Sevgili okurlarım, nereden bakarsak bakalım Türkiye’de acayip, akla hayale gelmeyecek olaylar yaşıyoruz.

Milyonlarca insanımız bu olaylara tanık oldukça, içinden veya sesli olarak “Olmaz böyle şey” diye haykırsa da...

Bu olanları akıl almıyor, mantık almıyor, siyaset bilimi derseniz hiç almıyor.

Şu birkaç gün öncesine bir bakalım...

Hangi iktidar yönetmekte olduğu ülkeyi böylesine bölebilir, böylesine gerip toplumu birbirine düşürebilir?

★★★

-Boğaziçi Üniversitesi’ne tepeden inme, kendi adamları olan bir rektör atadılar. Hocalar ve öğrenciler protesto ediyor ama oradaki istenmeyen şahıs gibi, iktidar da kulağının üzerine yatmış, duymazdan geliyor.

-Andımız’ı kaldırdılar. Neden, niçin?.. Türk olmaktan utandıkları için mi?

-Gezi Parkı’nı İBB’den alıp dinci bir vakfın üzerine tapuladılar.

-Kadın ve çocuk haklarını korumaya yönelik olan uluslararası İstanbul Sözleşmesi’nden çıktılar. Oysa bu sözleşmeyi ilk olarak kendileri imzalamış ve bütün dünyaya duyurmuşlardı. Sonra 40’tan fazla ülke imzaladı. Kadın düşmanı tarikatlar ve cemaatler bizimkilerin çıkmış olmasına çok sevindi, alkış tuttular.

-HDP’ye kapatma davası açtırdılar, ortalığı daha beter gerdiler. 

★★★

Son büyük çuvallama, Merkez Bankası Başkanı durup dururken değiştirildi...

Yerine eski bir AKP milletvekili getirildi.

Kendi getirdikleri adamları beğenmiyorlar, TÜİK’de olduğu gibi yenilerini getiriyorlar, sonra onun da gereğini yapıyorlar!

Burada bir şeyin üzerinde durmak gerekiyor!

Görevden alınan eski başkan Naci Ağbal inanılmaz bir teşekkür mesajı yayınları:

“Beni bugüne kadar çeşitli görevlere getiren, şimdi ise görevden alan sayın cumhurbaşkanıma teşekkür ediyorum!”

Espri yaptı desek değil...

Yalakalık desek o da herhalde değil...

Resmen teşekkür ediyor...

Böylesi az görülür.

★★★

Evet, Merkez Bankası olayında karambolün tam da göbeğine düştüler.

Görevden alınan eskisi, faizleri yükseltiyordu.

Yeni gelen ise düşürecekti.

Böylece hayat pahalılığı kontrol altına alınacak, ortalık rahat bir nefes alacak ve vatandaşın oyları yine AKP’ye akmaya başlayacaktı!

Yine hüsrana uğradılar.

Tam tersi oldu.

Dün, haftanın ilk günü döviz öyle bir zıpladı ki, feleklerini şaşırdılar.

★★★

O döviz kurları bir daha kolay kolay eski haline dönmez, dönmeyecek.

Türkiye hangi açıdan bakarsanız bakın, geri dönüşü olmayan bir aşamaya geldi.

Hukuk, siyaset, ekonomi.

Çıksınlar vatandaşın karşısına, iyi yaptıkları şeyleri (eğer varsa) açıklasınlar.

Dikkat ediniz, bu efendilerden tık yok.

O kadar ki, bu yapılanlar konusunda yandaş medya bile suspus oldu.

Yazamıyorlar, konuşamıyorlar, savunamıyorlar.

★★★

Hukuk çiğnendi demiştim...

Kanunla getirilmesi veya kaldırılması gereken konular tam tersine, cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle çözülüyor!

Madalyonun öbür tarafına bakarsak yolsuzluklar, yandaş kollamalar arşa yükseldi.

Türkiye açıkça soyuluyor.

İktidar bunu görmüyor mu?

Elbette görüyor.

O halde neyin peşinde koşuyor?

İktidarın amacı ülke gündemini sürekli değiştirmek.

Değiştirmek ama sürekli olarak gerilimle birlikte değiştirmek.

Dikkat ediniz, milleti, memleketi ve toplumu yumuşatma konusunda iktidarın en ufak bir çabası bile yok.

Üstelik, daha da kötüsü, bu germe aşamasında bir sürü yanlışlar yapıyorlar.

Bütün dünyayı karşımıza alıyoruz.

★★★

Neler oluyor?..

Türkiye nasıl, hangi ölçülere göre yönetiliyor?..

Meclis var mı, yoksa orada sadece göstermelik olarak mı duruyor?

Türkiye bundan sonra da “Tek adamın” canı çektiği gibi mi yönetilecek?

Ya da günümüzdeki Kuzey Kore, veya geçmişteki Hitler Almanya’sı gibi bir diktatörlüğe mi dönüşeceğiz?

Yok yok!..

Andımız’ı bile kaldırdıkları millet o kadarına izin vermez...

Ama şu soru milyonlarca insanımızın hep aklında olacak ve sorulacak:

“Bu gidiş nereye efendiler, nereye!..”