Takvim belli değil ama ülke seçim havasına girmiş görünüyor.

Büyük ihtimalle zamanında, düşük bir ihtimal de bir süre erkene alınmış bir seçim önümüzde.

Ülkenin ekonomik durumu ve korona salgınının sonuçları, iktidarın güç ve oy kaybetmesine neden olmuş. Bütün anketçiler, sadece AK Parti’nin değil, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da oylarının düştüğünü söylüyor.

Erdoğan’ın sahaya inmesi, bu durumu tersine çevirmek için çalışmaya başlaması bekleniyor. Daha önce de yazmıştım, kurmayları haftada iki kente gitmesini planlamış.

★★★

Bu haftadan itibaren kendisini bol bol “Cumhurbaşkanlığı” otobüsünün üzerinden OrÇay dağıtırken görebiliriz.

Erdoğan’ın planı, hem kendi oylarını artırmak, hem gittiği illerde AK Parti teşkilatlarının üzerindeki ölü toprağını silkelemek.

Peki bu mümkün mü?

Eldeki veriler bunun pek mümkün olmadığını gösteriyor.

İşsizlik tarihin en yüksek seviyelerinde. Mutfakta yangın var. Hayat pahalılığı almış başını gidiyor ve ülkeyi yönetenler bu tabloyu yok sayıyor. Bu da yetmiyor, “itibar” kılıfıyla yaptıkları amansız harcamaları, israfı, şatafatı gözümüzün içine sokuyor.

İşsiz sayısı 10 milyonu aşmışken “Başkanın adamları”nın üçer dörder maaş alması da vatandaşın tepkisini çekiyor.

Oyları bir nebze artırmak için bir ihtimal daha var: “Saadet Partisi’ni Cumhur İttifakı’na çekmek.”

Ancak Erdoğan’ın yanına aldığı Oğuzhan Asiltürk o dalgayı yaratacak güce ve enerjiye sahip değil.

★★★

Peki oyları yeniden artıramayınca mevcut oylarla iktidarı korumanın başka formülü bulunabilir mi?

AK Parti ile MHP’nin bulunduğu Cumhur İttifakı işte bunun yolunu arıyor. Bu nedenle de seçim yasasında değişiklik için çalışmalar yapıyor.

AK Parti, oy kaybetmesine karşın halen birinci parti. Her seçim bölgesinden bir milletvekilinin çıktığı “dar bölge” uygulaması da birinci partiye büyük avantaj getiriyor. Bu uygulama AK Parti için çıkış olabilir, parti bu sayede çoğunluğu elde edebilir.

Ancak bu yöntem ittifak ortağı MHP’nin aleyhine sonuçlar doğurabilir.

MHP haliyle bu yönteme sıcak bakmıyor.

Konuştuğum AK Partili yetkili, yaptıkları çalışmayı değerlendiren MHP kurmaylarının itirazlarını kendilerine sunduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partideki kurmaylarına MHP’nin onaylamayacağı hiçbir düzenlemenin pakette olmaması talimatını vermiş.

AK Parti kurmayları da hazırladıkları paketi MHP’nin itirazlarına göre yenilemiş.

Bir başka AK Parti yetkilisi, MHP’nin istemediği bir “dar bölge” düzenlemesini artık gündeme getirmeyeceklerini söyledi.

Dar bölge olmayınca da yeni bir seçim barajı belirlemek gerekiyor.

Aynı yetkili, seçim barajının “yüzde 5” olması üzerinde durduklarını anlattı.

Bir de “ittifak içi baraj” formülü var. AK Partililer bu formülün MHP’den geldiğini söylüyor. Formüle göre, bir ittifaka katılmak baraj sorununu aşmaya yetmeyecek. Milletvekili çıkarabilmek için ittifak içindeki partilerin belirlenen barajı aşması gerekecek. Bu barajın da “yüzde 2” ya da “yüzde 3” olabileceği ifade ediliyor.

Eylül ayında AK Parti ve MHP kurmaylarının seçim yasasıyla ilgili çalışmalara yeniden başlaması planlandı. Görüşmelerde bütün formüller masaya yatırılacak ve olası sonuçları gözden geçirilecek. En uygun formül bulunmaya çalışılacak.

★★★

Baraj yüzde 5’e düşerse AK Parti’den kopan iki partiye (DEVA ve Gelecek) geçişler artabilir, HDP rahatlayabilir.

“Dar bölge” uygulanırsa muhalefet partileri her bölgede en güçlü partinin adayının arkasında toplanabilir, AK Parti Güneydoğu’da sıkıntı yaşayabilir.

“İttifak içi baraj”, küçük partilerin adaylarının büyük partilerden gösterilmesine neden olabilir.

Gördüğünüz gibi, oylar düşünce “boşa koydum dolmadı, doluya koydum almadı” durumu yaşanıyor. Bulunan her formülün muhalefete yaraması riski de var.

Öyle anlaşılıyor ki ağustos ayı iktidarın “daha az oyla kazandıracak seçim sistemi” arayışlarıyla geçecek.

Millet kararını vermişse sonucu yasa değiştirerek değiştiremezsiniz biliyorum ama yine de Cumhur İttifakı için sihirli bir formül bulursanız bana yazın.