Sevgili okurlarım, uzaya Türk astronot gönderme işi kafama fena halde takıldı ve bu konuyu ayrıntılı bir biçimde düşünmeye başladım.

Dün de belirtmiştim, çocukluktan beri hep bir hayalim vardı...

Günün birinde astronot olup uzaya giden ilk Türk olma onurunu kazanmak.

Şimdi ben gidemesem bile başka Türk vatandaşları gidecek!

Sayın cumhurbaşkanımız bu konuyu açıkladıktan sonra huzura erdim.

Ay’a, Mars’a, uygun düşen ve kurada çıkan öteki gezegenlere, hangisi denk gelirse oraya adım atacaklar.

★★★

Uzaya roket göndermek, uzay mekiği hazırlamak, içine konulacak astronotları eğitmek zor iş.

Bunun için bir sürü hazırlıklar yapmak gerek.

Önce Zihni Sinir porocelerini hazırlayacaksın, roket üretim sürecini başlatacaksın. Uzay kapsülü falan hazırlanacak, roketler fırlatılacak...

Bunların içine astronotları yerleştirip Ay’a doğru postalayacaksın.

Para derseniz, bence hazır!..

Sayın cumhurbaşkanımız öyle boşa konuşacak biri değildir.

30-40 milyar doları mutlaka şimdiden bulmuştur.

★★★

Bu yazıyı neden yazdığıma gelince...

İki günden bu yana epeyce düşünüyorum, aklıma bir başka Zihni Sinir porocesi üşüşüyor...

-Türkiye Ay’a astronot gönderirken kapsülün içine mutlaka iki kişiyi birlikte koymak bence gereklidir.

Bay Kemal ve Bayan Meral.

Ülkemizde sürekli sorun yaratan bu ikiliyi önce güzelce eğitir ve astronot olmalarını sağlarız.

2023 yılında fırlatılacak roketimize bunları güzelce yerleştiririz.

Roketi ateşleriz.

Bunlar Ay’a (veya Mars’a) ayak basana kadar sesleri çıkmaz. Dönüşleri de epeyce zaman alır. Böylece uzun süre rahat ederiz.

Uzayda ikisi birden tur atar, boşlukta gezinir.

Dünyaya geri dönmeleri konusunda onlara garanti de vermeyiz.

Hatta eğer mümkün olursa, eğer teknolojimiz yeterse, Kemal-Meral çiftini güneşe doğru yönlendirip buharlaşmalarını sağlarız.

Soran olursa “Kusura bakmayın hesap yanlışı olmuş” deyip yakınlarından özür dileriz.

★★★

Vay efendim, ahali bu ciddi konularla dalga geçiyormuş, yok efendim mizah konusu olmuş, hiç önemli değildir.

Eldeki paranın roketlerin hazırlanmasına bile yetmeyeceğini söylüyorlarmış.

Kardeşim, bu roketlerin ana yapısı şu anda elimizde hazır.

Biz tam 2.5 milyar dolar bastırıp Rusya’dan S-400 füzeleri satın almadık mı?

Aldık.

Sonra NATO gibi kuruluşlar, ABD ve AB ülkeleri bu konuda rest çekince geri adım atmadık mı?

Attık ama paralar gitmiş oldu.

Şimdi, kullanılması mümkün olmayan o füzeleri depoya kaldırmadık mı?

Kaldırdık.

Peki işe yaramayan S-400’lerle hiç değilse Ay’a astronot göndermemiz mümkün olmaz mı?

Benden bu kadar, ötesini bilemem.

★★★

Her şeyi bilen ve her konudan anlayan sayın cumhurbaşkanımıza da şimdi bir önerim olacak...

Uzay ihalelerinin derhal açılmasını sağlayınız.

Pazarlık usulü olabilir, eksiltme yöntemiyle olabilir.

Yap işlet devret de uyar.

Yandaş müteahhitler ekibi gelir, tekliflerini verir...

Porocenin adını da “Çılgın Türkler uzayda” koyarız.

Para konusunu falan hiç düşünmenize gerek yok. Bir banka hesap numarası verirsiniz, “Parayı bastır vatandaş, Bay Kemal’le Bayan Meral’i ışınlıyoruz” dersiniz, vallaha bir haftada değil 35-40, 100 milyar dolar toplarsınız...

Çünkü hele bu ortamda milletimiz size son derece güvenmektedir!

★★★

Sanayi Bakanı Mustafa Varank açıkladı:

“Sayın cumhurbaşkanımızın gönlünden geçen, uzaya Türkiye adına bir kadın astronotun gitmesi. En uygun vatandaşımızın orada görevi gerçekleştirmesini sağlayacağız.”

Tamam işte, en uygun kadın Meral Akşener’dir. Demek ki aynı şeyi düşünmüşüz. Kapsülde bir kişilik daha yer açıp Kemal Kılıçdaroğlu’nu da postalarsak iş biter, milletimiz bu sinir bozucu unsurlardan kurtulmuş olur.

★★★

Sevgili okurlarım, dün tam da bunları tatlı tatlı düşünürken, bizim gazetenin internet sitesinde bir haber gördüm:

Antalya’da devrilen bir tır’da yola saçılan meyve ve sebzeler halk tarafından yağmalandı. Akseki-Manavgat yolundaki kazada tır sürücüsü Adem Gülsatar hayatını kaybetti.

Vatandaşlar yola saçılan domates, muz, salatalık, biber, mantar ve marulları kasalara ve poşetlere doldurup kapıştılar, evlerine götürdüler.”

Bir yanda şoförün cesedi, öbür yanda mal toplayıcılar!

Okuyunca “Meyve sebze yağmasının ne önemi var, biz uzaya gidiyoruz uzaya” dedim!