Verilerin sağlamlığı: Verileri geriye dönük olarak incelemek ve yanlışlık varsa kamuoyuyla paylaşmak lazım.

Açıklamalarda saydamlık: Bugüne dek yapılmış açıklamalar, geriye dönük olarak incelenmeli. Düzgün bir iletişim politikası zorunlu.

Ortodoks para politikası: Bu enflasyonla yaşanmaz, utanç verici bir durum. Ortodoks para politikasına geri dönmek gerekiyor. (genel kabul görmüş, sıkı maliye, sıkı para politikaları anlamında)

Tekrar tekrar anlatmak ve anlatmak gerekiyor.

Okuduğunuz tespit ve öneriler, 2001-2006 yılları arasında görev yapmış Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti’ye ait.

Serdengeçti bu görüşlerini cumartesi akşamı “Ekonomide Gidişat Nereye?” başlıklı bir çevrimiçi konferansta paylaştı.



★★★

Konferansı TÜSES (Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı) düzenledi. Eski milletvekili, iktisatçı Nesrin Nas’ın modere ettiği çevrimiçi konferansta, Serdengeçti’nin söyledikleri, ülkenin her dakika yoksullaştığı bugünlerde büyük önem taşıyor.

Önce, “Neden önemli?” diyenlere iki anımsatma:

1- Enflasyon, -çok uzun yıllar sonra- Serdengeçti’nin başkanlığı döneminde tek haneye düşürülmüştü.

2- TL’den altı sıfır atma operasyonu, onun döneminde yapılmıştı.

(Yani Serdengeçti’nin 3 Kasım 2002 seçimlerinden önce ekonomik kriz yılında başlayan görevi, AKP’nin ilk iktidara geldiği yılları içine alıyor.)

Bir de not: Cumhurbaşkanı talimatıyla faiz indiren bir Merkez Bankası’nın ve ülkeyi yönetenlerin aktardığım öneri ve tespitleri dikkate alma ihtimali tabii ki yok. Zaten “Faiz nedendir enflasyon sonuçtur” tezi (!) daha doğrusu korkusu uğruna, akıldışı kararlarla ülkeyi uçurumun eşiğine getiren bir anlayıştan çözüm beklenmez.

Ama eski Merkez Bankası Başkanı’nın 1.5 saat boyunca ifade ettiği görüşleri haber değeri taşıyor ve  yerim ölçüsünde paylaşacağım.;

Kredibilite sorunu var


Serdengeçti’nin tespitlerini özetle madde madde aktarıyorum:

Fiyat istikrarı açısından 20 yıl öncesinin koşullarındayız.

Merkez Bankası’nın açıkladığı tahminler uzun zamandır tutmuyor. Ciddiyeti kalmamış. Burada bir kredibilite, bir inandırıcılık sorunu var.

Enflasyon 2004 yılında tek haneye düştü. Bundan cesaret alarak 2006 başında liradan altı sıfır atıldı. Utançtan  kurtulduk. Görev sürem dolduğunda enflasyon yüzde 8.1’di.

Enflasyon düşmeden faizler düşmez


Enflasyon düşmeden faizlerin düşmesi mümkün değildir. Enflasyon yüksek olursa faiz de yüksek olur.

Enflasyon ile büyüme ilişkisi anlaşılmak istenmiyor. Enflasyon yüzde 4’e inmeden sürdürülebilir büyüme olmaz. Kendimizi aldatmayalım.

Enflasyon ile işsizlik arasındaki ilişki de iyi anlaşılmıyor. İşsizliğin yapısal nedenleri var. En iyi dönemlerde bile yüzde 9’un altına inmedi.

Enflasyon ortamında sabit gelirliler kendilerini koruyamıyor. Maaşı cebine koyduğu andan itibaren kırpılarak gidiyor. Burada ahlaki bir sorun var.

Sorun satmak değil saklamak


TÜSES’in çevrimiçi konferansında, meşhur “128 milyar dolar nerede?” konusu da gündeme geldi. Serdengeçti, likidite yönetmek için döviz satıldığını söylüyor. Yani Merkez Bankası’nın döviz satışında bir fevkaladelik olmadığının altını çiziyor. “Kim talep ederse, bankalardan, yabancılardan, hane halkından gelen taleplere göre döviz satılır” diyor. Ama sorunlu gördüğü bir kısım tabii var: O da bilgilerin, verilerin saklanması. Yani saydamlık.

Hazine ile Merkez Bankası arasında yapıldığı açıklanan protokolün içeriğinin hâlâ açıklanmadığını, swapların bilanço dışına götürüldüğünü vurguladı Serdengeçti.

Kamuoyuna “128 milyar dolar” olarak malolan -ancak uzmanların ve kendisinin de- yaklaşık 140 milyar dolar olarak andığı döviz rezervleriyle ilgili gözlemini de paylaştı Serdengeçti. Dövizin 8.5 milyar dolarının bankalara satıldığını, kalan tutarın ihtiyacı olmayan hane halklarına ve açığı olmayan kesimlere satıldığını belirtti.

★★★

Sonuç: Serdengeçti, en çok iletişim politikasının önemini vurguladı. Gerçekten de Merkez Bankası ile birlikte ekonomi yönetimini muhabir olarak izlediğim o yıllarda birçok kez kamuoyu nezdinde pozitif beklenti oluşturmanın önemini vurgulamıştı. Ancak söylemeden geçilmez: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, dini dayanak göstererek “Faiz sebep enflasyon sonuçtur” ısrarı normal koşullarda değişmeyeceğine göre, mevcut yönetim ile pozitif beklenti oluşturmanın imkan ve ihtimali bulunmuyor.