“... Askeri liderlerin sıra dışı siyasi faaliyeti ve profesyonellikteki genel düşüş, TSK’nın alt kademelerini yabancılaştırmıştır. Orta kademe subayların ordunun yönetiminden çok fazla usanmış olduğu bildirilmiştir. Bazı gözlemciler, bu rahatsızlığın bir noktada başka bir darbe girişimine bile yol açabileceğine inanmaktadır...”

ABD’nin etkili ve ‘derin’ düşünce kuruluşlarından RAND Corporation’ın, Ocak 2020’de yayımlanan “Türkiye’nin Milliyetçi Rotası: ABD-Türkiye Stratejik İşbirliği ve ABD Ordusuna yönelik sonuçları” başlıklı 276 sayfalık raporda yazılan bu cümlelerin ardından yaşananlar dikkat çekiciydi.

Neden mi? Çünkü...

2020 Yüksek Askeri Şurası’nda, Jandarma dahil 720 albay emekli edildi! Yani orta kademe... Hatta generaller emekli edildi! Ki bunların çoğu da 15 Temmuz gecesinde NATO’cu darbe girişimine direnenlerdi.

Şimdi filmi geriye saralım...

Ortak hedef: Kemalistler


15 Temmuz hain FETÖ’cü darbe girişiminin ardından Türkiye bambaşka bir mecraya doğru yol almaya başladı. Darbe girişiminin arkasında Amerika’nın olduğu iktidar yetkilileri tarafından da dillendirildi. Ancak ABD derin devletinin sesi ‘uzman’ Michael Rubin, ulusalcıların Türkiye’de darbe yapacağını sosyal medya hesabından duyurdu.

18 Temmuz 2016... 

Fetullah Gülen de Mısır’da yayımlanan “El-Yevm 7” gazetesine yaptığı açıklamada, “15 Temmuz darbesini ulusalcı, laik bir kesimin yapmış olabileceğini” iddia etti.

Tarih 26 Temmuz 2017... Türkiye Gazetesi, Nuri Elibol’un imzasıyla yer alan manşet haberinde, “Yeni darbeyi ulusalcılar yapabilir” dedi. Haberde şöyle denildi: “15 Temmuz ve öncesinde olup bitenleri sorguladığımızda, büyük bir sistem zaafının olduğu gözleniyor. Eğer sistem zafiyeti giderilmez ve sivil-asker ilişkisi Batı normlarına taşınmazsa bir buçuk iki yıl içinde ordudaki ulusalcılar yeni bir darbeye kalkışabilir...”

Tarih 20 Mayıs 2019... Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Genelkurmay Çatı Davası... Eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş savunma yaptı: “... TSK’nın DNA’sı mutasyona uğradı. NATO, ABD ve AB’den uzaklaştı. Avrasyacı bir çizgiye geldi. Son kale yıkıldı. Batı değerlerini benimseyen tüm subaylar tasfiye edildi.”

Ocak 2020’nin başları... ABD’nin etkin düşünce kuruluşu Rand Corporation’ın  “Türkiye’nin Milliyetçi İstikameti ve bunun ABD-Türk Stratejik Ortaklığı ve ABD Silahlı Kuvvetleri Üzerindeki Etkileri” başlıklı 276 sayfalık raporunda, ‘darbe iması’ vardı!

17 Şubat 2020’de iktidara yakın bir köşe yazarı köşesinde şu cümleleri kurdu: “... ABD’nin yeni planının bu kez de FETÖ mağduru emekli generallerle ordu içindeki Avrasyacıları, kendilerini darbe mağduru olarak gören FETÖ’cülerle aynı zeminde buluşturma çabası olarak değerlendiriliyor. İşe ilk olarak FETÖ’nün siyasi ayağı tartışmasıyla başladılar. Ama tehlikenin farkındayız...”

Biraz daha geriye saralım...

2021 YAŞ sürecinde olası senaryolar


Tarih 8 Ocak 2005... ABD’nin o dönem Ankara Büyükelçisi Eric Edelman, Zaman Gazetesi’nin İstanbul’daki binasını ziyaret eder. Gazetenin Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı (firari) o görüşmeyi köşesine taşır. Edelman’ın, Türkiye’de yükselen ABD karşıtı dalgadan rahatsız olduğunu ilettiğini ifade eden Dumanlı şunları kaydeder: “... Dünkü beyin fırtınasında Edelman’ı takdir etmemek mümkün değil. Toplantıda gördüğüm kadarıyla Büyükelçi tıpkı pek çok Amerikalı gibi anti-Amerikanizm’in özellikle İslam dünyasında hızla yayılmasına üzülüyor. Haklıdır. Bu gelişme, ne Amerika’ya fayda sağlar ne İslam dünyasına. O yüzden bir an önce yanlış anlaşılmaların karşılıklı yapılacak çalışmalarla giderilmesi gerekiyor.”

10 ay sonra... 18 Ekim 2005’te FETÖ elebaşı Fetullah Gülen Aktüel’e bir röportaj verdi: “... AB sürecinde son günlerde yaşanan tartışmalara bakın. Ölseler bir araya gelemeyecek kimseler ulusal cephe adı altında suni bir kitlesel dalga oluşturmaya çalışıyor. Her açıdan manipülatif bir organizasyon. Bunlar aşılacaktır.”

Bu açıklamadan tam 22 gün sonra 9 Kasım 2005’te TSK’ya ilk kumpas kuruldu ve Şemdinli’de patlayan bombayla 2006’da Genelkurmay Başkanı olacak Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt FETÖ’nün hedefi oldu.

İki yıl sonra...

Emniyet Genel Müdürlüğü,  2007 yılında ‘ulusalcılığı’, “aşırı sağ faaliyetler” başlığı altında terör kapsamına aldı.

Ve bugün...

104 amiralin duyurusuna ‘darbe kokan bildiri’ diyen kesim (özellikle gazeteciler) ‘Yeni bir Ergenekon’ için hamle yaptı ve Taraf Gazetesi gibi çığlıklar attı: “Büyütün bu operasyonları, daha fazla isme gidin vs...”

SONUÇ: Peki ne oldu? Altı boş olan bir iddia! İlerisi için ne yapıldı? Bunu da deneyimli gazeteci-yazar Toygun Atilla 4 Nisan pazar sabahı sosyal medya hesabından paylaştı: “Geçmişte FETÖ mağduru olan ve ‘ulusalcı’ olarak fişlenen ne kadar subay varsa önümüzdeki dönem ya tasfiye edilecek ya da pasif görevlere atanacak.” Yani... 104 amiral operasyonu, ABD’nin Kemalistlerle hesaplaşma sürecinin devam ettiğini ve bu sürece alet olan kesimin ‘yeni Ergenekon’ operasyonları hevesinde olduğunu ortaya çıkardı!