Dün yazımı şu soruyla bitirmiştim:

“... O parmak izi kime aitti? O kişi ne zaman tutuklandı? Ceza aldı mı?”

Kısaca özetleyeyim:

2010’da Mert Akın adında meçhul biri MİT Müsteşarlığı’na “Deniz Teğmen Ülkü Öztürk’e ait bilgisayarların hard diskinden elde ettiğim bilgi ve belgelerin bir kopyasını 13.74 GB olarak 3 DVD halinde kurumunuza gönderiyorum. Bu DVD’ler içerisinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı merkezli Ergenekon yapılanmasına ait detaylı bilgiler mevcuttur” diye yazar... Mektup ve 3 DVD’yi kargoyla gönderir. Söz konusu ihbar mektubu ve ekindeki DVD’ler, 10 Haziran 2010’da MİT Müsteşarlığı tarafından Genelkurmay’a teslim edilir. Peki bu ihbar mektubu ekinde neler vardır? DVD’lerin içeriklerinde bin 426 albay, üsteğmen, teğmen ve astsubayın isimleri yer almaktadır. Bu isimlerin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde ‘Martı Kuvvetleri’, Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde ‘Kurt Kuvvetleri’, Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde ‘Kartal Kuvvetleri’ ve Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde ‘Tilki Kuvvetleri’ kod adıyla hareket ettikleri iddia edilir. Bu yapılanmaların 12 Haziran 2007’de düğmesine basılan Ergenekon benzeri illegal yapılanmaya benzediği ve askerlerin ‘Devrimci aşırı sol’ genel görüşünü benimsedikleri öne sürülür... O dönem, Genelkurmay Askeri Savcılığı ihbar mektubundaki parmak izinin kime ait olduğunu bulamaz ve takipsizlik kararı verir.

Ancak...

15 Temmuz 2016’da NATO destekli Gladyo/FETÖ darbe girişiminin bastırılmasının ardından Genelkurmay Askeri Savcılığı’nda da değişlikler olur. FETÖ’cü hakim ve savcılar ya tutuklanır ya da firar eder.

‘Mektupçu’ tutuklandı


Genelkurmay Askeri Savcılığı, 19 Nisan 2010’da MİT Müsteşarlığı’na Mert Akın adıyla gönderilen ihbar mektubu ve 3 DVD’yle ilgili soruşturma açar. İlk önce güvenilir askeri personelden yardım istenir. Jandarmanın veri tabanında parmak iziyle ilgili sonuç alınamaz  Genelkurmay Askeri Savcılığı’nda, Gladyo/FETÖ ile etkili mücadele eden isimlerden Başsavcı Mehmet Yüzbaşıoğlu, Jandarma’daki ‘güvenilir’ bir subayın önerisiyle emniyete gider ve...  Emniyet Pasaport Şube’den parmak izinin kimliğini tespit eder.

Sonuç şaşırtıcıdır...

Başsavcı Albay Mehmet Yüzbaşıoğlu


Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) 19 Nisan 2010’da gönderilen “ihbar mektubunu”,  ‘cemaatin’ MİT içindeki elemanı A.Y’nin hazırladığı ve gönderdiği iddia edilir.

Başsavcı Mehmet YüzbaşıoğluAskeri Savcı Eren Şen dosyayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na götürür. Dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak’a durumu anlatılar. Kodalak da Başsavcıvekili Necip İşçimen’i çağırır! Dosyanın önemi üzerinde işbirliği yapılır! Bu arada ‘parmak izi’nin sahibi MİT’çi A.Y’nin FETÖ bağlantılarını tespit eden MİT Müsteşarı Hakan Fidan başkanlığındaki teşkilat da harekete geçer, teşkilat da ayıklama başlar.

‘Mektupçu’ A.Y., 15 Temmuz’dan sonra tutuklanır.

Yani... Özellikle 2007’de Ergenekon’la başlayan ‘vatansever’, ‘mehmetçik’ vs... rumuzlu ihbar mektuplarıyla ilgili ilk isim tespit edilmiştir! Gerçek bir isim vardır ve bu mektupları ABD destekli FETÖ’nün hazırladığı ilk kez tutanaklara geçmiştir!

Peki sonra ne olur?

‘Casusluk’la ilgili karar


Tarih 10 Temmuz 2019...

Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK) 10 Temmuz 2019 tarihinde yayımlandığı, 785 sayılı kararla Ankara’da 34. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kurulmasına karar verdi. Bu mahkemeye, 16 Eylül tarihinden itibaren dosya verildi. (Not: 34. Ağır Ceza, MİT görevlilerinin terör suçlarıyla ilgili yargılamasıyla yetkilendirilmiş mahkeme...) 34. Ağır Ceza Mahkemesi ‘casusluk’la ilgili örgüt hakkında ilk kez karar verdi. Kararın ayrıntıları çok önemli!

SORU ŞU: Peki, sahte/sözde İzmir Askeri Casusluk kumpasında yargılanan Genelkurmay Başsavcısı Albay Mehmet Yüzbaşıoğlu’nun tespit ettiği ‘parmak izi’nin sahibi MİT mensubu A.Y. hakkında mahkeme ne karar verdi? Gerekçeli kararda ne gibi tespitler yapıldı? O da yarın!