Tarih 24 Mart 2021...

Bu köşede şu başlığı attım ve şu cümleleri kurdum:

“... Erdoğan’ın haritasını CİHANNÜMA Derneği ve Numan Kurtulmuş çiziyor... AKP kulislerinde, Berat Albayrak’ın bakanlıktan ayrılmasının ardından parti içinde doğan boşluğu CİHANNÜMA Derneği’nin doldurduğu konuşuluyor. Hatta şu cümle kuruluyor: Berat Bey, Çemişgezek’ten İstanbul’a kadar partiyi kontrol ediyordu. Şimdi durum değişti...” ‘Durumun değiştiğini’ yazımın yayımlandığı gün AKP 7. Büyük Olağan Kongresi’nde anladık. Yeni Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) açıklandı ve tablo ortaya çıktı. Çünkü... Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği Derneği’nin başkanı Mustafa Şen yeni MKYK’ya seçildi. Sonrasında da AKP’nin AR-GE ve Eğitim Başkanlığı’ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı oldu! Hatırlatalım: Numan Kurtulmuş da Genel Başkanvekilliği’ni Binali Yıldırım’la birlikte üstlenen isimlerden.

Cihannüma Derneği neden önemli? Dernek, “Tarihten aldığı ilhamla geleceği inşa edebilmek için gayret etmek. Ümmet bakışı ile düşünmek, çalışmak, üretmek, başkalarıyla ilgilenmek, nihayet insana ve insanlığa faydalı olmak” düşüncesiyle hareket ediyor! ‘Ümmet bakışının’ hakim olduğu bir çizgi!

Seher vaktinde Cihannüma


Tarih 5 Eylül 2021... Cihannüma Derneği’nin, “Seher Vakti Buluşmaları” programına katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “... Sosyal medyanın kullanımıyla alakalı hukuki çerçeveyi belirleyecek yasal bir mekanizmanın ihdası ve güçlü bir bilincin inşası, ötelenemez bir zorunluluk olarak karşımızda durmaktadır” dedi. Yani... İktidarın sosyal medya düzenlemesine destek oldu! Nerede? Başkanlığını AKP yöneticisi Mustafa Şen’in yaptığı Cihannüma toplantısında!

Devam edelim...

Yine 5 Eylül’de Ali Erbaş, Aksaray’da Önder İmam Hatipliler Derneği’nce 18’inci İmam Hatipliler Kurultayı’na katıldı ve şu cümleleri kurdu: “... İnanç, sokakta olmasın, mahallede olmasın, şehirde olmasın ve insanın içinde olsun gibi bir anlayış var. İnsan ile Allah arasında olsun, evine ve ticaretine, siyasetine, adaletine, yansımasın diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar. İnançtan oralar adeta aydınlansın. Bu düşünce insanlığı bu noktaya getirmektedir.”

Yani... Cihannüma’nın dediği gibi: Ümmet bakışı... Nerede kaldı Cumhuriyet’in halkçılığı ve laikliği?

Devam edelim...

Ekonomiyle iktidara geldi...


Tarih 9 Eylül 2021...  MHP lideri Devlet Bahçeli, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, Yargıtay binasının açılışında dua etmesinin eleştirilmesiyle ilgili, “Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş doğru bir iş yapmıştır. Ve desteğimiz tamdır. Bazı çevreler Atatürk ve laikliğe savaş açıldığını iddia edecek kadar insafını kaybetmiştir. Onun hedef alınması bir bakıma din ve vicdan hürriyetini hedef almaktır” dedi.

Ali Erbaş


Tarih 13 Eylül 2021... Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’da STK temsilcileri ve kanaat önderleriyle düzenlenen toplantıda, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ile telefonda görüşerek, katılımcılara hitap etti: “... Özellikle son dönemlerde, Diyanet camiamız üzerinde bazı spekülatif olaylar cereyan ediyor. Tabii ki bu olaylar beni de ciddi manada üzüyor. Fakat sizlerin birlik, beraberlik, dayanışma, kardeşlik içerisinde duruşunuz inanıyorum ki o grupların, arzuları istikametinde devamına inşallah fırsat vermeyecektir. Özellikle bölgede sizlerden çok büyük hizmetler bekliyoruz.”

Cumhur İttifakı’nın tam desteğini alan Erbaş’ın karşımıza ‘siyasi aktör’ olarak çıkarıldığını anlıyoruz! Çünkü... 24 Temmuz 2020’de Ayasofya’nın açılmasıyla birlikte AKP yeni bir yol haritası çizdi, çiziyor. “1994 ruhu” üzerinden muhafazakar tabanı sıkı sıkıya kenetlemek! Kendisinden kopan DEVA, Gelecek partilerine oy geçişini engellemek, Saadet tabanını yanına alabilmek!

Dahası... Yenişafak yazarı Hayrettin Karaman (İslam hukuk profesörü ve ikitdarın görüşlerine sık sık başvurduğu isim) geçen pazar günü (12 Eylül) köşesinde “İslam, devlet ve düzen” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Karaman da Ali Erbaş gibi, İslam’ın siyaset teorisini anlattı, ‘hilafet’ üzerine ilginç tespitler yaptı.

SONUÇ: Diyanet’i yöneten isme açılan telefon önemli... İktidar, 3 Kasım 2002’de kendisini iktidara getirenin ‘din’ olduğunu düşünüyor ki, bugün “1994 ruhuna” sarıldı. Oysa... 2002’de iktidara gelmelerinin nedeni ekonomiydi ve ekonomiyi düzeltemeyen iktidarlar seçimde yenilmeye mahkumdur!