İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in video yayınlarında kendisini hedef alarak ileriye sürdüğü iddialara canlı yayında cevap verecekti. Kübra Par’ın modere ettiği Habertürk TV yayınına Merdan Yanardağ, İsmail Saymaz, Veyis Ateş, Mehmet Akif Ersoy soru sormak üzere katıldılar.

Kendi payıma, karşısında iyi soru yöneltmesini beklediğimiz gazeteci meslektaşlar olsa bile, Soylu’nun yayın ortamında beş kişinin bulunmasından istifade ederek meseleyi gürültüye boğacağını, zamanı “top çevirerek” geçireceğini, kendisi ne istiyorsa onu söyleyeceğini tahmin ediyordum.

Yanılmayı gerçekten dilerdim ama Süleyman Demirel ekolünün rahle-i tedrisinden geçmiş bir siyasetçi olan Soylu, tam da öngördüğüm performansı sergiledi. Bol bol demagoji yaptı. Aralara kendi propagandasını sıkıştırdı. Yetmedi, soru sorulan olduğu halde, gazetecilere sorular sordu. Meslektaşlarımızın araya girerek kritik sorularda ısrar etme çabalarına karşın; kaçarak, erteleyerek, parantezlerle, dolaylı konularla halkayı büyüte büyüte, ortama kendi kafasındakileri yığmayı başardı.

TUTUM FARKI

Soylu’nun programın başında, çok uzattığı girizgah cümleleri sırasında kendisinde görmeye pek alışık olmadığımız sükuneti ve ılımlı üslubu dikkatlerden kaçmadı. Bu sıradışı hal ve tavırda, Sedat Peker’in önceki videosunda Soylu’nun TRT yayınındaki tutumuna atıfta bulunarak öfke kontrolü olmadığına dönük sözlerinin etkili olduğu düşünülebilir. Soylu’nun 19 Mayıs’ta TRT’de yaptığı açıklamalar, kullandığı ifadeler geniş tepki ve eleştiri yağmuruyla karşılaşınca, hasarı onarabilmek için bu defa gazetecilik sorularının sorulabileceği bir mecrada karar kılındığı anlaşılıyor.

★★★

İçişleri Bakanı Soylu’nun katıldığı Habertürk ekranındaki bu programda biz:

Engin Sigorta adlı şirketine ait cipin markasını

Sigorta poliçesi bastığı yazıcısının çıkardığı sesleri

Çiller zamanında DYP Genel Başkanı adayı arayış kulislerini

Hadi Özışık’a internet sitesi kurmasında yardımcı olduğunu, buna karşılık “BBC Türkçe’nin bir dezenformasyon kurumu” olduğunu dinledik. Ama Peker’in “Bir iktidar milletvekiline 10 bin dolar gönderdi” iddiasına dair gerçeğin ne olduğunu, Peker’in Uğur Mumcu suikastiyle ilgili Mehmet Ağar’ın adını andığı ithamla ilgili düşüncelerini öğrenemedik.

Hepsinden vahimi Soylu, “Terörle mücadelede bu başarının altında gayri hukuki beyaz Toros, faili meçhul, cinayetler varsa boş kağıda imza atmaya hazırım” diyerek faili meçhul olmadığını, geçen sene helikopterden insanların atıldığı, bu olayı yazan gazetecilerin yargılanarak cezaevine konulduğu Türkiye’de işkence olmadığını söyleyebildi.

Siz bu yazıyı okurken, Sedat Peker sosyal medya hesabından yayın tarihini öne çektiğini açıkladığı yeni videosunu yayımlamış, gündeme yeni sorular ve iddialar bırakmış olabilir. Sırada hangi video olursa olsun, bu noktadan sonra “devletin bekası” adına işlendiği söylenen suçların, hukuksuzlukların buluştuğu siyaset-mafya ilişkilerinin nereye evrileceği, ülkenin en temel meselesidir.