Pandemi yüzünden tiyatrolar kapalı diye kimsenin üzülmesine gerek yok. Çünkü Türkiye'de, adına futbol denilen tiyatro devam ediyor. Dram, komedi; ne ararsan var!

Başkanından her kurulundaki üyeye kadar, aldıkları saçma sapan kararlarla futbolu yönettiğini zanneden federasyon... Başarısızlıklarını örtmek için sürekli algı operasyonları yapıp hedef şaşırtan, teknolojiyle bile kavga eden, birbirlerine ve oyuncularına hakaret eden yöneticiler... Her yenilgide suçu hakemlere atan teknik adamlar... Aldıkları parayı ne kadar hak ettikleri tartışılan futbolcular... Ve bir arpa boyu yol alamayıp her ekim ayında bavulunu toplayarak Avrupa'dan dönen takımlarımız...

Bu tiyatroya yeni bir senaryo eklendi: Futbolcu ve teknik adamlar aşı oluyor; sezonun bitmesine 1 ay kala ve çoğu hastalığı geçirmişken!

İkinci doz 1 ay, yani sezon bittikten sonra. Milli olmayanlar tatile antikorla rahat rahat gitsin diye vuruyorlar aşıyı... Aşı olurken sosyal medyada şov yapan, millet kırılırken eğlenenler var.

Türkiye'nin Covid'le mücadelesi malum. Öğretmenler başta olmak üzere, binlerce çalışan varken riskli gruplarda olup aşı bekleyen... Futbolcu ve hocalarının sağlıklı olması çok önemli gerçekten! Bundan sonra partilerden, düğünlerden kapmazlar hastalığı. Herkesin içi rahat etsin, hepsi bize lazım!

Sosyal boyutunu geçtim, işin bir de sportif tarafı var. Sınıf ayrımcılığı resmen! Futbolcusu aşılanan kulübün basketbolcusu, voleybolcusu veya başka bir branştaki sporcusu ne olacak? Fenerbahçe'nin hali ortada. Ben üç büyüklerde yönetici olsam, kıyameti koparırım!

Takımları revire dönen basketbolun federasyonu ne yapıyor bu arada, aşı için? Miami'de hayat güzel galiba!

Önümüzde bir de olimpiyat var. Yüzlerce sporcumuz ya Tokyo'ya gidecek ya da gitmek için uluslararası organizasyonlara katılıyor. Nisan ortasındayız. 2 doz aşı, antikor vs... Daha ne bekliyorsunuz? Bari olimpik sporcuları rahatlatın...

Tüm federasyonların, TMOK'un ve en önemlisi Bakan Kasapoğlu'nun bir an önce bu işe el atması gerekiyor.

Spor sadece futbol değil... Yazık!