeni muhafazakar fikrin temellerini attı! Ne oldu peki? Neoliberalizm de neo-con anlayış da çöktü, ulus-devlet kazandı! HDP’nin anlamadığı da bu!

SONUÇ: New York aydını olmayın!