Sevgili okurlarım, İslam ülkelerinin bulunduğu coğrafyalarda açlık, sefalet, kavga dövüş, yasa tanımazlık, şiddet ve yolsuzluk hiç durulmuyor.

Özgürlükler ve demokrasi derseniz, hemen hiçbirinde yok.

Nereye, hangi kıta veya coğrafyaya bakarsanız bakın durum aynı.

Uzakdoğu, Ortadoğu, Afrika ülkeleri hep aynı.

Size çok somut bir örnek vereyim...

Bugüne kadar Hristiyan ülkelerden kaçıp İslam ülkelerine sığınan kimseleri hiçbirimiz duymadık, görmedik!

Ama tam tersi, her gün karşımızda.

Müslümanlar kendi ülkelerinden topluca kaçıp ‘Gâvurlara’ sığınmaya çalışıyor.

Bu yüzden denizlerin ortasında veya kara sınırlarında her gün nice felaketler yaşanıyor.

★★★

Üzülerek ve utanarak söylüyorum, bu sığınmacılar bizim de başımıza bela olmuş durumda.

Başta Suriyeliler olmak üzere her İslam ülkesinden sığınmacılara ev sahipliği yapıyoruz!

Bu konuda en başı Irak, Somali, Pakistan, Bangladeş, Afganistan, Libya çekiyor.

Bu furyanın, bu milyonlarca kişinin ceremesini de ne yazık ki bizler Türk vatandaşları olarak çekiyoruz.

Beleş tarafından yedirip içirdiğimiz, beslediğimiz, ücretsiz eğitim ve sağlık olanaklarını önlerine sürdüğümüz, milyonlarca kişiden oluşan bu kitlelerin yüksek maliyeti Türk Milleti olarak bizim ceplerimizden çıkıyor!

★★★

Şimdi yeni bir İsrail-Arap çatışmasına tanık oluyoruz...

İsrail saldırıyor, insanlar can veriyor.

Arap alemi derseniz, yine aynı komedinin tam da göbeğinde...

İslam İşbirliği Teşkilatı vesaire toplanıp açıklamalar yapıyor, İsrail saldırıları kınanıyor. Aynı filmi kaçıncı kez izlemekteyiz.

Zaten bunların elinden başka bir şey gelmez.

Daha doğrusu etkili bir şeyler yapabilmek işlerine gelmez!

Sadece kınarlar, timsah gözyaşları döküp ağlaşırlar, İsrail’i dünyaya şikayet ederler, hepsi o kadardır.

★★★

O toplantılardan çıkan kınama mesajlarının pek çoğu zaten düzmecedir.

İsrail’i aslında kendilerine düşman olarak değil, dost olarak görürler ama bunu açığa vuramazlar.

Düşmanlık edebiyatı çoğu zaman palavradır.

Asalında Arap ülkeleri İsrail’e değil, birbirlerine düşmandır.

★★★

İsteseler, adam gibi örgütlenseler, petrol kazançlarının hiç değilse bir bölümünü kendi şeyhlerinin keyifleri ve hırsızlığı yerine İsrail’i yıkmak için kullansalar, avuç içi kadar İsrail’i bir kaşık suda boğarlardı. 

Ama artık iş işten geçti bayım!..

Bu saatten sonra olmaz.

İsrail almış ABD ve Batı dünyasının desteğini arkasına, İslam ülkeleriyle kedinin fareyle oynadığı gibi (hem de 1948 yılında kurulduğundan bu yana yıllardır) oynuyor.

★★★

Şu petrol zengini Arap ülkelerine bir bakınız...

Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri vesaire...

Her birinin derdi aynı...

Kazandıkları petrol paralarını afiyetle yemek ve kendi adamlarına yedirmek!

Öbür yanda ise çulsuzlar, fakirlikten anası ağlayan gariban İslam ülkeleri ve Müslümanlar.

Yemen, Afganistan, Pakistan, Bangladeş, Somali ve daha niceleri...

★★★

Peki biz Türkiye olarak bu İsrail olayının neresinde duruyoruz?

Bizi yönetenler bu konuda kraldan fazla kralcı.

Çok üzülerek söylüyorum, bu olayı bile iç politika meselesi yapmış durumdalar.

Her gün açıklamalar yapıyorlar...

“Sayın cumhurbaşkanımız bu konuyu dün falanca dünya liderleri ile görüştü, İsrail’i kınadı, onların da kınamasını ve etkili bir şeyler yapılmasını istedi!”

İyi de, bu iş kınamakla bitmiyor.

İsrail oraya çökmüş, egemen olmuş ve işi çoktan bitirmiş.

Kınasan kaç yazar, kınamasan kaç yazar!

★★★

Peki çaresi ne?

Çaresi İsrail’i oradan söküp atabilmek ama bunu yapacak bir babayiğit ülke, ya da ülkeler topluluğu henüz ortada yok.

Hiçbir zaman da olmayacak...

Zira İslam ümmetini İsrail’e karşı göreve çağırmak falan işin hikayesidir.

Ümmet arasında birlik yok ki İsrail’le savaşıp yok etsin.

Ümmet kendi derdine düşmüş durumda.

Ülkesinden kaçıp başka ülkelere nasıl sığınacağının hesabını yapmakta...

Zenginleri ise “Biz bu petrol paralarını daha iyi nasıl cukkalarız” hesabının peşinde!

★★★

Şu son İsrail-Filistin çatışmaları artık gözümüzü biraz olsun açsın...

Susmayalım ama biraz daha gerçekçi olmaya çalışalım.

Aksi takdirde, Allah korusun, neredeyse İsrail’e savaş ilan etmek zorunda kalacağız!

Aman haa!