3 Temmuz 2011... 7 Eylül 2021...

Tam 10 yıl geçti...

Öznesi Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım olan (Gerekçeli karar 2889 sayfa... 1888 kez Aziz Yıldırım’ın adı geçiyor) “futbolda şike kumpası”nda gerekçeli karar açıklandı! İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, “Futbolda şike kumpası” soruşturmasında kumpas kurdukları gerekçesiyle açılan davada İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi 4 Haziran’da verdiği hükmün gerekçesinin yazımını tamamladı. Tam 10 yıldır şu soruya yanıt aranıyor: “Neden Fenerbahçe?” Zaman zaman bunu yazdığım “Sarı Lacivert Öfkeli Adam: Aziz Yıldırım/Kırmızı Kedi” kitabında anlatmaya çalıştım. Ancak... 23. Ağır Ceza’nın gerekçeli kararındaki “Fetullahçı Terör Örgütü ve Futbol” başlıklı bölümde Fenerbahçe’nin neden hedef alındığı anlatılmış. Değerlendirmeyi ve tespitleri kısa kısa okuyalım: (Sayfa 389-391)

“... Futbol endüstrisi günümüzde artık sadece bir spor dalı olmaktan öte sponsorluklar, yayın, gelirleri reklam ve isim hakları ile birlikte tek başına bir ekonomi bir küresel endüstri haline geldi. 1990’lı yıllardan itibaren bu spor dalı içerisinden eleman ve üye devşirmeye çabalayan örgüt ilerleyen dönemlerde devşirdiği sporcular ve spor adamları sayesinde himmet adı altında gelir elde etmeye ve finansal açıdan bu alana nüfuz etmeye başlamıştır. Bu endüstri içerisindeki yapıya ait organizasyonlarla hem gelir kaynağını arttıran örgüt aynı zamanda ülkemizde milyonların severek takip ettiği sporcu yüzleri ile kendisini sempatik gösterme çabası ile hareket etmiştir.”

Yani... Futbol, örgütün ekonomik anlamda hakim olmak istediği bir alan ve milyonların hayran olduğu futbolcuları devşirerek sempati kazanan bir yapılanma!

Devam edelim...


Kamuoyunun dikkatini çekmek için...


Peki... Fetullahçılar, spor camiası üzerindeki etkinliklerini artırdıktan sonra ne yaptı? Gerekçeli karardan okuyalım: “... Örgüt artık finansal ve örgütsel yapılanmasını belli bir seviyeye çıkardıktan sonra spor camiasının gündemini ve yaratmak istediği algı operasyonlarını elindeki gazete ve televizyon ile belirlemeye başlamıştır.”

Yani... Ergenekon, Balyoz gibi kumpaslarının ardından zincirin bir halkası olan futbolla ilgili çalışmalara hız verildi.

Şimdi geliyoruz can alıcı tespite: “... Futbol dünyasına yön vermek ve nüfuz ederek yönetmek isteyen örgüt bu kapsamda elindeki emniyet ve yargı yapılanmasında faal olan örgüt üyeleri ile operasyonel faaliyetlere bu kapsamda hız vermiş... Bahis ve şike iddiaları üzerinden yapılan bir ihbarı değerlendirme suretiyle tüm eylemlerini yasal bir görünüme ve temele sahipmiş gibi göstererek adli soruşturmaya başlamış... Ancak başlanılan soruşturmanın kapsamını genişletmek ve tüm kamuoyunun dikkatini çekmek ve yaratmak isteriği algı için söz konusu soruşturmanın yetki ve görev alanlarını ihlal ederek bilerek ve isteyerek soruşturmanın yönünü federasyon ve özelikle Fenerbahçe Spor Kulübüne çevirmiştir.

Peki neden Fenerbahçe?

Taraftarı karşı karşıya getirmek


İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, 2 bin 889 sayfalık gerekçeli kararında “Futbolun asla futbol olmadığını” bir kez daha kanıtlamış:

SOKAĞA DÖKMEK: ... Öncelikle örgütün amacı; her dönemde yaptığı gibi kumpas organizasyonunu emniyet ve yargı ayağındaki elemanları ile legal bir görünüme kavuşturup sahibi olduğu basın yayın organları ile topluma empoze etmeye çalışmak böylelikle camiaların milyonlarca taraftarını karşı karşıya getirip, kaotik bir ortam yaratarak ve taraftarları sokağa dökmeyi amaç edinmiştir.

SORUMLU DEVLET ALGISI: ... Böylelikle toplumsal kutuplaşma ve huzursuzluk ortamı yaratılacak devleti ve hükümeti bu kaotik ortamdan sorumlu göstermek suretiyle yıpratmaya çalışıp diğer yandan da kulübün yönetimini ele geçirmeye çalışarak sahibi olduğu taraftar kitlesinden ve finansal gelirden nemalanmaya çalışacaktır.

SİNİR UÇLARINA YERLEŞEN VİRÜS: ... Fetullahçı terör örgütü toplumun sinir uçlarına yerleşmiş bir virüs gibi toplumun duyarlılık göstereceği konuları istismar etmeyi bir yöntem olarak kullanan bir örgüttür. Örgüt üyelerinin bu örgüte adanmışlığı ile tıpkı 17/25 Aralık ve 7 Şubat MİT kumpasında olduğu gibi Fenerbahçe Spor kulübüne ve dolayısıyla Türk Futbol camiasına kumpası tamamiyle örgütün çıkar amaç ve hedeflerinin bir ürünüdür.

TOPYEKÜN MÜCADELE: Bu örgüt ile mücadele sadece Cumhurbaşkanının şahsı yahut yargı makamları ile yahut mağdur Fenerbahçe Spor kulübü ve diğer mağdurlarla sınırlı kalmayarak topyekün verilmesi gereken bir mücadeledir. FETÖ sadece eli kanlı bir silahlı örgüt değil, itibar ve maneviyat suikastçısı bir zihniyettir. İş bu yargılamaya konu dosyamızda usulsüz ve sahteciliğe konu edilen eylem ve belgeler ile kurmaya çalıştığı kumpasla sadece Fenerbahçe Spor kulübü ve dosya mağdurlarının değil Türk Futbolunun ve Türk milletinin de itibarına, saygınlığına saldırmış ve derin yaralar açmıştır.

SONUÇ: Yarın Fenerbahçe’ye yapılan operasyonun MİT ayağında kimler var?