12 Nisan 1931...

İspanya’da seçimi San Sebastian Paktı olarak bilinen koalisyon yani Cumhuriyetçi-Sosyalist adaylar kazanır. Cumhuriyetçi-Sosyalist birlik, başkent Madrid’de Devrimci Komite’yi ilan eder ve aldığı kararla cumhuriyetin kurulduğunu duyurur.

Yeni sistemden ve ‘sol cumhuriyetten’ rahatsız olanlar da vardır: Büyük toprak sahipleri, büyük şirketlerKatolik Kilisesi ve dini gruplar ile monarşi yanlıları ve ordu içinde sömürgelerde görev yapan komutanlar!

1933’te ‘sağ’ yeniden iktidara gelir ve 1936 Temmuz ayında bir dizi suikastlar sonucunda İspanya İç Savaşı başlar. (17 Temmuz 1936-1 Nisan 1939)

Guernica...

İspanya’nın kuzeyinde Bask şehri!

Tarih 26 Nisan 1937... Franco yönetimindeki faşistler, Cumhuriyetçilerin stratejik kenti Guernica’ya saldırır! Alman Luftwaffe (Hava Savaş Birimi) kuvvetlerine bağlı Kondor Lejyonu ve faşist İtalyan yönetimine ait Lejyoner Hava Kuvvetleri’ne ait uçakların gerçekleştirdiği saldırının askeri adı Rügen Operasyonu’dur... Şehir yerle bir edilir! Bin 700 kişi hayatını kaybeder!

Ve... 1937’de Pablo Picasso, Guernica saldırısını tabloya döker. Nazi Almanya’sına ait 28 bombardıman uçağının Guernica şehrini bombalamasını anlatan, 7.76 m. eninde ve 3.49 m yüksekliğinde anıtsal tabloyla ilgili Picasso şöyle der: “... Üzerinde çalıştığım ve Guernica ismini vereceğim resimde ve son zamanlardaki tüm eserlerimde, İspanya’yı acı ve ölüm okyanusuna batıran askeri sınıfa duyduğum nefreti açıkça göstermekteyim...”

Guernica saldırısından etkilenen sadece Picasso değildir!

Hüzün, isyan ve devrim


Joaquin Rodrigo Vidre... İspanyol besteci... Gözlerini üç yaşında kaybeder. 1933 yılında İstanbul doğumlu piyanist Victoria Kamhi’yle evlenir. Guernica bombardımanın ardından 1938’de Concierto de Aranjuez’i (Gitar Konçertosu) besteler. En büyük yardımcısı da eşi Kamhi’dir! Ve... Ortaya ünlü Rodrigo’nun Gitar Konçertosu ortaya çıkar! Üç bölümden oluşan konçertoyu dinlerken hüzün, isyan, devrim... O besteyi idama giderken dinlemek isteyen de devrimci bir Türk gencidir.

Deniz olunmalı oğlum




1968 öğrenci hareketinin sembol isimlerinden anti-emperyalist, bağımsızlıkçı, Mustafa Kemal Atatürk devrimlerinin uygulanmasını isteyen sosyalist Deniz Gezmiş, 6 Mayıs 1972’de, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’la birlikte idam edildi! 49 yıl önce idama giderken şu cümleleri kurdu: “O sahneyi çok iyi somutladım; bir mitinge gider gibi gideceğim idama, asılma günü gelip çatınca o sevdiğim giysilerimi giyeceğim, postallarımı, parkamı... Beyaz ölüm gömleği giydirmek isteyecekler, giymeyeceğim, tıraş falan da olmayacağım. Önce gidip orada oturacak, bir sigara yakacağım, sonra demli, güzel bir çay içeceğim. Haa bak, Rodrigo’nun o ünlü Gitar Konçertosu’nu da dinlemek isterim orada. Sanırım asılacak bir insanın son isteğini geri çevirmezler... Sonra urganı kendim geçireceğim boynuma ve dönüp orada asılmamı seyredenlere, ‘burada ölen yalnızca bedenimdir’ diyeceğim. Ama düşüncemi öldüremeyeceksiniz, düşüncem yaşayacak.”

Kısacık ömrünü ABD emperyalizmine karşı mücadeleye adayan Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını Nazım Hikmet’in ‘Bulut Olsam’ şiirindeki dizelerle selamlıyorum:

Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
Balık mı olsam,
yosun mu yoksa?..
Ne o, ne o, ne o.
Deniz olunmalı oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.