Huzur Bozanlar Derneği’ni duydunuz mu? 1974’te kurulmuş!

Ben yeni duydum... Kuran kim mi? Bugün “Teröristlerin anası” diye hedef gösterilen Ayşenur Arslan! Şaşırmayın... TRT’de çalışırken kadınlarla Huz-Bor’u kurdu... Ve gazetecilik sevdasından hiç vazgeçmedi! 1982 yılında Güneş Gazetesi’nde haber müdürü olduktan 2 yıl sonra istifa etti ve Nokta Dergisi’nde çalışmaya başladı. Daha sonra Söz Gazetesi’nde çalışmaya başlayan Arslan buradan da ayrıldıktan sonra Türkiye’nin ilk yerel dergisini hazırladı. Bir yıl Cumhuriyet Gazetesi’nde çalışan Arslan, Star TV’de ve Ali Kırca ile birlikte ATV’de çalıştı. 8 yılın ardından tekrar Star TV günleri. Medya Mahallesi programını CNN Türk’te yaptı...

O günleri hatırlayın...

Ayşenur Arslan

Ferhat Boratav ve Akif Beki


28 Aralık 2011’de Uludere’de yaşananları 29 Aralık’ta CNN Türk’te duyurdu ve kendi anlatımıyla,
“Ferhat Boratav rejiye girdi ve ‘Uludere haberi verilmeyecek’ diye
bas bas bağırdı. ‘Vali açıklama yaptı’ dedim. ‘Vali nereden bilecek’ dedi...” açıklaması yaptı... Sonra da CNN Türk’ten atıldı!

Sohbetlerimizde ve yazılarında o günleri şöyle anlatmıştı:

“... Medya Mahallesi iktidar çevrelerinde pek sevilmedi!! Bu yüzden bıçak sırtında ilerledi. Nihayet, 2012 yaz başında program normalinden iki ay önce tatile sokuldu. O sırada bin bir dedikodu çıktı. Ardından, programı iki kişi yapacağımız tebliğ edildi. Birkaç isim konuşuldu. Akif Beki için ‘evet’ dedim. Ekim 2012’de başladık. Kimi zaman kavga-gerilimle, kimi zaman da tatlı didişme denebilecek bir havada yola devam ettik. Derken, 2013 Şubat başında Cumhuriyet Gazetesi’nde bir röportajım yayımlandı. Meslektaşım Akif Beki’yi sormuştu, ben de şöyle bir yanıt vermiştim: ‘Onunla ilgili çok bilgim yoktu, bir iki kere program yapmıştık, o kadar. Ekrana çıkabileceğim isim olabilir diye düşünmüştüm.’ Bu röportaj 3 Şubat Pazar günü yayımlandı. 4 Şubat Pazartesi günü işe gittim. Her zamanki gibi yayın hazırlığımı yaptım. Sonra makyaja geçtim. Ve yayına sadece yarım saat kala, Akif Beki gelmediği için programın yapılmayacağı söylendi. Önce anlamadım. ‘Ben hazırım, programı yaparım.. Akif’in de mazereti olduğunu söylerim’ dedim. Meğer mazeret benmişim! Akif Beki, röportajdaki ifadeye kırılmış. O kadar kırılmış ki, ‘programı bırakıyorum’ demiş. ‘Akif Beki gelmiyor diye program kalkar mı yayından’ dedim. Sonraki anı unutamayacağım. Yaklaşık 20 yıldır tanıdığım, atv Haber’de birlikte çalıştığım CNN TÜRK Haber Genel Yönetmeni Ferhat Boratav daha önce hiç duymadığım kadar sert bir tonda karşılık verdi: ‘Evet! Akif Beki yoksa Medya Mahallesi de yok, tamam mı!’ Sahiden de öyle oldu. Program yayından kalktı...”

Bugün... Halk TV’de “Medya Mahallesi” programını sürdürüyor Ayşenur Arslan!

Cezaevinde bere takacağım’


Tarih 10 Ocak 2012...

Ayşenur Arslan, Yeni Harman Dergisi’ne konuştu. Ergenekon döneminde, AKP-cemaat ortaklığının sürdüğü günlerde... Bir ‘gazetecinin’ “yakında tutuklanabilir” sinyalini verdiği Arslan, “Ayşenur Hanım, ekranlarda hükümete yükleniyorsunuz sık sık. Rahat mısınız, yoksa korkuyor musunuz bir yandan ‘sıra bana da gelir’ diye?” sorusuna şu yanıtı verdi: “... Aslında hiç rahat değilim. Korku değil ama endişe var. Uçak korkusu dışında benim korkamamak gibi tuhaf bir halim var. İçeri girmekse de girersiniz... Ama şimdi bel fıtığım var, kemiklerim, dizlerim rahatsız; ‘o nemde ne yaparım’, ‘hay Allah, saçlarımı boyatmazlar herhalde’ diye düşünüyorum. Böyle insani, kadınsı kaygılarım var ama ben şunu düşünüyorum. Korkmak başka bir şey, korka korka doğru bildiğini yapmak başka bir şey. Ben bunu yapmaya çalışıyorum. Bu cesaret değil; başka türlü yapamamak...”

“Peki, alınırsanız neden alınırdınız; KCK mı, Devrimci Karargah mı, Ergenekon mu?” sorusuna da yeni bir örgüt ismi vermişti Arslan: “... Soner Yalçın ve Ahmet Hakan’la birkaç kere öğle yemeği yemiştim Nişantaşı’nda, Salomanje’de... Gerçi Ali Saydam vardı, Hıncal Uluç vardı, birkaç genç arkadaşımız daha vardı. Salomanje örgütünden götürülebilirim...”

SONUÇ: Peki, Ayşenur Arslan gözaltına alınırken ne yapardı? Yanıt önemli: “... Elimle öpücük gönderebilirim. Ben yalnız saç boyası konusunu çok takarım kafaya ve bere takacağım cezaevinde. Bir kaç berem var, bir siyah, bir kırmızı; onları götürürüm yanımda...”

NOT: Bu arada geçenlerde Arnavutköy’de Ayşenur Arslan, Soner Yalçın ve Haluk Hepkon yemek yedik. Yeni bir örgüt yok aman diyim!