Büyük camialar böyledir. Bir bardak suda fırtına kopar, birçok olumsuzluk yaşanır ama çıkar oynar ve kazanırlar. Tam da ihtiyacı olduğu bir dönemde yani Beşiktaş’ın puan kaybettiği haftada... Yapılacak tek bir hata şampiyonluğu başka bir mayısa bırakacaktı.

Galatasaray, bu sezon geriye düştüğü hiçbir maçı çevirememişti, ta ki düne kadar! Taylan’ın hatası sonrası gol yendi ve sarı-kırmızılı oyuncular kendine geldi diyelim. Sakatlıklar, covid ve cezalılar nedeniyle kadro kurmakta zorlanan Fatih Terim daha maça çıkmadan gövde gösterisi yapmıştı hem de başkana karşı. Kaybetse zaten genç oyuncularla maça çıktığından herkes suçu Başkan Cengiz’e yükleyecekti ama roller değişti şimdi de başkan oyuncuları kendisinin motive ettiğini iddia edecek(!)

Göztepe'nin mücadelesine, Diabate’nin golüne hem şapka çıkarılır hem de alkışlanır. Onların yapacağı çok da hamle yoktu. Ne Ünal Hoca’nın aklına gelir ne de başkasının 22’lik bir yıldız adayının hat-trick yapacağı?

Fırat Aydınus benim için bu ligin tartışmasız en iyi hakemidir. Profesyonel hakemlik yaşantısının sonuna geldi. MHK’nın inatçı Başkanı Serdar Tatlı, uzun süredir Galatasaray maçı verilmeyen Aydınus’a bu maçı verince açıkçası yeni tartışmaları da beraberinde getirir diye düşünüyordum. Neyse ki yanılmışım.

Galatasaray galip gelse de işler iyi gitmiyor. Defansif zaafların yanı sıra birçok oyuncu eski günlerini aratıyor. Maçın adamı Kerem’in 3 gol birden atması, Halil’in gelecek vadeden oyunu açıkçası neden bunca zamandır oynatılmadıklarını da akıllara getiriyor. İşin kolayı Arda’yı, Onyekuru’yu oynatmak elbette. Sahada Oğulcanlar, Emreler, Keremler, Haliller oldukça Galatasaray’ın sırtı yere gelmez. Gelecek gençlerde...… Bizim gibi eleştirmenleri susturmanın en iyi yolu galip gelmektir. Bize de şimdilik susmak düştü!