Haber gerçekten çarpıcı. Hanzade Doğan’ın bundan 20 yıl önce, henüz 28 yaşındayken kurduğu “Hepsiburada” isimli internet üzerinden perakende satış yapan şirketin (Havalı olsun diye bunlara “perakendeci” değil “teknoloji firmaları” deniyor) “piyasa değeri” 4 milyar dolar olmuş. Bu suretle, rivayete göre (İşit de inanma) 917 milyon dolara satılan Doğan Medya’nın değerini, fersah fersah geçmiş. Hanzade Doğan Boyner, iyi eğitim görmüştür. New York’ta borsa işlerinde çalışmış ve Columbia Üniversitesi’nden işletme yüksek lisansı almış. Onu ve çalışma arkadaşlarını bu başarılarından dolayı gönülden kutlarım. Basında yer alan bilgilere göre Amerikan Franklin Templeton Fonu “Hepsiburada”ya %25 ortakmış. 2018’de emekli olan bu fonun kurucularından MİT’den doktoralı Alman asıllı Amerikalı Mark Mobius ile yıllar önce tanışmıştım. Dr. Mobius, Türk firmalarına yatırım yapmaktan ürkmeyen ve Türkiye ekonomisine güvenen bir finansçıydı. Mesela THY’den ciddi bir pay almıştı. İsabetli yatırımları da oldu, isabetsizleri de. Candan konuşan mütevazı, hoş bir insandı. Templeton, Hepsiburada’ya ortak olmasaydı, ABD’de bu başarı yakalanamazdı sanıyorum.

4 MİLYAR DOLAR ÇOOOOK BÜYÜK BİR PARADIR

“Hepsiburada” gibi bir firmanın 4 milyar dolarlık piyasa değerine ulaşması müthiş bir şeydir. Kıyas olsun diye birkaç örnek vereyim. Otosan 7; Koç Holding 5.6, BİM 4.4; Akbank 3.2, Şişecam 2,8, İş Bankası (C) 2,6, Arçelik 2,5, Sabancı Holding 2.2 milyar dolar “piyasa değeri”ne sahiptir. Hepsiburada New York’taki “Nasdaq” teknoloji firmaları borsasında ilk kez halka açılmıştır (IPO). Diğer bir “yerli” firmamız olan Turkcell 2001’de New York Borsası’nda (NYSE) “piyasa değeri” 8.3 milyar dolardan halka açılmıştı. Sadece 8 ay sonra Turkcell’in bu değeri 0.8 milyar dolara düşmüş, bilahare kısmen toparlanmış ve 31 Aralık 2007’de 24.3 milyar dolarla zirve yapmış, sonra tekrar inmiştir. Bugünkü piyasa değeri 4.1 milyar dolardır. Yani “Hepsiburada” ile aynı düzeydedir. İnanılması zor bir eşitlik.

PİYASA DEĞERİ (MARKET CAP)

Her firma bir bilançodur. Varlıklarından (assets) yükümlülükleri (liabilities)  düşülürse geriye firmanın “net ederi” (net worth) kalır. Buna “defter değeri” denir. “Market capitilization” sadece borsada işlem gören firmalar için geçerli, bir bakıma “sanal” bir kavramdır. Hisse adedi, birim hisse fiyatıyla çarpılarak bulunur. Defter değeri “tarihi kayıtlar” üzerinden hesaplandığı için, kural olarak “piyasa değeri”nden düşüktür. “Capitalization” firmanın gelecekte elde edeceği yıllık kârından (earnings) kalkarak, bunu getirecek “kapitali” hesaplamak demektir. Bu “yediği yeme kıyasen verdiği süte bakıp, ineğin fiyatını bulmaya” benzer. İşin esası budur. Ama bu tarz bir “market cap” hesaplama yöntemi günümüzde pek geçerli değil. Firmaların piyasa değeri “spekülasyon” yani ileride “hisse fiyatı” (kârına göre değil) kaça çıkar iddiasına göre oluşmaktadır. “Bir ölçek minare gölgesi, bir ölçek davul tozu”ndan imal edilmiş “sıfır getirili” öncü bir “kripto para”nın piyasadaki toplam değeri 650 milyar dolara ulaşmışsa, zarardaki bir firmanın 4 milyar dolar etmesi kimseyi şaşırtmasın.

Son söz: Beklentiyi yöneten, parsayı kapar.