Sevgili okurlarım, gerçekten çok ilginç ve çoğunlukla yüz kızartıcı olaylara tanıklık eden bir ülkede yaşıyoruz.

Ortalıkta bir iktidar var...

Saray var, Meclis var...

Saray iktidar partisine ait.

Meclis çoğunluğu onlarda.

Ama gelin görün ki sorunlarımız giderek büyüyor, çözülemiyor.

Böyle bir ülke yönetimi olamaz.

★★★

Tam kapanmanın dün ilk günü idi. Ancak özellikle büyük kentlerde neredeyse herkes yine dışarıya çıkmıştı.

Araç trafiği tıkanmıştı. Bu tıkanma olayının kameralı çekimleri dün TRT’nin internet sayfasında yer alıyordu.

O halde bunun nasıl bir iş olduğunu sormak gerekiyor.

Aslında sadece kendimizi aldattığımızı bilmek gerekiyor.

İktidar birbiri ardına genelgeler yayınlasa da hiçbir işe yaramadığı görülüyor.

Bundan da vazgeçtik, Türkiye’nin hiçbir sorununa ciddi biçimde el atıp çözmesi mümkün olmuyor.

★★★

Gündemde çok sayıda olay var, hiçbirinin yanıtı verilmiyor...

İşte size sarıklı cübbeli amiral olayı!..

Söz konusu şahıs tekke olduğu söylenen bir yere kafasında sarık, üzerinde cübbe ile, makam aracıyla gitmiş ve namaza durmuştu.

Üzerinde amiral üniforması vardı.

Hadise kamuoyuna belgeleriyle yansıdı...

Ve iktidardan tık yok.

Belli ki işi uyutulmaya terk ettiler, unutulmasını
bekliyorlar.

Şahıs hakkında ne gibi bir idari işlem yapıldığını bilen de yok.

★★★

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan eşiyle birlikte şirket kurmuş, kendi bakanlığına milyonlarca liralık mal satıyor!

Günün birinde durum ortaya çıkıyor, belgeleniyor.

Bakan hanım görevden alınıyor.

Şu ana kadar kendisi hakkında yapılan herhangi bir işlem yok!

Soruşturma başlatıldı mı, yargılanacak mı, bilinmiyor.  

Kısacası, bir şey yapılacağı yok...

Aynen sarıklı cübbeli amiral olayında olduğu gibi bunu da unutulmaya terk edecekler.

★★★

Son içki olayına kısaca bir göz atalım...

Tam kapanma dediler, doğru dürüst hiçbir önlem alamadılar.

Sadece, nerede olursa olsun içki satışlarına yasak getirdiler.

Bu yasağın yasal, hukuka uyan hiçbir yanı yoktu.

İktidarın amacı kendi seçmenine mesaj vermek, “Aferin bizimkilere” demelerini sağlamaktı!

Oysa gerçek amaç milyonlarca insanımızın özgürlüğüne ve özel yaşamına saldırıda bulunmaktı.

Ama bu oyun da tutmadı.

İçki içmeyenlerin çoğu bile bu anlamsız, tutarsız, yasa dışı karara karşı çıktılar.

★★★

Adına bitcoin denilen ve ne olduğunu uluslararası spekülatörler dışında hiç kimsenin anlamadığı bir para çeşidi piyasalara sürüldü.

Bir adı da kripto para imiş!

Bazı uyanıklar bu hayali paranın alım satımını yapıp büyük vurgun vurdular. Aynen bizde geçmişte tanık olduğumuz banker rezaletleri gibi!

Son olarak bunların irilerinden bir genç, iki milyar doları tokatlayıp yurt dışına kaçtı.

Arnavutluk’a gitmiş.

Bizim iktidar hemen ses verdi!

“Bu iş çok kolay. Arnavutluk’ta bizim sözümüz geçer. Ne dersek o olur. Bir telefon ederiz, hem kaçağı hem de paraları derhal Türkiye’ye getirtiriz!..”

Arnavutluk İçişleri Bakanını arayıp talimatlarını bildirdiler ama nasihat aldılar!

Arnavut bakan yakalayıp iade ederiz deyip bizimkileri uyutuyordu ama gelin görün ki herif ortada yoktu ve iki milyar dolar da buharlaşmıştı!

★★★

Sevgili okurlarım, tanık olduğumuz şu ibret verici (!) olayların hangisi yazmalı...

Korona aşısındaki rezalete mi değinmeli!..

Sağlık Bakanı farklı konuşuyor dünya liderimiz başka telden çalıyor.

Aşı yok aşı!..

Olsa da bizde paralar suyunu çekti, para yok.

★★★

Salgın konusunda bundan sonra olacaklara da kısaca değinmek gerekirse...

En az bir milyon kişi büyük kentleri terk edip sahillere, sayfiye yerlerine kaçtı.

Virüs de onlarla birlikte yer değiştirdi.

Salgın önümüzdeki haftalarda bu kez tatil beldelerinden yayılacak, oralardan vuracak.

İktidar bunu çok iyi biliyor ama elinden bir şey gelmiyordu...

Sonunda, öldürücü koronavirüsün nerede gizlendiğini, oradan nasıl yayıldığını keşfetti ve önlemini hemen aldı!

Salgının kaynağı içki şişeleri idi!

İçki alım satımı yasaklandı. 

Allah selamet versin. Amin.