2015 yılıydı. İzmir Emniyet Müdürlüğü, Aydın-Muğla arasında seyahat edecek olan Sedat Peker’e eskortlu koruma tahsis etmişti. Sosyal medya sallandı. Bu uygulamaya Peker hakkında bir “koruma kararı” olması gerekçe gösterildi. Belgeye göre “işadamı Peker”in geçtiği illerde kendisine polis eskortu eşlik edecekti.

Meğer İstanbul Valiliği tarafından 10 Mart 2015 günü Peker’e geniş kapsamlı bir koruma kararı çıkartılmış, bu karar Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından onaylanmış. O karara göre; Peker’in İstanbul dışına yaptığı seyahatlerde geçtiği her ilde kendisine polis eskortu tahsis edilmesi zorunlu hale gelmiş.

Biliyorsunuz o günlerde CEHAPE ZİHNİYETİ iktidardaydı!

★★★

2014’te cezaevinden çıktıktan sonra devletin koruma tahsis ettiği Peker, 2015 seçimleri öncesinde iktidara destek mitingleri yapıyordu. Bu kapsamda 10 Ekim 2015’te Rize’de miting düzenledi. O mitingde devlet dara düşerse kendilerinin devreye gireceğini ve “oluk oluk”, “nehirler dolusu” kan akıtacaklarını ifade etti.

Mitinge 4 bin kişinin katılmış, hem kendi koruma ordusu, hem Rize polisi olağanüstü güvenlik önlemleri almıştı.



Miting için meydana Sedat Peker ile CEHAPE Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun birlikte fotoğrafı asılmıştı!

Peker, iktidar için Rize’den en az yüzde 65 oy istemişti.

O günlerde CEHAPE ZİHNİYETİ iktidardaydı!

★★★

Ocak 2016’da Peker bu kez “İmzacı akademisyenleri” hedef almıştı. Devletin işleyemez hale gelmesi halinde kendisi gibi vatan evlatlarının devreye gireceğini söyleyen Peker, aynen şu ifadeleri kullandı:

“(Vatan evlatları) lüks yerlerdeki iş yerlerinize gelecekler. (Ancak rahat olun sizleri çocuklarınızın ve eşlerinizin yanında öldürmeyeceklerdir) İntikamlarını dahi MÜSLÜMAN TÜRK’e yakışır bir şekilde alacak ancak sizlerin kanlarıyla duş yapmayı da unutmayacaklardır.” 

Bu açıklamalar için “tehdit” ve “suç işlemeye tahrik” suçlamasıyla dava açıldı. Peker için 11 yıla kadar hapis cezası istendi. Anadolu 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada ne karar çıktı biliyor musunuz?

Peker iki suçtan da beraat etti.

Biliyorsunuz, o günlerde CEHAPE ZİHNİYETİ iktidardaydı ve Anadolu 20. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki hakimlere, Peker’i beraat ettirsin diye baskı yapmıştı!

★★★

Peker’in avukatı tehdit davalarındaki savunmalarında genelde şu ifadeyi kullanıyor:

“Müvekkilim, bahsedildiği gibi olumsuz özelliklere sahip biri değildir. Yılın iş adamı olarak seçilmiş biridir.”

Avukat haklıydı çünkü, iktidar destekçisi bazı sivil toplum kuruluşları düzenli olarak Peker’i “Yılın en hayırsever iş adamı” olarak seçiyordu. Hatta 2017’de de kendisine ödül verilmişti ve söz konusu ödülün tevdi edildiği törenin medya sponsoru Milliyet Gazetesi olmuştu.

Biliyorsunuz 2017’de de CEHAPE ZİHNİYETİ iktidardaydı!

★★★

Gazeteci ağabeyimiz Fatih Altaylı, 2017 Ekim’inde bir yazı yazarak, Peker isminin o günlerde çok sık duyulmaya başlandığına dikkat çekmiş, bu durumun iktidarın “mafyayı bitirdik” sözüyle çeliştiğine dikkat çekmişti.

Peker, Altaylı’yı şu sözlerle tehdit etti:

“Seni bugüne dek öldürmemiş olmam bile suç örgütü lideri olmadığımın kanıtıdır.”

Altaylı doğal olarak dava açtı. Sonuç ne oldu peki?

Dava 2019’un ocak ayında “beraat” kararıyla sonuçlandı. Karar gerekçesine “atılı suçun kanuni unsurları oluşmamıştır” yazıyordu. (Mahkemeye göre suçun unsurlarının oluşması için herhalde Altaylı’nın öldürülmesi gerekiyordu)

Peker, karar duruşması sonrasında kalabalık bir grubunun desteğiyle adliyeden gövde gösterisi yaparak ayrıldı.

Biliyorsunuz 2019’da ülkede CEHAPE ZİHNİYETİ iktidardaydı ve o zihniyet mahkemeye Peker’i beraat ettirsin diye baskı yapmıştı!

★★★

Bu kadar örnek Peker-muhalefet ilişkisini ifşa eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun haklılığını kanıtlamaya yetmez mi?

2014’te cezaevinden çıktığı günden beri Peker’in arkasında hep CEHAPE ZİHNİYETİ ve Meral Akşener var!

Peker’e korumayı tahsis eden CEHAPE ZİHNİYETİ, solculara, akademisyenlere, gazetecilere yönelik kanlı tehditleri sonrası sırtını sıvazlayan da hep Meral Akşener!

Sadece Peker mi?

Alaattin Çakıcı’yı da bu ikili prestijli bir siyaset adamı olarak özgürlüğüne kavuşturdu.

İkisini birden Cumhur İttifakı’nın üzerine saldılar.

Bu kadar da olmaz ki kardeşim!