ABD’nin Philedelphia kentinde orta ölçekli bir bisiklet atölyesi işleten Stephen Bilenky, 23 Mayıs 2021 günü bir elektronik mesaj aldı.

Gönderen kısmında “ABD Dışişleri Bakanlığı” yazıyordu. İçeriğinde ise özetle “iki haftadan kısa bir süre içinde bir bisiklet yapabilir misiniz” sorusu vardı.

Bilenky’den bisiklet almak isteyenler en az altı ay bekliyordu. 67 yaşında olan ve 37 yıldır bu işi yapan Bilenky için şok daha bitmemişti: Normal şartlarda istenen bisikleti 6 bin dolara satıyordu. Ancak ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bisiklet için ayırdığı bütçe sadece bin 500 dolardı.

Normal şartlar altında hayatta kabul etmezdi ama mesajda bisikleti kimin kullanacağını görünce hemen kabul etti. Üç adamıyla birlikte bisikleti 12 günde hazır hale getirdi ve 4 Haziran’da ABD Dışişleri Bakanlığı’na teslim etti. Bakanlık diplomatları 300 dolar artışla bin 800 dolara çıkan maliyeti mevzuata uydurabilmek için hayli ter döktü.

ABD Başkanı Joe Biden, 12 Haziran günü G7 Zirvesi’nin yapıldığı İngiltere’ye giderken uçağın bagajında Bilenky’nin yaptığı o bisiklet de vardı.



Delaware’deki evinden yaklaşık yarım asır boyunca siyaset yaptığı Washington’a gidip gelirken hep tren gibi toplu taşıma araçlarını kullanan Biden, Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson’ın  2019’a girerken Noel Baba’dan yeni bir bisiklet dilediğini biliyordu. Bu nedenle de Johnson’a en uygun hediyenin el yapımı bir Bilenkey bisikleti olduğunu düşünmüştü.

Güvenlik nedeniyle bisiklet sürmesi engellenen Johnson, bu hediyeye çok memnun olmuş, hatta bu bisiklet sayesinde güvenlik ekibinden bisiklete binme izni alabilmişti.

★★★

Katar Emiri Hamed As-Sani, 2018 yazında seyahatlerinde kullanmak üzere yeni bir uçak almaya karar verdi.

2015’ten bu yana 2012 çıkışlı bir Boeing 747 – 8 kullanıyordu. Ultra lüks VIP uçakta yatak odası, toplantı salonları ve 76 yolcu kapasitesi vardı. Kokpit.aero isimli havacılık sitesinin yaptığı habere göre, As- Sani üç yıl boyunca o uçakla 436 saat uçmuş, 200 kez inip kalkmıştı.

Adamlarına yeni bir uçak alma ve mevcudu ikinci el piyasasında satışa çıkarma talimatı verdi. Ancak ilginç bir gelişme yaşandı ve As-Sani, ultra lüks VIP uçağını satmak yerine İstanbul’a gönderdi. 12 Eylül 2018 tarihinde saat 00.19’da Sabiha Gökçen Havalimanı’na inen uçak Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı envanterine 13’üncü uçak olarak kaydedildi.

Bu esrarengiz gelişmenin perde arkasını bir ay sonra Erdoğan açıkladı:

“O uçak benim şahsımın değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nindir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne verilecek böyle bir uçak CHP’yi niye rahatsız ediyor? Katar bu uçağı satıyordu. O esnada biz de ilgilendik. Katar Emiri, bundan haberdar olunca uçağı Türkiye’ye hibe etti; ‘Ben Türkiye’den para almam; bunu Türkiye’ye hediye ediyorum, hibe ediyorum’ dedi. O uçak benim şahsımın değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nindir.”

★★★

Erdoğan’ın önceki gün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na uçaklar konusunda yanıt verirken “Devlet yönetmenin ne anlama geldiğinden haberin yok” dediğini duyunca, aklıma ilk Biden’ın Johnson’a hediye ettiği o bisiklet geldi. 273 milyar dolar Gayri Safi Milli Hasılaya (GSMH) sahip 3 milyon nüfuslu Katar’ın emiri 400 milyon dolarlık uçak hediye ederken, 22.7 trilyon GSMH ve 68.3 bin dolar kişi başına milli gelire sahip ABD’nin başkanı bin 800 dolarlık bisiklet hediye ederken dahi zorlanmıştı.

Aklıma gelen ikinci olay ise Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö’nün 2015’teki Türkiye ziyaretiydi. Kişi başına milli gelirin 52 bin dolar olduğu Finlandiya’nın cumhurbaşkanı Türk Hava Yolları’nın tarifeli seferiyle Helsinki’den İstanbul’a gelmiş, yine THY tarifeli seferiyle ülkesine dönmüştü.

Çünkü Finlandiya’da da birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi devlet başkanları ya hava kuvvetlerinin bu iş için ayrılmış “air force one” isimli uçaklarıyla ya da tarifeli/ticari uçaklarla seyahat ediyorlar (ABD Başkanlık uçağı da hava kuvvetlerine ait ve ismi “Air Force One”).

★★★

Erdoğan’ın bakış açısıyla, Biden, Johnson’a bisiklet hediye ederken, Finlandiya Cumhurbaşkanı Türkiye’ye tarifeli uçakla gelirken ülkelerinin itibarını hiç düşünmemişti ve devlet yönetiminin ne anlama geldiğini de bilmiyorlardı.

Üzülerek altını çizmeliyim ki ABD ve Avrupa ülkeleri 40-50-60 bin dolar kişi başına milli gelir seviyesindeyken bizim 8 bin 500 dolarda takılıp kalmamızın altında tam da Erdoğan’ın o bakış açısı yatıyor.