Tarih 17 Mayıs 2015...  Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan İstanbul Sultangazi’de bir dizi ziyarete katıldı ve açılışlar gerçekleştirdi. Erdoğan meydandan ayrılırken, halkı selamladığı anda apartmanın balkonundan sevgi gösterisinde bulunan bir aileye; eliyle çay içmeye geleceği işareti yapması kameralara yansıdı.

Erdoğan’ın gerek Başbakanlığı döneminde gerekse Cumhurbaşkanlığı döneminde çay davetlerini kırmadığı ve çay davetine gittiği biliniyor.

Devam edelim...

Tarih 17 Aralık 2017


Tarih 17 Aralık 2017...  Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Karaman’da Aktekke 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’ndaki toplu açılış töreninde halka seslendi. O sırada meydandaki bir binanın balkonundan “Gurbetçi ailesi/Reisimiz çay davetimize evet! der misiniz?”yazılı pankart açıldı. Erdoğan, törenin ardından çay davetinde bulunan Hollanda’da yaşayan Bozağaç Ailesi’ni ziyaret etti. Aile Erdoğan’a çay ikramında bulundu.

Buraya kadar normal... Normal olmayan ne?

İktidar medyası ‘çay’ı vermedi!


Halkın arasında dolaşan ve “Çay varsa gelirim” diyecek kadar insanlara dokunan bir siyasetçiden felaketler sonrası çay dağıtan bir siyasetçiye dönüşen ve halktan kopan Erdoğan portresi! AKP kulislerinde konuşulan ama dışarıya vurulmayan şu cümle ve soru önemli: “Erdoğan’a bu hatayı/hataları kim ya da kimler yaptırdı?”

Çünkü... Canı yanan, evini kaybeden, ciğeri yananlara çay dağıtan bir siyasetçinin ‘iletişim’‘danışman’ kadrosunda sorun var demektir! Düşünün... Rize ve Marmaris’teki çay dağıtma görüntüleri, iktidara yakın kanallar tarafından verilmedi? Ajanslar tarafından servis edilmedi! Neden? Onlar da farkındalar bu durumun ‘iletişim’ sorunu olduğunun!

Eski seçimlere benzemeyecek


12 Aralık 2020’de yazmıştım... Hatırlatmakta fayda var... 2002’den bu yana televizyonlarda AKP’nin ‘insanları derinden etkileyen reklamları’nı izledik! Hakkını verelim! Halka dokunan, milyonları birleştiren reklamlar... 17 yıl sonra bu durum değişti...

Bir belediye otobüsü ve soru şu:

Pardon! Geçen seçim hangi partiye oy verdiniz? (Kucağında bebeğiyle yanıt veren) Aysel Hanım A partisine oy verdi geçen seçim... (Ayakta bekleyen yolcu) Ümit Bey B partisine... (Cam kenarında oturan kadın) Nimet Hanım C partisine verdi oyunu... Sözün özü... Hangi siyasi görüşten olursak olalım... Hepimiz aynı belediye otobüsündeyiz... (Gülen bir kız çocuğu) Dertlere derman bir beş yıllık yolculuk için sizi de bekleriz... 31 Mart yerel seçimlerinde CHP’nin kampanyasında yer alan Ateş İlyas Başsoy o reklamı şöyle anlattı:

Tarih 17 Mayıs 2015


“... 2019’un soğuk bir kış gecesinde Türk televizyonlarında bir reklam yayınlandı. Film ilk anından itibaren herkese AKP’nin reklamı gibi geldi, milyonlarca AKP’li reklamın sonunda ampul logosunu görmeye hazırlanıyordu. Aynı şekilde milyonlarca CHP’li de ‘yeni bir AKP reklamı’ diye izlemeye başladı. Ama reklam CHP logosuyla bitti... Hayatım boyunca yaptığım hiçbir reklam böyle bir kırılma etkisi yaratmadı. Bu reklam yayınlandığı gece AKP’nin beyin takımı ‘Bu seçim, eski seçimlere benzemeyecek’ diye düşünmeye başladı. ‘Hepimiz aynı belediye otobüsündeyiz’ yirmi yıldır söylediğim her şeyin özeti gibiydi. Bu kitapta yüz sayfada anlatmaya çalıştığım düşünceyi, filmin anlatması için 55 saniye yetmişti.” (Hepimiz Aynı Belediye Otobüsündeyiz/Sayfa 65)

Kritik cümle şu:  AKP’nin beyin takımı ‘Bu seçim, eski seçimlere benzemeyecek’ diye düşünmeye başladı. Peki ya 2023 seçimleri... 2023’ün de eski seçimlere benzemeyeceği ortada değil mi?

SON NOT: Bu arada Amerika’da bir ÇAY Partisi hareketi var. Çay Partisi hareketi adını, 1773’te İngiliz kolonisi olan Boston’da İngiltere’nin çay vergisinin protesto edildiği Boston Çay Partisi eyleminden alıyor. Meraklıları o dönemi tarih sayfalarından karıştırabilir.