TBMM’de dün 23. Dönem Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün cenaze töreni vardı. Törene katılmak, sevgili meslektaşım Nevşin Mengü başta olmak üzere yakınlarına başsağlığı dileklerimi iletmek için TBMM’ye gittim. Bu vesileyle bir kez daha Şahin Mengü’ye rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da törene katılmıştı. Tören sonrası Kılıçdaroğlu’nun makamına geçerek, güncel konularla ilgili sohbet etme imkanı buldum.

İlk gündemimiz AK Parti ile MHP’nin üzerinde çalıştığı “Seçim Kanunu” oldu. Kılıçdaroğlu mevcut kanunun 12 Eylül darbe hukukunun ürünü olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

“Sorunun kaynağı da bu. Seçimden yüzde 34 oy alan bir parti bu sayede parlamentodaki sandalyelerin yüzde 60’ını alıyor. Buradan eğer gerçekten doğu dürüst bir seçim kanunu yapacaklarsa milli iradenin parlamentoya yansıyacağı bir kanun yapmalılar.

Biz seçim barajının yüzde 10 olmasını istemiyoruz. Makul bir düzeyde olabilir, 7 olabilir, 5 olabilir, 2 olabilir. Şahsi kanaatim, yüzde 1 oy alan partinin genel başkanı TBMM’ye gelebilmeli. Parti TBMM’de temsil edilebilmeli.”

★★★

Kılıçdaroğlu’na yeni yapılacak seçim kanununda ittifakların önüne geçebilecek düzenlemeler olma ihtimalini hatırlattım. İlk tepkisi “bunu yapabilirler” oldu ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Erdoğan iktidarını sürekli kılabilmek için seçim yasalarında oynamaya başladı. Ancak tarihin önümüze koyduğu gerçek şu: Seçim yasalarında oynamaya başlayan gidici bir iktidardır. Erdoğan bu topluma zulmediyor. Kaynakları doğru dürüst kullanmadı, öncelikleri doğru dürüst belirleyemedi, saraya kapandı, Türkiye gerçeklerinden koptu. Şimdi ben sarayda nasıl varlığımı sürdürebilirim arayışı içinde. Hangi yasada hangi değişikliği yaparsa yapsın, Erdoğan gidecek. Toplum istemiyor artık. İlk seçimde bir iktidar değişikliği olacak. O iktidar değişikliği gerçek anlamda bir uzlaşma kültürünü de getirecek. Partiler arasında bir kan davası var, kendi siyasetimizde gelenekleşmiş. Türkiye’yi süratle bu algıdan kurtarmak lazım. İnsan odaklı, Türkiye’nin büyüme stratejini sağlıklı belirleyen, güçlü bir ülke stratejisiyle yolumuza devam etmeliyiz.”

Yerel seçimde ittifak ya da yasa olmadığını anımsatan Kılıçdaroğlu, “Ancak halk bunu yaptı” diye konuştu. Yeni çıkan engellerin de halk tarafından aşılacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Halk demokrasiden yana tavır koyar. Ülkede bu kadar sorun varken bu sorunların kaynağı olan partinin artık uzun süre iktidarda kalmayacağı gerçeği ortaya çıkmıştır.

Biz TBMM’de anayasa değiştirecek çoğunluğu elde edeceğiz, bundan eminim, kendimize güveniyorum. Bir ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getirmek istiyorsunuz. Kim karşı çıkacak?”

★★★

Kılıçdaroğlu’na İYİ Parti lideri Meral Akşener’in “ittifak ilk tura tek adayla gitmeli” yorumunu da anımsattım. Şu karşılığı verdi:

“Kafamda yüzde yüz şu olsun diye belirlenmiş bir model yok. Meral Hanım’ı dikkatle dinliyorum. Tek adayla gitmenin avantajından söz ediyor. Olabilir. İttifak olarak bir araya gelip tek aday üzerinde anlaşabilirsek tek aday üzerinden gidilebilir. Bir sakıncası yok.

Hangisinde daha başarılı olunur bugünden kestirmek zor. Önümüzdeki süreç içinde kamuoyu yoklamalarıyla ya da bu işi iyi bilen kişilerle oturup konuşmak lazım.

Biz illa çok adayla ya da tek adayla gidin gibi bir dayatma içinde olmayacağız. Zaten ittifakımızın özelliği de demokratik olması, liderlerin rahatlıkla birbirleriyle konuşabilmesi, düşüncelerini paylaşabilmeleri. Biz bu özelliğimizle Cumhur İttifakı’ndan ayrışıyoruz.”

★★★

Bir başka gündem maddemiz de “HDP muhatap alınabilir” sözüne HDP’li Sezai Temelli’nin verdiği “Muhatap İmralı” yanıtıydı. Kılıçdaroğlu’na Temelli’nin açıklamasını sorunca, gazetelerde okuduğunu söyledi ve şöyle konuştu:

Eğer ülkede kritik bir sorun varsa, uzun yıllardır çözülemiyorsa, çözümün adresinin TBMM olması gerektiğini düşünüyoruz. Bunu yeni söylemiyorum. Öteden beri söylüyorum. Devletin meşru organlarla muhatap olması gerektiğini her ortamda her fırsatta söylüyorum. Bütün kritik sorunlar milli kurtuluş savaşı dahil TBMM’de konuşulmuş, çözümler bulunmuş ve Türkiye sorunların aşılmasını Meclis’in sayesinde gerçekleştirebilmiştir. Var olan bütün sorunların TBMM’de uygarca tartışılarak çözülebileceğini ortak irade bulunabileceğine inanıyoruz. Sonuçta sorunlar ülkenin sorunudur, bir şahsın sorunu değil. ‘Adres İmralı’dır’ yaklaşımını doğru bulmuyoruz.”



★★★

Kılıçdaroğlu terör sorunun çözümü konusunda şu dört ilkeyi sıraladı;

1-Samimi ve dürüst olacaksınız.

2-Gizli kişisel bir ajandanız olmayacak

3-Millete hesabını veremeyeceğiniz angajmanlara girmeyeceksiniz.

4-Neyi yapıyorsanız halka bilgi vereceksiniz.

Bir süredir İYİ Parti lideri Meral Akşener’i takip ediyordum. Kılıçdaroğlu ile yaptığım görüşmeden çıkardığım sonuç şu: Millet İttifakı’nın iki büyük partisi arasında ciddi bir söylem birliği var. Kılıçdaroğlu da Akşener de kişisel beklentilerini bir kenara bırakıp, ortak bir hikaye yazmaya çalışıyor.

Muhalefet bu şekilde devam eder ve hata yapmazsa, seçim yasası değişikliği de iktidarın işine yaramayabilir.