Sevgili okurlarım, Türkiye’de acayip bir şeyler oluyor ama her şey toplumdan gizli tutulmak isteniyor.

Gerçeklerin bilinmesinden korkuyorlar.

Geçenlerde arkadaşlarla konuşuyoruz, söz devlet büyüklerimizin nerelerde yaşadığına geldi.

Bilinen tek şey, Recep Bey’in nerede yaşadığı...

Onun sarayda yaşadığını artık hepimiz biliyoruz.

Saklısı gizlisi yok!

Birbirimize sorduk...

Acaba sarayda yaşayan, orasını özel konut olarak kullanan başkaları da var mı? Varsa kimler?

Örneğin cumhurbaşkanı yardımcısı olarak görev yapan Fuat Oktay acaba nerede yaşar?

Sarayda mı, başka bir yerde mi?

★★★

Geçmiş yıllarda olsaydı bunun saklısı gizlisi olmazdı. Ama şimdi her şey gizli tutuluyor, toplumdan saklanıyor.

Örneğin Atatürk’ün yaptırdığı Çankaya Köşkü’nde bunların zamanına kadar cumhurbaşkanları yaşardı. Bu efendiler beğenmedi, orasını kendilerine lâyık görmediler!

Şimdi yaşayan birileri acaba var mı?

Bu konuda herhangi bir bilgiye sahip değiliz...

Çünkü gizli!

★★★

Çankaya tepesine çıktığınız zaman karşınızda boy gösteren iki katlı mütevazı binayı bilirsiniz.

Başbakanlık konutu.

AKP iktidarı dönemine kadar orada başbakanlar yaşardı. Başbakanların resmi konutu idi.

Şimdi önünden geçerken polisleri ve korumaları yine görüyoruz.

Başbakan olmadığına göre demek ki orada ‘birisi’ yaşıyor.

Acaba kim, bilinmiyor?

★★★

Onun hemen karşısında yine iki katlı mütevazı bir bina daha vardı.

Meclis Başkanlığı konutu.

Bunlar iktidar olur olmaz onu da beğenmediler, yıktılar ve yerine şatafatlı bir bina yaptırdılar. Zevksiz, tuhaf bir bina.

Söylentiye göre Meclis Başkanı orada yaşamıyormuş.

Söylenti eğer doğruysa acaba kim yaşıyor!

Çankaya, Ankara’nın ve hatta devletin bile göbeğindeki bir yer. Oradaki köşklerde, devlet konutlarında kimlerin yaşadığı bile hepimizden gizlenmek isteniyor.

Neyi, kimden gizliyorsunuz, böyle bir yönetim tarzı olabilir mi?

★★★

O gizli bu gizli, her şey gizli...

Onlar karar verecek ama hiç kimse neler olduğunu bilmeyecek.

Bir amiral var.

O şahıs bugün de var. Kafasına takkesini geçirmiş, sarığını bağlamış, cübbesini giymiş ve devletin verdiği makam aracına binip toplu namaz kılınan bir yere gitmişti.

Bir tarikat evi idi.

Türk Ordusu’nun bir amirali o acayip giysileriyle gittiği yerde bir çeşit suçüstü yakalanmış, kamera çekimleri yapılmıştı. Her şey dört dörtlük belgeli idi.

Bunca rezalete karşın devlet bu adam hakkında hiçbir işlem yapmıyor.

Soruşturma açılıp açılmadığı, açıldı ise niçin sonuç alınmadığı bilinmiyor.

Sarıklı cübbeli amirali kim koruyor?

Milli Savunma Bakanı ne yapıyor, bu işin üzerine niçin gitmiyor, anlayan yok...

Zira her şey gizli!

★★★

Bir Berat Albayrak vardı...

Hem Maliye Bakanı, hem de dünya liderimizin damadı.

Türkiye’yi yöneten neredeyse ikinci adamdı. Forsundan geçilmezdi. Ona ulaşmak dünyanın en zor işlerinden biriydi...

Ve Berat, günün birinde aniden gitti!..

Bırakın konuşmasını bir yana, aradan aylar geçti ama o günden bu yana yüzünü gören olmadı.

Gerçekten olmadı.

Nerededir, ne yapmaktadır bilinmiyor.

Yıllarca memleketi yönettin... Söyleyeceğin bir şey yok mu be kardeşim...

★★★

Birkaç ay öncesi idi... Akdeniz’e sondaj gemileri göndermiştik.

Bunlar çeşitli yerlere sondaj yapıp petrol ve doğalgaz arıyordu.

Bu yüzden Yunanistan’la az daha savaşa girecektik.

AB ile papaz olduk.

Şimdi nerede o gemiler, hangi limanlara niye çekildiler!

Petrolü, doğalgazı bulamadık da, yoksa yine nasihat mı aldık!

★★★

Bu iktidar aslında, adına propaganda denilen nesnenin ustası ve üstadıdır. İşini çok iyi yapar. Yandaş medyayı işine geldiği gibi çok iyi kullanır.

Ama işlerine gelmeyen her konu onlar için gizlidir.

Millete bilgi vermeyi küçüklük sayarlar çünkü o takdirde yolsuzlukları ve yalanları ortaya çıkacaktır.

O yüzden ‘gizlilikler ülkesinde’ yaşıyoruz.

Birkaç küçük örnek verdim!