Atmosferiyle birlikte dünya, kapalı bir sistem kabul edilir. (Derin fizikçiler bu ibareyle mutabık olmayabilir.) Çünkü, dünyadan uzaya ve uzaydan dünyaya madde transferi yoktur. Dolayısıyla dünyanın kütlesi pratik olarak sabittir. Ama dünya, bırakın uzaydaki bütünsel hareketini, kendi içinde de hareketsiz değildir. Dünya, güneşten aldığı enerjiyle işleyen bir termodinamik sistemdir. Gerek fiziksel/kimyasal, gerek biyolojik değişimler hep güneşten gelen ısı enerjisi sayesinde oluşur. Güneşten dünyaya enerji gelmeseydi, iktisat da olmazdı. Çünkü hayat olmazdı. (Felsefeciler belki de başka tür bir hayat olurdu diye itiraz edebilir; neyse!) Güneş enerjisinin en büyük marifetlerinden biri de yağmuru yaratmasıdır. Yağmur, okyanuslardaki suların buharlaşıp, (gaz fazına geçip) daha sonra soğuyarak tekrar su (sıvı fazına geçmesi) olarak yeryüzüne düşmesidir. Karalara düşen yağmurlar,  akarsular olup yine doğdukları yere, okyanuslara geri döner.

NORMAL VE ANORMAL

Normal “sık rastlanan”, anormal “seyrek rastlanan” demektir. Almanya’nın güneybatısı, Hollanda’nın güneyi, Belçika’nın güneydoğusu ve Fransa’nın kuzeydoğusu birbirine komşudur. Alman Alpleri’nin eteklerinde bulunan bu bölgeye Ren Havzası denir. Dağlarda daha fazla olmakla birlikte, düzlükte normal olarak, metrekare başına yılda 720 litre yağmur/kar düşer. Temmuz ayı ortalaması 52 litredir. Yağmurlu günlerde düşen su miktarı 15 litredir. Geçtiğimiz günlerde birkaç saat içinde ve üst üste günde 150 litreden fazla yağmur yağınca ortaya 200 yıldır görülmeyen bir sel felaketi çıktı. Aynı günlerde yılda metrekare başına 2300 litre yağmur alan Rize’de de 7 saat içinde 220 litre (kg) yağmur yağdı. Orada da sel ve seylap oluştu. Batı Avrupa’da bir saat içinde yağan yağmur miktarı Rize’den az olsa da, oradaki olay daha “anormal”dir. Üstelik etkilenen alan çok daha geniştir. Dolayısıyla normal şartlara göre oluşmuş topoğrafya bunu taşıyamamıştır. Maddi hasar çok daha büyük olmuş ve 180’den fazla insan ölmüştür.

SEL, AVRUPA’DA GSYH’YI ARTIRACAKTIR

Milli gelir muhasebesi, milli servet aşınmasını hesaba katmaz. O sebeple hasıla ölçümleri “gayri safi” (gross) olarak ifade edilir. GSYH/GDP (Gross Domestic Product) veya GSMH/GNP (Gross National Product) yatırım ve tüketim harcamalarının toplamıdır. Harcanabildiğine göre “hasıl olmuştur” (üretilmiştir) kabul edilir. Üretim, ölçülen yıl içinde cereyan etmiş olabileceği gibi, önceki dönemlerden devretmiş, yani stoktan yenmiş olabilir. Selden oluşan hasarın kaldırılması için yapılan harcamaların çoğu muhtemelen “kamu yatırımları” başlığı altında yer alacaktır. Gerek hasarın oluştuğu günlerde gerekse enkaz kaldırma döneminde, o bölgelerde mutad mal ve hizmet üretimi aksayacaktır. Bu yüzden GSYH azalacaktır. Ama bu noksanı kısmen kompanse edecek ulusal çapta üretim artışı olacaktır. (Sigortalardan alınan tazminatlar gelir değildir.) Bu üç değişimin net etkisinin milli gelir (GSYH) artışına yol açacağını tahmin ediyorum. Garip, ama doğru.

Son söz: Gerçek milli gelir yoktur, ölçülen milli gelir vardır.