“... 11 Kasım 2020’de, Erdoğan şu cümleleri kurmuştu: ... (Önce yeni Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın ardından da yeni Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın göreve başlamalarıyla, piyasa göstergelerinde yaşanan olumlu seyir, doğru yolda olduğumuza işarettir.) Önce Ağbal gitti (20 Mart 2021) şimdi...” 27 Kasım 2021 tarihli “Nureddin Nebati’yi bir de böyle okuyun” başlıklı yazımı üç noktayla bitirmiştim. Çünkü... Tek tercihin ya da Beştepe’ye yakın isimlerin verdiği bilgilere göre “Tek alternatifin”  Bakan Yardımcısı Nebati olduğunu, Bakan Elvan’ın da kısa bir süre sonra görevden alınacağını öğrenmiştim.

1 Aralık’ı 2 Aralık’a bağlayan gece... Yani dün...

Berat Albayrak’ın istifası (10 Kasım 2020) ile boşalan Hazine ve Maliye Bakanlığı’na getirilen Lütfi Elvan “affını” istedi ve istifa etti! Yerine de ‘tek alternatif” olarak düşünülen Nureddin Nebati getirildi.



Komünist Manifesto’nun girişinde yazar: “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor... Komünizm hayaleti.” Evet... 8 Kasım 2020’de, resmi Instagram hesabından, “At izinin iti izine karıştığı, Hak ve batılı ayırt etmenin zorlaştığı böyle çetin bir zaman, Cenab-ı Allah sonumuzu hayreylesin’’ gibi ifadelerle istifa ettiğini duyuran Berat Albayrak’ın çalışma arkadaşları bugün ekonomide en yetkili görevlerde! Yani... Albayrak’ın hayaleti Beştepe’de. Çünkü... 20 Mart 2021’de, Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, atandıktan yaklaşık 4,5 ay sonra, Cumhurbaşkanı Kararı ile görevden alındı. Yerine Albayrak’a yakınlığıyla bilinen Şahap Kavcıoğlu getirildi. Şahap Kavcıoğlu’nun tez danışmanı, Türkiye Varlık Fonu’nun Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Borsa İstanbul’un Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erişah Arıcan’dı. Arıcan, aynı zamanda Berat Albayrak’ın da doktora tezi danışmanıydı.

Bitmedi...

Albayrak neden istifa etti?


Başında bulunduğu kendi şirketinden Ticaret Bakanlığı’na ürün sattığı ortaya çıkan Ruhsar Pekcan 21 Nisan 2021’de görevden alındı. (Not: Odatv’den Can Özçelik’in haberi sonrasında), Pekcan’ın yerine Mehmet Muş atandı. Albayrak’ın istifasını duyurduğu gün kimse tavır almamışken o dönem AKP Grup Başkanvekili olan Muş, “Bakanımız Sayın Berat Albayrak çok zor bir süreçte görev üstlendi. Kendi ayakları üzerinde duran milli bir ekonomi için önemli adımlar attı. Özverili çalışmalarına bizzat şahidiz. Cumhurbaşkanımızın da tensipleriyle görevinin başında devam etmesini temenni ediyoruz” demişti.

Bitmedi...

Üç dönem AKP milletvekilliği yapan Nureddin Nebati, 6 Ağustos’ta Milli Gazete tarafından fotoğraflandı. Nerede mi? İstanbul Süleymaniye’de çekilen fotoğrafta, Berat Albayrak’a, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati’nin eşlik etmesi dikkat çekti. Ve aynı Nebati, Hazine ve Maliye Bakanı oldu!

Soru şu: Berat Albayrak neden istifa etti? Kadrosu yükselirken neden ansızın gitti?

“Ekonomide tek bir plan yoktur”


Bildiğimiz şu: Turgut Özal dönemiyle başlayan ve AKP’nin iktidar olduğu dönemde de uygulanan, kredi genişlemesine dayalı bağımlı finansallaşma modeliydi. İlk dönemde, -bugün DEVA’nın başında olan- Ali Babacan’ın ekonomiyi yönettiği dönemde, sermaye hareketleri canlıydı ve sorun gözükmüyor gibiydi! Çünkü... O dönem, uluslararası fonlardan gelen para ekonomiyi canlı tutuyordu. Ancak... Özel sektörün dövizle borçlandığı dönemdi ve bugün yaşananların da temeli o zaman atıldı! Özelleştirmeler hız kesmeden sürmüş, beton ekonomisiyle birlikte ‘yandaş’ şirketler büyümüştü. Bugün... Özelleştirmeler yine hız kesmeden sürüyor, neoliberal politikalar devam ediyor.

Soru şu: Bu atamalar sorunları çözecek mi? Kısa ve uzun vadede ne getirecek?

Yanıtını da önemli bir ekonomistin tespitleriyle verelim:

14 Kasım 2017... Yazının başlığı, “Neoliberalizmin ölümcül kusuru: Kötü Ekonomi.” Okuyalım: “... Neoliberal küreselleşme modeline en yakın olan ülkeler fena halde hayal kırıklığına uğradı. Meksika özellikle üzücü bir örnek sunuyor. 1990’ların ortalarındaki bir dizi makroekonomik krizin ardından, Meksika makroekonomik ortodoksluğu benimsedi, ekonomisini kapsamlı bir şekilde liberalleştirdi, finansal sistemi serbest bıraktı, ithalat kısıtlamalarını keskin bir şekilde azalttı ve Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nı (Nafta) imzaladı. Bu politikalar makroekonomik istikrar ve dış ticaret ve iç yatırımda önemli bir artış sağladı. Ancak önemli olduğu yerde – genel üretkenlik ve ekonomik büyümede – deney başarısız oldu. Bu sonuçlar, sağlam ekonomi perspektifinden bakıldığında sürpriz değildir. Bunlar, piyasaların eğilimli olduğu başarısızlıklara uyum sağlayacak ve her ülkenin kendine özgü koşullarına göre şekillendirilecek ekonomi politikalarına duyulan ihtiyacın bir başka göstergesidir. Tek bir plan herkese uymaz.” (Prof. Dani Rodrik/The Guardian...)