Önce... 20 Mayıs’ta altıncı videosunu yayınlayan Peker’in cümlelerine bakalım: “... Fitilin ilk ateşlenmesi Michael Rubin adında Amerikalı bir yazarın, yazdığı yazıyla oldu. ‘Sedat Peker etki alanını bu şekilde geliştirmeye devam ederse, Tayyip Erdoğan sonrasında, Tayyip Erdoğan’a ihanet etmez’ dedi. ‘PanTürkizm görüşüne sahip bu kişi bu şekilde güçlenmeye devam ederse, Tayyip Erdoğan sonrası oraya simge birinin seçilmesini sağlar. Arka perdeden de ülkeyi o yönetir’ dedi. Dedim ki, bu tuzak, bize tuzak kurdular...”

Yanıt gecikmedi...

Michael Rubin sosyal medya hesabından Peker’e yanıt verdi: “... Söylenmekten vazgeç. Türkiye’nin cezaevlerindeki politik esirlerinin her biri senden daha şerefli ve onurlu davranıyorlar.” (20 Mayıs 2021/Saat 10.05)

Çok ilginç değil mi? Bugün cezaevinde PKK ve FETÖ’nün önemli isimleri var.  Rubin bu isimleri savundu ve 16 milyona yakın izlenen videoların sahibine aynı gün yanıt verdi!

Peki... Michael Rubin kim? Daha önce Sedat Peker ne demişti?


Rubin’in kehaneti


Tarih 24 Mart 2016...

ABD’nin etkili yazarlarından, Türkiye-İran uzmanı, Pentagon’da danışmanlık yapan, neo-con (yeni muhafazakar) Michael Rubin, Newsweek’te “Türkiye’de Erdoğan’a darbe olacak mı?” başlıklı bir yazı kaleme aldı ve şu cümleleri kurdu: “... ABD’de seçimlerin yaklaştığı şu dönemde Obama idaresinin darbe liderlerini kınamaktan öteye gitmeyeceği açık; hele darbeciler bir de demokrasiyi yeniden inşa etmeye söz verirlerse. Erdoğan, Mısır’ın devrik lideri Mursi’nin sahip olduğu sempatiyi de oluşturamayacak. Darbeci liderler Avrupa ve ABD insan hakları ve sivil toplum kriterlerini öne sürerek hapisteki gazetecileri, akademisyenleri çıkarır, el konulan gazete ve tv kanallarına haklarını iade eder. Türkiye’nin NATO üyesi olmasının herhangi bir caydırıcı etkisi olmaz. Türkiye askeri darbe sonucu üyeliğini kaybetmez.”

Sonra... Bu yazıdan dört ay sonra 15 Temmuz 2016’da NATO destekli Fetullahçı Terör Örgütü darbe girişimine kalkıştı! Rubin bu yazıyı bilerek mi yazmıştı? Ancak... 15 Temmuz’dan hemen sonra yeni darbe girişiminin ‘ulusalcılardan’ geleceğini yazan da oydu. Gelelim Sedat Peker yazısına...

Peker’in CIA-DEA görüşmesi


Tarih 12 Ekim 2016... Michael Rubin, Amerikan Enterprise Institute (Amerikan Girişimcilik Enstitüsü)’nün web sayfası - AEI.org köşesinde yayınlanan 12 Ekim 2016 tarihli yazısında Erdoğan’ın hayatını kaybetmesine sebep olabilecek şiddette üçüncü bir darbenin yaklaşmakta olduğu iddiasında bulundu. Cumhurbaşkanı ve mafya ilişkisinin dikkat çekici olduğunu söyleyen Rubin, Erdoğan’ın kirli işlerini perde arkasından sürdürmek konusunda Gülencilerden boşalan yeri, Sedat Peker ve Mehmet Ağar gibi isimlerin doldurabileceği iddiasında bulundu. Rubin şöyle dedi: “Derin devletin doğası politik ve etnik gruplaşmalara kadar uzanır, 1996 Susurluk skandalı bize bunu göstermişti. Sedat Peker hakkında genel olarak konuşulan konu, kendisinin hırslarını ve ideolojisini bir kenara bırakmaya uygun birisi olmadığı yönünde...”

Rubin’in bu yazısından iki gün sonra...

14 Ekim 2016’da Peker, Michael Rubin’e şu yanıtı verdi: “... Bundan önceki büyükelçi döneminde, onların resmi talebiyle, 2000’li yılların başında, Swiss Otel’in kral dairesinde Amerika elçilik görevlileri, CIA ve DEA ajanları ile resmi bir görüşme yaptım... Michael Rubin’e beni aşırı milliyetçiliğe sahip, ancak aynı zamanda da bu bölgenin en büyük mafyası olduğumu belirten bu yazısına karşılık şunu sormak isterim: Sizin büyükelçilik yetkilileriniz ayrıca CIA, DEA ajanlarınız iki yeminli tercüman ile beraber dünyanın her yerindeki mafya babalarıyla görüşme mi yapıyor? O zaman Sayın Rubin sizin kendi devlet yetkililerinize böyle bir görüşmeyi nasıl yaparsınız diye sormanız gerekmez mi? (Bu görüşmedeki konuların ne olduğuna, görüşmeye katılan Amerikalı yetkililerden hatta yazılı raporlardan da ulaşabilirsiniz.) Önümüzdeki günlerde Michael Rubin’in merakını gidermek için Swiss Otel’de yapılan ve Amerika Devleti’nin resmi talebiyle gerçekleşen görüşmenin detaylarını sizlerle paylaşacağım. Kendisinin bu bölgenin en büyük mafyası dediği şahsıma Amerika devlet görevlilerinin hangi güzellemeleri yaptıklarını da mutlaka anlatacağım.”

Bakalım... Sedat Peker, CIA ile yaptığı görüşmeyi anlatacak mı?