NE kadar eksiğin olursa olsun Hatay karşısında kötü bir oyunla kaybediyorsan hiçbir şeyin arkasına sığınamazsın. Fatih Hoca’nın yokluğunda sanırım Levent Şahin, Amerika’yı yeniden keşfetmeyi planlıyordu. Stoperde Gedson-Donk ikilisini oynatmak, bile bile lades demekten başka bir şey değildi. İlk yarı boyunca kenar beklerinin ofansa en ufak bir katkısının olmadığını, orta sahada gezen oyuncuların varlığını, Feghouli’nin isteksizliğini göz özüne alırsak bu mağlubiyetin kaçınılmaz olduğunu görürüz. İkinci yarı kaçan goller vardı ama nafile, yatan değil, atan kazanıyor.

MOSTAFA fırtına gibi başladı ama dengesi bozuldu. Bu İstanbul adamı bozar derlerdi de inanmazdım. Falcao’nun dönüşü motivasyonunu düşürdü sanırım. Tamam, kanatlar işlemiyor, top gelmiyor ama önüne gelen fırsatı tepersen, atamayana atarlar kuralı işleyiverir. O Saracchi’nin hali nedir öyle? Bu seviyede, bu futbol olmaz.

HATAYSPOR’U ve Ömer Hoca’yı tebrik edelim hatta alkışlayalım. Eksiklerine rağmen sezon başından bu yana istikrarlı futbolunu hem de Galatasaray’a karşı uyguladı. Üstünlüğü sağlayıp topu rakibe verdi ve açık aradı. İleri uçtaki yetenekli oyuncularla da sonuca gitti.

HAKEM Abdulkadir Bitigen, Şener’in ‘enseye tokadı’ es geçti, taban giren Hataylı oyuncuya kart göstermedi, itirazlardan dolayı Hataylı oyunculara ucuz kartlar gösterdi ama hepsi Galatasaray’ın kötü oyununun gölgesinde kaldı.

GALATASARAY, şampiyonluğu Hatay’da bıraktı. Mayıslar artık Galatasaray’ın değil!