Uğur Mumcu, Türkiye’de gazeteciliğin yüz akı, gazetecilerin onuru ve gururuydu.

24 Ocak 1993 günü, kalleşçe bir saldırıda yaşamını yitirdi.

28 yıldır olduğu gibi bu yıl da 24 Ocak günü, Anadolu’nun birçok yerinde Uğur Mumcu için anma törenleri yapıldı.

Hain saldırının failleri, hedefleri konuşuldu. Uğur Mumcu’nun yazdığı yazılar, söylediği sözler, sorduğu sorular bir kez daha anımsandı.

O sorulardan biri şuydu:

“Türkiye’de yayımlanan gazete ve dergilerin kaçı halkın öz sorunlarını yazmaktadır?”

1970’lerde Uğur Mumcu’nun sorduğu o soru, bugün 2021 yılında dahi ne kadar geçerli değil mi?

Televizyonları açıyorsunuz, gazeteleri okuyorsunuz, birkaçı dışında halkın gerçek sorunlarından eser yok. Varsa yoksa “resmi beyanlar”, “sahte istatistikler”, iktidar propagandası.

★★★

Biz Fox Haber’de İlker Karagöz ile Çalar Saat Haftasonu programında, dün halkın gerçek sorunlarını gündeme getirmeye, esnafın durumunu, hayat pahalılığını, kapanan yeme içme yerlerini, servisçileri konuşmaya çalıştık.

“Bir dokun bin ah işit” derler ya...

Aynen öyle oldu.

İlk mesaj Ankara Kahveciler ve Esnaf Odası Başkanı İsa Güven’den geldi:

“Kahveci esnafı bitti. Orta direk çöktü. Zengin zengin oldu, fakir fakir oldu. Ne olacak bizim halimiz?”

Aklıma Ankaralı giyim sanayicilerini temsil eden derneğin yöneticisi Canip Karakuş’un geçen haftaki sohbetimizde söyledikleri geldi. Canip Bey, “Balgat esnafı, tekstilci arkadaşlar çok zor durumda. Sorunlar her geçen gün biraz daha büyüyor, kimse sesimizi duymuyor” demişti.

Bir süre sonra, aynı zamanda yeme içme sektörüne yön veren ünlü bir restoran işletmecisi yazdı:

“Pandemide paket servisine dönen bütün dükkanlar zarar ediyor. Bu saatten sonra restoran kafeler açılsa dahi sektörün yüzde 30’u geri dönemeyecek. İşten çıkarma yasağı bitsin, 2 milyon çalışandan 500 bini ancak kalacak. Sektör yüzde 50 küçülecek.”

Ankara’da Tunalı Hilmi Caddesi’nde 1983’ten bu yana faaliyet yürüten ünlü Cambo dahi kapandıktan sonra yeni ve küçük işletmeler bu duruma nasıl dayanabilirdi ki?

★★★

Eve geldiğimde fark ettim. Yayın sırasında mesaj yağmıştı:

Çeki geri dönenler, kredilerini geri ödeyemeyenler, doğalgaz elektrik ve su faturalarıyla baş edemeyenler, okullar kapalı olduğu için bitme noktasına gelen ve sayıları 60 bini bulan servis sektörünün temsilcileri, kantinciler, müzisyenler, işsiz kalanlar yüzlerce mesaj yazmıştı.

İlker Karagöz, İstanbul’daki Halk Ekmek istatistiklerinden söz ederken ben de 2 liralık ekmeği 1 liraya almak için Halk Ekmek büfelerinin önünde sıra bekleyen vatandaşlara dikkat çektim. Bu kuyrukların sadece İstanbul’da değil, Ankara’da da olduğunu, kendi tanıklığımla anlattım.

Evde haberlere bakarken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “CHP cenahı aynı yüzsüzlüğü sokaklarda rastgele çekilen fotoğraflarla milletimizi karamsarlığa sürüklemeye çalışıyor” dediğini fark ettim.

Gerçekten inanılır gibi değil. Türkiye’nin gerçekleri ortada ve Cumhurbaşkanı Erdoğan Halk Ekmek büfelerinin ve İŞKUR’un önündeki kuyrukların, pazar yerlerinde akşam saatlerinde az hasar görmüş meyve sebze artıklarını toplayan insanlara dair o manzaraların “rastgele” olduğuna inanıyor.

Erdoğan’ın 21 Şubat 2019 günü, Tanzim Satış noktalarıyla ilgili söylediklerini anımsıyor musunuz? Şöyle demişti:

“Bunların işi 3Y, yolsuzluk, yasak, yokluk. Diyorlar ki ‘AK Parti kuyruk getirdi’. İki kuyruk var, bir kuyruk yokluklar kuyruğudur. Bu, CHP’nin dönemlerine rastlar. Şimdiki kuyruk ise yokluk değil bereket, varlık kuyruğudur. Nedir? Fırsatçılara ders verme kuyruğu.”

Bu cümle kurulduktan tam 40 gün sonra yapılan yerel seçimlerde AK Parti İstanbul, Ankara, Antalya gibi büyük şehirleri kaybetmişti. Halk, dersi Erdoğan’ın “fırsatçılar” dediği kesime değil partisine vermişti.

Erdoğan’ın Bakan Berat Albayrak’a güvenerek Merkez Bankası rezervlerinin durumuyla ilgili de benzer tavır sergilediği olmuştu. Gerçekler ortaya çıkınca Albayrak “affını istemek”, Erdoğan da ekonomi yönetimini değiştirmek zorunda kalmıştı.

★★★

Uğur Mumcu’nun 40 yıl önce o sözü söylerken ne kadar haklı olduğu bir kez daha ortada. SÖZCÜ gibi birkaç gazete, Fox Haber gibi birkaç TV kanalı dışında kimse bu konulara girmiyor. Ne yazık ki Cumhurbaşkanı da SÖZCÜ gibi gazeteleri okumadığı, Fox Haber gibi televizyonları izlemediği için o fotoğrafları “rastgele” çekilmiş sanıyor.

Biz de başımıza geleni “rastgele” yaşıyoruz.

Bu vesileyle Uğur Mumcu’yu bir kez daha özlemle, minnetle anıyorum.

Özgür medya hepimize lazım!