Tarih 10 Mart 2004... Hürriyet Gazetesi’nin manşetten verdiği haber: SOSYETİK FİŞLEME... Gazete, Kara Kuvvetleri Komutanlığı 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı’nın askeri birlikler ve kaymakamlara gönderdiği yazı ile “bölücü ve yıkıcı” faaliyetlerde bulunan kişi ve kurumlar hakkında bilgi toplanmasını istediğini yazdı. Bu kişi ve kurumlar arasında, Türkiye’deki Klu Klax Klan üyeleri, AB ve ABD yanlısı kişiler, sanatçılar, yüksek sosyete grupları, satanistler, masonlar, azınlıklar ve internet grupları da yer aldı.

10 Mart 2004’te Necdet Açan imzalı Hürriyet’in manşetine dönemin başbakanı Erdoğan başta olmak üzere herkes tepki göstermişti.


Bu ‘fişleme’ haklı olarak büyük tepki çekti! TSK’nın böyle bir görevi olmadığını söyleyen Başbakan Tayyip Erdoğan, 15 Mart 2004 tarihinde o dönem Hürriyet’te yazan Fatih Altaylı’ya şu cümleleri kurdu: “... Açıkçası basının bu konudaki tavrına hep birlikte müteşekkir olmalıyız. Hangi görüşte olursa olsun bütün medya organları, neredeyse tüm saygın köşe yazarları burada yapılan işin yanlışlığını vurguladılar. Ben bu işin kurumsal bir mesele olmadığından eminim. Genelkurmay da son derece sağduyulu bir açıklama yaptı. Bu konuyu Türkiye’nin sağduyusu çözmüştür bence...”

Peki... Emekli olmuş askerlerin, ailelerinin hangi partiye üye olduklarının çarşaf çarşaf yayımlanması ne demek?

Devlete güvenmek


Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün, 104 amiralle ilgili değerlendirme toplantısının ardından kamuoyuna şu bilgiyi verdi: “... Şu anda bu 104 kişinin içerisinde bizzat CHP içinde üye olan, ailesi olanlar var. Siz bunları yakın zamanda medyada göreceksiniz. Bu işin merkezinde ana muhalefet partisinin ta kendisi var...”

Erdoğan’ın “Siz bunları yakın zamanda medyada göreceksiniz” cümlesini saat 18.10’da kurdu.

Şimdi gazeteci-yazar Faruk Bildirici’yi okuyalım: “...Sabah Gazetesi’nin 5 Nisan akşamı saat 17.24’te yayımladığı (Skandal bildiriye imza atan emekli amirallerden 4’ünün CHP üyesi olduğu ortaya çıktı) haberi yarım saat içinde Takvim’de aynen yayımlandı. Ardından saat 19.57’de Hürriyet’te kopyalandı. Hürriyet’in haberinde Sabah kaynak gösterilmiyordu ve CHP üyesi olan emekli amiraller ile yakınlarının açık adlarını içeren liste de aynen yer alıyordu... Tepkilerin ardından Hürriyet’in haberi saat 22.22’de güncellendi ve amirallerin CHP üyesi yakınlarının adlarını içeren liste haberden çıkarıldı. Haberde sadece CHP üyesi olan dört emekli amiralin ismi kaldı. Ama Sabah’ın haberi, emekli amirallerin CHP üyesi yakınlarının isimlerini içeren listeyle birlikte birçok internet sitesinde yayımlanmaya devam etti. Sabah ve Takvim’de de liste haberden çıkarılmadı.”

Bitmedi...

A Haber’de soruları yanıtlayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu şöyle konuştu: “CHP’ye üye olan 4, aileleriyle üye olan da yaklaşık 18 kişi var. Kimi kardeşi, kimi ablası, kimi oğlu, kimi kızı, aileleriyle beraber. O gece biz sabaha kadar uyumadık, çalıştık ve tüm irtibatlarını ortaya çıkardık. Son 30 günde kimlerle irtibat kurdukları, hangi siyasi parti yoğunluklu irtibat kurdukları çok açık ve net...”

Şimdi... Devletin ‘mahrem’ bilgilerinin bu kadar çabuk medyaya servis edilmesi, amiral ailelerinin ‘fişlenmesi’ ne anlama geliyor? 2004’te ‘Sosyetik Fişleme’den gelinen nokta neyin habercisi! Sonuçta, halk, yurttaş, vatandaş, millet kime güvenir? Ya da güvenmelidir? Devletine! Özel yaşamın ifşası değil mi bu?

Dişli ve Pakdemirli


Ki ortada verilmiş bir karar yok... Hadi verildiğini kabul edelim ve amirallerin ‘bağlantıları’ ortaya çıkarıldı!

Bakın Anayasa 38. Madde ne diyor:

“... Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz. Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz. Ceza sorumluluğu şahsidir.”

Bakın Anayasa 20. Madde ne diyor: (Özel Hayatın Gizliliği)

Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.”

Her fırsatta... Darbeci Mehmet Dişli’nin kardeşi Büyükelçi Şaban Dişli’nin hakkını savunanlar... Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli’nin FETÖ’den tutuklu kardeşinin gündeme getirilmesinin doğru olmadığını söyleyenler ne diyor?