Basketbolda yine milli maç sürecine, lig arasına girdik. Son 20-25 yılın en kötü dönemini yaşayan A Milli Takım, EuroBasket 2022 elemelerinde D Grubu'nda 4 maçta 1 galibiyetle dördüncü ve son sırada. Grup lideri Hırvatistan (4-0) finalleri garantiledi. İlk 3'e girebilmek için Hollanda (2-2) ve İsveç (1-3) ile çekişiyoruz. 20 Şubat Cumartesi günü İsveç, 22 Şubat Pazartesi günü Hırvatistan ile Akatlar'da oynayacağız.

Nereden nereye... Eskiden İspanya, Litvanya ve Sırbistan gibi ülkelerle aynı kefedeyken şimdi "İsveç'i yenebilecek miyiz" diye düşünüyoruz.
Öyle bir haldeyiz ki; yaklaşık 1 yıl önce Stockholm'de 87-80 yenildiğimiz, FIBA dünya klasmanında 55. sırada yer alan İsveç önünde alacağımız sonuç, basketbolumuzun kaderini belirleyecek.

1993'ten beri hiçbir Avrupa Şampiyonası'nı kaçırmadık. Şimdi, Türk basketbol tarihinin kader maçlarından birinde rakibimiz İsveç... Ayıp!
Basketbolun ikinci ve üçüncü sınıf ülkelerinin bulunduğu 4 takımlı grupta ilk 3'ün dışında kalırsak, bunu nasıl anlatırız bilmiyorum. Peki; böyle bir şey olursa, basketbolu bu hale getirenler ve düzlüğe yeniden çıkmak için hiçbir şey yapmadıkları halde kendilerini başarılı sayanlar hesap verecek mi? Ondan emin değilim.

Bir de artık can sıkan FIBA-EuroLeague çekişmesi var. Melih, Sertaç, Buğrahan ve Larkin, Milli Takımımız adına; Kokoskov, Micic ve Guduric de Sırbistan adına ter dökerken Efes, Olympiacos; Fenerbahçe ise Alba Berlin ile karşılaşacak.
İş artık komediye döndü; umarım bu son olur.