Sevgili okurlarım, günlerden 14 Ocak Perşembe... Akşam saatlerinde hava kararmış, soğuk, yağmurlu ve karlı. Milyonlarca insanımız evlerine çekilip televizyonlarını açmış...

Önce canlı yayında AKP Sözcüsü Ömer Çelik beliriyor, uzun uzun konuşuyor, cumhurbaşkanının da azz sonra aşılanacağı müjdesini veriyor.

Olacak gelişmeleri gayet güzel, dakika dakika  ayarlamışlar!

Sözleri bitince bu kez muhabirler saray kapısından canlı yayına geçiyor.

Kameralar çalışıyor... Yandaş kanalların hepsinde aynı görüntüler ve aynı alt yazılar:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan az sonra aşı yaptırmak için Ankara Şehir Hastanesine gelecek...”

Bekle babam bekle... Fakat beyefendi ortada yok!

Bıktırıcı yayınlar ve aynı alt yazılar tam bir saat boyunca sürüp gidiyor.

Görüntülerde sadece hastanenin giriş kapısı ve lafı uzattıkça uzatmaya çalışan muhabirlerin sesi var.

★★★

Sonunda beyefendinin görkemli araç konvoyu geliyor. Beyefendi makam aracından inip içeriye yöneliyor. Sürekli dönen bıktırıcı alt yazılar yine aynı:

“Cumhurbaşkanı azz sonra aşı olacak.”

Sonra alt yazılar anında değişiyor:

“Cumhurbaşkanı aşı oldu.”

Ohh, ne mutlu Türk Milleti’ne be!

Biraz sonra aşı olurken, çeşitli açılardan aşı odasında çekilen fotoğrafları ekranlara yansıyor. (Yayınların kumanda merkezinin tek elden yönetildiğini unutmayalım.)

Fotoğraflı yayın bitince bu kez devreye aynı odada çekilmiş hareketli görüntüler yansıtılıyor.

Recep Bey bu kez aşılanırken görüntüleniyor.

★★★

Canlı yayınlar sürüp gidiyor. Son aşamada aşı odasından çıkıp yine kayboluyor. Muhabirler dışarıda, milyonlarca insanımız da evlerinde bekleşiyor.

Recep Tayyip sonunda muhabirlerin yanına gelip demeç veriyor, aşının yararlı olacağını, bir günde 286 bin sağlıkçının aşılandığını bildiriyor.

Bu rakama nasıl ulaştığını sorabilecek babayiğit bir gazeteci orada elbette ki yok.

Zaten sorabilse, iki saat sonra işten kovulur...

Ve “Habercilik” açısından tam bir skandal olan canlı yayın rezaleti ve millete propaganda aşılama süreci saatler sonra sona eriyor

★★★

Bir aşı uğruna evlerinde ekran başında olan milyonlarca insanımızın zamanını çaldılar, asabını yine bozmayı başardılar.

Dünyanın çeşitli ülkelerinde herhalde bir sürü cumhurbaşkanı, kral, başbakan vesaire aşılandı...

Acaba hangisi için bu gibi yalaka medya kuruluşları böyle siyasi şovları canlı yayınlarda saatler boyunca gündeme taşımıştı?

Diyelim ki Merkel, diyelim ki Putin ya da başkaları, hangisi böyle şovlar yapmaya ve yaptırmaya kalkışmıştı?

★★★

Dünkü yazımda aşı konusunda tanık olduğumuz olaylara değinmiş, Bilim Kurulu üyesi hocaları görev yapmaya davet edip şöyle demiştim:

“Aksi takdirde meydanı siyasete bırakmış olurlar. Ve sonrasında bizim canlarımız üzerinden siyasetçilerin şovu başlar.”

Başladı bile!

★★★

Sevgili okurlarım dün de vurgulamıştım, Türkiye bir yolsuzluklar ülkesine dönüşmüş durumda.

Bu konudaki kuşkuları hiç değilse aşı olayında ortadan kaldırmamız gerekiyor.

Çin aşısı veya diğer ülkelerin aşıları iyidir ya da kötüdür, onu bilemem.

Beni vatandaş kimliğimle bu olayda ilgilendiren boyut, bu taşın altından bile yolsuzluklar ve pislikler fışkırma olasılığıdır.

Sağlık Bakanlığı ve her şeyden sorumlu olan Saray, bu konuda kafalarda oluşan sorulara mutlaka yanıt vermekle yükümlüdür.

Medyayı devşirmek, kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak ve palavra atmak kolaydır da, gerçekleri konuşmak biraz zordur!

★★★

Bir bölümünü burada dün de sorduğum soruları tekrar ediyorum:

-Çin’den ithal edilen aşı kaç dozdur, ne kadarı gelmiştir?

-Toplam miktar ne kadar olacak, ne zaman gelecektir?

-Bu iş için bugüne kadar Çin’e ve eğer varsa başka aşılara toplam kaç para ödedik? Peşin mi, veresiye mi?

-Bundan sonrası için ne kadar ödeyeceğiz?

-Aşılarda kazık mı yedik, yoksa kelepir mi düşürdük?

-Çin firmasının Türkiye’de temsilcisi varsa kimdir, bu ticaretten ne kadar komisyon alacaktır?

★★★

Sakın ola ki hiçbir kişi veya kuruluş bu konuda “Gizlidir, devlet sırrıdır, ticari sırdır” uyutmacasına başvurmaya yeltenmesin.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ya ayakta uyuyor, ya da işine gelmediği için bu basit sorulara bile yanıt veremiyor.

Şimdi, bir süre sonra yeni bazı gerçeklerle yüz yüze geleceğiz.

Aşılanma konusunda çok ciddi bir kargaşa ortamı belirecek. Milyonlarca insanımızın sinirleri bir kez daha bozulacak. 

Kaçak ve sahte aşı sektörü oluşacak.

★★★

Önceki akşam tanık olduğumuz ve saatlerce süren şu rezalet canlı yayınlar konusunda siyasetçilerden çok, o yandaş ve yalaka televizyon kanallarının sahiplerine ve emir kulu yöneticilerine kızıyorum.

Onlar “Yayıncılık (!)” adına gazeteciliğin dibine dinamit koyup patlatan sorumsuzlardır, ne desek azdır.