Dünkü karşılaşmayı izlerken aklıma Trömsö, Juventus ve Akhisar maçları geldi. Kar, soğuk ve balçık içinde oynanan kiminin hüsran ile kiminin ise zafer ya da şampiyonluğa uzanan hikâyeleri gibi sonuçlanan maçlar. Her şey bir yana bir gerçek var ki Galatasaray karlı havayı seviyor. Yine karlı bir havada oynanan ve Mitroglou’nun golüyle galip geldiği maçın devamında şampiyonluğa uzanan bir sezon gibi. Kasımpaşa galibiyeti işte bu kadar önemlidir Galatasaray için.

Fatih Terim, dünkü 11’i açıklayınca açıkçası pek de anlam verememiştim. Onyekuru, Taylan, Yedlin, Belhanda ve Donk yedekti. Fizik olarak daha kuvvetli olanlarla başlamayı tercih etmiş. Maç başlayınca anladık tabii sahanın ne kadar ağır olduğunu. Her iki takımın oyuncularına da helal olsun, her babayiğidin harcı değildir bu sahada oynamak. Canla başla mücadele ettiler. Statlarımız o kadar iyiyken, sahalar nasıl bu kadar kötü olabilir?

Galatasaray, sezonun bana göre en iyi maçını çıkardı. Kaleye 10 isabetli şut hem de bu kadar ağır bir sahada... Muslera’nın hatalı çıkışı sonrası yenen gol ve soldaki sıkıntı gözlerden kaçmadı. Babel geriye dönemedi, Ömer Bayram ise çok hata yaptı. Atılan ilk golde Mostafa’nın topa darbeli kafa atması ve devamında Kerem Aktürkoğlu’nun golü istek ve arzunun bir eseri gibiydi. Galatasaray’ın artık her maçta gol atan başarıya aç, kariyer peşinde koşan bir golcüsü oldu. Bu maçta çok büyük sakatlık olmaması ise her iki takım için de büyük şans olsa gerek.