Hayat pahalılığı üzerine yapılan bir sohbete, mutlaka hükümeti eleştirmekle başlanır. Bu fasıl bittikten sonra “Biz adam olmayız” aşamasına geçilir. Sonunda “pahalılığa aracıların sebep olduğu” hususunda mutabık kalınır. Söyleyen ve dinleyelerin kaçta kaçı bu hükme inanır bilmiyorum. Ama ne iş yaptıkları ve kim oldukları bir türlü tespit edilemeyen “aracılar” taşlanması en kolay şeytanlardır.

Pahalılığa üreticilerin yaptığı fiyat artışı sebep oluyor dense, milyonlarca çiftçinin kalbi kırılır. Ayrıca üreticilerin yaşam düzeyleri de onların bir eli balda diğeri yağda olduklarını göstermiyor. Üstelik üretici denilenler de aynı zamanda tüketicidir. Bu kişiler, tükettikleri mal ve hizmetlerin hepsini kendileri üretmez herhalde. Onlar da üretmedikleri mal ve hizmetleri piyasadan alır.

Dolayısıyla üreticiler suçlu olamaz. Pahalılıktan en çok şikayet edenler, yetersiz gelirli emeklilikte yaşa takılmamışlardır. Onlara, pahalı malları siz alıyorsunuz onun için fiyatlar artıyor denemez. Hele hele “prim ödeme süresi kısa, emeklilik süresi uzun” olursa tabii maaşlar yetersiz kalır, fazla şikayet etmeyin demek düşünülemez bile.

PERAKENDECİLER

Tüketiciler, ucuz olsun diye domatesi Antalya’dan, yumurtayı Akhisar’daki tavuk çiftliğinden, sütü de mandıradan alamaz. Almaya kalkarlarsa, bu onlara çok pahalıya patlar. Tüketici, daha hesaplı olduğu için, yakın bir perakende satış noktasına, müsait olduğu bir zamanda gidip, ihtiyacı kadar mal alır. Ona bu kolaylığı, ürünlere “mekân, zaman ve miktar” eksenlerinde değer katan perakendeci sağlar.

Demek ki, perakendeciler fuzuli aracı değil, birer hizmet üreticisidir. Öyleyse pahalılığın sorumlusu başkasıdır.

Gerçek sorumlular “üretici ile perakendeci” arasına giren cambaz, celep, kabzımal veya toptancı tüccardır. Ama bu saptama doğru olsaydı, aracı kullanmayan Migros ve benzeri süpermarketlerin bulunduğu bir ülkede  pahalılık olmazdı.

DÖLLENME ARACISI BÖCEKLER

Doğada her canlının bir işlevi vardır. Hiçbir canlı, kendisi için var değildir.  Her canlı da yaşamak için diğer canlılardan bir şey alır. Böcekler, ağaçtan ağaca uçarak döllenmeyi sağlar. Meyve ağacı da onlara, bu işi yapsınlar diye baharda açtığı çiçeklerin içinde şeker ikram eder.

Ekonomik hayat da doğal düzenin bir parçasıdır. Orada da doğa yasaları geçerlidir. Ülkemizde aracılığın çok kademeli ve yaygın olmasının bir sebebi de tarım işletmelerin dağınık ve küçük olmasıdır. Aracılığı, üretici kooperatifleri veya büyük perakendeciler de  yapabilir. Ama bu işin maliyetini de yüklenir.

Türkiye’de aracısız çalışan ve binlerce mağazası olan ucuzcu dev perakendiciler var. İşin ilginç yanı, halen “aracıyla çalışan” aile işletmesi dükkanlar ve pazarcılar bunlarla fiyatta rekabet edebilmektedir.

Sorun, aracıların mevcut olmasında değildir. Sorun, eğer varsa haraççıların, fiyat belirleyen kartellerin veya kamu destekli asalak işletmelerin haksız rekabet yaratmasındadır.

Son söz: Serbest piyasa, işlevsiz aracıyı tasfiye eder.