Büyük Birlik Partisi (BBP) Ordu İl Kadın Kolları Başkanı Fatma Yümlü’nün elleri arkadan kelepçelenerek gözaltına alınması bir çok açıdan can sıkıcı ve musibet bir durumdu.

Ortaya çıkan tatsız fotoğrafı, dün telefonla görüştüğümüz BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’ye sordum. Çuvaldızı önce parti görevlisi Fatma Hanım’a batırdı.

Her fırsatta salgınla mücadelenin önemine dikkat çektiğini, kurallara uyulması gerektiğini vurguladığını anımsatan Destici, Fatma Yümlü’nün de salgın konusunda kurallara eksiksiz uyması gerektiğini vurguladı.

Olayı duyduğu andan itibaren İçişleri Bakanı ve Vali dahil olmak üzere herkesle konuştuğunu anlatan Destici, salgınla mücadele eden sağlık personeline karşı tavrı haksız olsa dahi bunun Fatma Hanım’a yaşatılanlara mazeret olamayacağını ifade etti.

Destici şöyle konuştu:

“İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu, terör, kadına yönelik şiddet gibi olaylar dışında arkadan kelepçeleme uygulamasına başvurulmaması yönünde genelge yayınlamıştı. Buna rağmen bunun yapılmış olması kınadığımız bir durum.”

Destici, bazı medya kuruluşlarının “Cumhur İttifakı’nda çatlak var” manzarası yaratmak için Fatma Yümlü’ye yapılan muamelenin, bir hafta önce hükümete yönelttiği eleştirilerden kaynaklandığı yönünde yorum yaptığına dikkat çekti ve bu yorumun doğru olmadığını, söz konusu programın olaydan bir hafta önce yayınlandığını söyledi.

Fatma Yümlü ile telefonla konuşan Destici, “Fatma Hanım incinmiş. Biz de bu olaydan dolayı incindik, üzüldük. Bir il kadın kolları başkanımıza yapılmış böyle bir muamelenin hesabını hukuk içinde soracağız” diye konuştu.

Kendilerinin de ülkede yaşanan sorunları yapıcı bir dille gündeme getirdiklerini, esnafın durumunu, hayat pahalılığını konuştuklarını, Kanal İstanbul için “şimdi sırası değil” dediklerini anımsatan Destici şunları söyledi:

“’Şiddet ve terör yoksa kelepçeye gerek yok’ gibi bir talimat varken, bu tedbire bu kadar kolay başvurulmasının önü arkası araştırılmalı. Acaba başka mihraklar mı devreye girdi diye bakılmalı.

Tam Büyük Birlik Partisi ivme kazanıyor, yükselişe geçiyor, böyle bir olayla karşılaşıyoruz. 28 Yıldır teşkilatlanamadığımız Sinop’ta kongre yaptık. Kırklareli’nde kongre yapacağız. Hatay’da 8 – 10 senedir kongre yapılamıyordu yaptık. Altı ayda üye sayımız ikiye katlandı. BBP’ye geçişler arttı ve böyle bir dönemde biz iki gündür bu meseleyi konuşuyoruz.

Millet İttifakı’ndakiler büyümemize rakip ittifakta olduğumuz için karşı. Cumhur İttifakı’ndakiler ittifakta daha büyük bir ortak olacağımız için bunu istemiyor.”

★★★

Destici’nin açıklamalarına inanıp inanmamak size kalmış. Ben aktarma görevimi yerine getiriyorum.

Ancak bu vesileyle olayın başka bir boyutuna da dikkatinizi çekmek istiyorum:

Yazının başında Fatma Hanım’ın başına gelen olayın can sıkıcı ve musibet bir durum olduğunu yazmıştım.

Derler ya hani: “Bir musibet bin nasihatten iyidir”

Belki Ordu’da yaşanan bu musibet durumdan en azından birkaç nasihat çıkarırız.

Mesela, belki bu vesileyle şiddet ve terör gibi kriminal durumlarda başvurulacak bir “etkisiz hale getirme” yöntemini, polisin “filyasyona direnme” gibi eften püften gerekçelerle kullanmaya başlaması sorgulanır.

Mesela, kadına yönelik şiddet olaylarını protesto eden kadınları yüz üstü yere serip, arkadan plastik kelepçe takmanın da bir çeşit şiddet olduğu anlaşılır.

Mesela, belki bir kadına arkadan kelepçe takmanın sadece siyasi partinin yöneticisi olan kadınlar için değil, Boğaziçi Üniversitesi’nde okuyan ve gökten zembille indirilen liyakatsiz rektöre ya da İkizdere’de doğa katliamına itiraz eden protestocu kadınlar için de incitici olduğu görülür.