Sevgili okurlarım, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener üç gün önce Rize’ye gitti.

İkizdere’de adına Cengiz İnşaat denilen iktidar yandaşı firma çıkarılan özel izinlerle araziye dalmış, güzelim yeşil ormanlarda hükümetin izniyle taş ocakları kurmaya başlamıştı.

Yöre halkı, köylüler başta olmak üzere bu girişime karşı çıkıyor, dağlarda protesto gösterileri yapıyordu.

Tonlarca dinamit patlatılıyor, belki yüz yıllık ağaçlar devriliyor, devrilmeyenler elektrikli testerelerle kesiliyordu.

Tam bir doğa katliamı yapılıyordu.

★★★

Rize Valiliği ve bizim değerli iktidarımız bu insancıl protestolar karşısında elbette ki sessiz kalamazdı!

Köylülerin üzerine derhal güvenlik güçleri sevk edildi.

Bazıları gözaltına alındı.

Rize Türkiye’de AKP’nin en güçlü olduğu illerden biri. Aynı zamanda Recep Bey’in memleketi...

Meral Akşener üç gün önce bu Rize’ye gitti...

Sıkı bir jandarma ablukası altına alınan köylülerle yarım yamalak konuşabildi çünkü daha fazlasına izin verilmiyordu.

Sonra Rize merkeze uğradı.

Kısa bir tur atıp esnafla, ahali ile konuşacak, durumlarını öğrenmeye çalışacaktı...

★★★

Ama adımlarını atar atmaz karşısına 15-20 kişiden oluşan kadınlı erkekli bir protestocu güruh çıkarıldı...

Önceden örgütlenmiş, Akşener’i bekliyorlardı.

Yuhalamaya ve slogan atmaya başladılar...

“Senin ne işin var bizim buralarda, sen git PKK ile iş birliği yap, git HDP’nin kucağında otur!..”

Meral Hanım yaklaşmakta olan tehlikeyi hemen fark etti...

Bu güruh olayı büyütecek, iş belki de linç girişimlerine kadar varacaktı.

Ekibiyle birlikte Rize’den ayrılmak zorunda kaldı.

Bir muhalefet partisi genel başkanının bile nasıl baskı altına alındığının somut örneğidir.

★★★

Sevgili okurlarım, iktidar tarafından beslenen yandaş gazetelerde geçtiğimiz 19 Mayıs günü yarım sayfa boyutunda ilginç bir paralı ilan çıktı.

Altında Rize’deki çeşitli sivil toplum kuruluşlarını isimleri tek tek sıralanmıştı... Bazıları şunlardı:

Rize Barosu, Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Borsası, Muhasebeciler Odası, MÜSİAD şubesi, TÜMSİAD şubesi, Ziraat Mühendisleri Odası ve 53 gazeteciler derneği!

★★★

Meral Akşener’in Rize gezisinden hemen önce verilen bu ilanda çıkacak olayların ilk belirtileri yer alıyordu.

Ormanla  birlikte o güzelim doğayı da mahveden taş ocakları konusunda özetle şöyle denilmişti:

“Şimdi çevreci kesilen bu grupların amacı doğa, çevre ve insan hakları değildir.

Benzer gruplar ağacı bahane edip Gezi Parkı olaylarını başlatmış, çevreyi günlerce talan edip kalkışma içerisine girmiştir.

PKK tarafından çıkarılan yangınlara bugüne kadar ses çıkarmayan HDP’li vekiller ile İstanbul, Ankara, İzmir, Hakkâri, Şırnak barolarının İkizdere ile ilgili acele açıklama yapmaları gerçek niyetlerini ortaya koymaktadır...”

Sonra şu bölüm geliyordu;

“Doğanın zarar görmesini bizler de istemeyiz. Ancak ilimizin coğrafi yapısı gereği araziler engebelidir. Büyük yatırımlar için düz arazi bulmak mümkün değildir. Bu nedenle deniz dolgusu kaçınılmaz olmaktadır. Deniz dolgusu için İkizdere’deki taşın en uygun olduğu bilinmektedir.

Taşın çıkarılması esnasında doğaya verilecek tahribatın taş çıkarma işi bittikten sonra giderileceği ve çevrenin eski haline getirileceği devletin en yetkili makamları tarafından taahhüt edilmiştir.”    

★★★

Gerçekten komik, rezaleti itiraf eden bir ilandı!

Parti siyaseti yapılıyor, en kolay yola başvurup çevreyi korumak isteyenler bölücülükle suçlanıyordu.

Doğaya verilen zarar iş bitince giderilecek, çevre eski haline getirilecekmiş!

Hangi zarar kardeşim, şimdiden binlerce ağaç kesilmiş, kayalardan taş çıkarmak için tonlarca dinamit patlatılmış, o güzelim ormanlar yerle bir edilmiş ama devlet söz vermiş, iş bitince tahribat giderilecekmiş!

Hangi devlet!

Sedat Peker’in açıklamalarını sessizce izleyen, ama bir siyasi parti genel başkanını bile Rize’de koruyamayan devlet mi!