Sevgili okurlarım, memlekette neler olduğunu ve halkımızın bunlar tarafından nasıl çileler çekmeye mahkûm edildiğini hep birlikte görüyoruz.

İktidarın pili bitti.

Metal yorgunluğu yaşıyor.

Gücünü şimdi sadece Meclis’teki kelle çoğunluğundan alıyor. Bu konuda MHP’nin desteği tam!

İktidar partisi Devlet Bahçeli’nin inanılmaz desteği sayesinde (geçici olarak) ayakta durmaya çalışıyor ama ringde dayak yiyen boksör gibi artık sallanıyor.

Bu iktidarın ülkeyi yönetecek gücü kuvveti ve enerjisi kalmadı. Üstelik heyecanını da yitirdi. Milletin de sabrı kalmadı.

★★★

Dikkat ediniz...

AKP’nin kurucu kadrolarında yer alanların neredeyse tamamı artık eleştiriyor. Eleştirmenin de ötesinde partiyi terk ediyor.

20 yıl bu!

Dile kolay.

Bu süre içerisinde Türkiye’nin bütün kaynaklarını tükettiler, özelleştirme, ihale vesaire adı altında kendi adamlarına, yerli ve yabancı iş birlikçilerine, dinci kuruluşlara peşkeş çektiler.

★★★

Türkiye’ye bugüne kadar ne iktidarlar geldi geçti ama böylesine hiçbir zaman tanık olmamıştık.

Hangi taşı kaldırsak altından hem de çok büyük pislik, yolsuzluk, hırsızlık ve torpil fışkırıyor.

İktidar ise bunların tümünü görmezden geliyor.

Gerçekleri hiç yüzü kızarmadan gizliyor. Kulağının üzerine yatmış, hep aynı tekerlemeyi tekrar ediyor:

Görmedik, duymadık, bilmiyoruz!

★★★

İnsanları, özellikle gençleri vatanlarından soğuttular. Umutsuzluk ve işsizlik her yeri sardı.

Yapılan bütün araştırmalarda ve anketlerde ortaya aynı sonuç çıkıyor:

Genç kuşaklar iş bulamıyor, yurt dışına gitmek istiyor.

AKP’li Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in bu konuda iki gün önceki sözlerine kulak verelim:

“Gençlerde bu arzunun olması çok doğal. Ancak bu konuya Türkiye’den kaçmak istiyorlar diye bakmamak lâzım. Gençler dünyayı tanımak istiyorlar!..”

Yani o yüzden kaçmak istiyorlar(mış)!

★★★

Bunlarda çare tükenmiyor...

Şimdi bazı valilerini devreye soktular, açıklama yaptırıyorlar:

“Efendim işsizlik diye bir sorun yoktur. İş beğenmeyenler sorunu vardır. Herkes masa başı kolay iş istiyor.”

Onlar devletin değil iktidarın valileri. Böyle demeleri çok normal.

★★★

Dün itibarıyla dolar 9.20’yi geçti. Benzin ve mazota büyük zamlar geldi.

Ama esas bomba bir süre sonra patlayacak.

Elektrik ve doğalgaza çok büyük zamlar gelecek. Esas felaket o zaman karşımıza çıkmış olacak.

İktidar ve medyası baktı ki pabuç pahalı, şimdi yeni bir taktik geliştirme peşinde!

“Efendim Batı ülkeleri de zam yapıyor. Ayrıca oralarda kıtlık var! Bizde hiç değilse akaryakıt kuyrukları yok!”

Böylesine alay edilmek Türk Milleti’ni gerçekten rencide ediyor, incitiyor ama bunu kime anlatacaksınız.

Bütün bunlar bir tek şeyin göstergesi:

Harç bitti yapı paydos!



Sevgili okurlarım, İstanbul Milletvekili ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ iki gün önce televizyonda bir tartışma programına katılıp konuşmuş.

İçişleri Bakanlığı tarafından kendisine silah ruhsatı verilmediğini, ancak yasal yollarla itiraz ettikten sonra ruhsatını alabildiğini söylemiş.

Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı bir açıklama yaptı, Özdağ’a verilmiş olan dört adet ruhsat olduğunu söyledi.

Bakan Yardımcısı ve Bakanlığın Sözcüsü İsmail Çataklı imzasıyla yayınlanan yazılı yalanlamada aynen şu ifadeler yer alıyordu:

“Ümit Özdağ en iyi ihtimalle unutkanlık sorunu yaşıyor olabilir...

Kendisine tavsiyemiz, acilen doktoruna başvurmasıdır.

Basın mensupları ve takipçilerine önerimiz ise bu kişiyi ciddiye almamalıdır.”

★★★

Evet, bu sözler Bakanlığın resmi açıklamasında aynen yer alıyor.

Ümit Özdağ’ı seversiniz veya sevmezsiniz...

Kendisine gecikmeli de olsa verilen silah ruhsatları konusunda unutkanlık nedeniyle yanlış bilgi vermiş olabilir.

Ya da bilerek yalan söylemiş olabilir.

★★★

Ama bunların hiçbiri, o yakışıksız ifadelerle yapılan açıklamanın mazeretini oluşturmaz.

Devlet geleneğinde bu gibi sözlere, “Acilen doktoruna başvursun, siz onu ciddiye almayın” gibi resmi ifadelere yer yoktur ve olamaz.

Üstelik kendisi atanmış bir bürokrat, alay ettiği kişi ise seçilmiş bir milletvekilidir.

Bakan Yardımcısı bu ifadeleri kendiliğinden kullanmış olamaz. Mutlaka birileri telkinde bulunmuş olmalı...

Daha fazlasını söyleyemiyorum çünkü kanıtlayamam.