CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, Türkiye’nin ekonomik kriz içinde olduğunu savunarak (doğrusu iddia ederek olmalı) “Türkiye’de para kazanan, parasını ülkede tutmuyor. Bir araştırmaya göre 2016-2019 arasında en az 300 milyar dolar yurtdışına kaçtı. Bazı iş insanları bu rakamın 500 milyar doların altında olmadığını söylüyor” demiş. Etkin Dünya Akademisi (?) adlı sivil toplum kuruluşunun toplantısına katılan Kuşçuoğlu, “Türkiye, bugün tek kelimeyle ekonomik krizde. Sebebi, yönetime güven duyulmamasıdır. Piyasanın 8-10 katı maliyetle yabancı parayla borçlanıyoruz. Yaptığımız yatırımların getirisi de dövizle olmalıyken maalesef değil. Yatırımlar (dışarıdan alınan döviz kredileri diye okuyun) cam binalara, köprülere, yollara yapıldı. İstihdam ve üretime yönelik yatırım yok” diye eklemiş. Verdiği sayısal bilgilerin kaynağı olarak “Afrasia Bank New World Wealth” adlı bir araştırmayı göstermiş.

YA SAYI SAYMASINI BİLMİYORSUN

2016-2019 yılları arasında (2016 dahil, 2019 hariç) resmi kayıtlara göre, 3 yılda Türkiye 90 milyar dolar cari açık vermiştir. İddiaya göre yurt içinde iş yaparak servet kazanan Türk vatandaşları, aynı 3 yıl içinde yurtdışına 300 (hatta 500) milyar dolar servet çıkarmıştır. Eğer zenginlerimiz yılda 100 milyar dolardan fazla parayı kayıt dışı olarak yurtdışına  çıkardıysa, aynı dönemde Türkiye ekonomisi gerçekte, 210 (300 eksi 90) hatta 410 (500 eksi 90) milyar dolar “cari fazla” verdi demektir. Bu süper bir performanstır. Yurtdışına transfer edilen servetlerin bir kısmı “kayıt içi” olsa bile, yine de Türk ekonomisinin döviz kazanan mal ve hizmet üretimi resmi rakamların çok üstünde demektir. “300 milyar dolar yurtdışına çıktı” tezi doğruysa Sayın Bülent Kuşoğlu’nun ifadesinde yer alan “Yurtdışından alınan pahalı dövizli borçlar, getirisi döviz cinsinden olan yatırımlara tahsis edilmedi” iddiası doğru değildir. Öyle olmuş olsaydı, yurtdışına transfer edilecek 300 milyar dolar bulunamazdı.

3 YILDA BU KADAR SERVET KAÇMIŞ OLAMAZ

Çünkü bu kadar servet kazanılmamıştır ve ülkemizde bu kadar büyük bir transferi gerçekleştirecek bir döviz arzı veya stoku hiç olmamıştır. Bir an için kaçan para döviz değil, TL’dir diye düşünelim. Öyle bile olsa, o paralar yurtdışında mutlaka dövize çevrilmiştir. Şaka olsun diye yazıyorum. Eğer bu TL’ler geri gelip yur tiçinde tekrar dövize çevrilmemişse “bazı yabancı zenginler” tasarruflarını TL’de tutuyor demektir. Öyle olmuşsa, bu yurtdışına servet transferi olayı, ülkemiz ve halkımız için çok iyi olmuştur. Çünkü geçen zaman içinde yabancıların elindeki TL’ler değer kaybetmiştir. Aynı parayla bizden daha az mal veya hizmet alabilecekleri için, onların kaybı bizim kazancımızdır. Yabancı yatırımcıları TL faizine tamah ettiren veya Türk varlıklarının değerinin artacağına inandıran böylece kendini kurnaz sanan ecnebileri faka bastıran AKP’yi tebrik mi edelim şimdi?

Son söz: Önce irdele, sonra ırgala.