Sevgili okurlarım, günümüz iktidarı şımarmaya yıllar önce başlamıştı.

Koskoca memleketi şımarık cahil çocuk edasıyla yönetmeye kalkıştılar ama ne yazık ki her alanda çuvalladılar.

Ekonomiden, eğitime kadar her konuya bakınız.

Son orman yangınları dahil...

İyiye giden, başarılı oldukları bir tek konu söyleyebilir misiniz?

★★★

Yüzde 30’u ormanlarla kaplı bir ülkede yaşıyoruz...

Bu ormanlarda yangın riski her an var. Peki yangınlar çıktığı zaman ne yapacaksınız, nasıl söndüreceksiniz?

Küçük yangınlar dışındakilere havadan, uçak ve helikopterlerle müdahale şart. İşin bunlarsız olmadığını son yangınlarda görmüş olduk.

Peki nerede bizim helikopterler?

Ve özellikle yangın söndürme uçakları neredeydi?

Yoktu ki!

★★★

Millete her gün bir sürü palavra atma konusunda gerçekten başarılı bunlar!..

Sanayi Bakanı geçenlerde, çok yakın bir gelecekte uzaya gideceğimizi bile müjdeledi!

İyi güzel de, bir kez daha sorayım, ormanlarımız cayır cayır yanarken yangın uçaklarımız neredeydi?

Rusya dahil çeşitli ülkelerden uçak isteyip, kiralamak zorunda kaldılar!

★★★

Atatürk, adına Türk Hava Kurumu denilen kuruluşu 1925 yılında kurmuştu.

Amaç Türkiye’de havacılığın geliştirilmesini sağlamak, pilot yetiştirmek, paraşüt eğitimi vermek, özetle gençlere pilotluğu, havacılığı öğretmek ve sevdirmekti.

Muhteşem bir olaydı...

Fakir devlet bu kurumu yıllar içerisinde geliştirdi.

Uçaklar satın aldı.

Bir bölümü yangın söndürme uçakları idi.

AKP’den önceki iktidarlar döneminde Türk Hava Kurumu’na bazı yetkiler verilmişti.

Onlardan biri...

Kurban derilerini toplamaktı.

★★★

Kurban derileri işinde çok büyük paralar vardı...

Türk Hava Kurumu bu işi yıllarca yaptı, iyi örgütlenip derileri topladı, sattı ve elde ettiği gelirin bir bölümüyle nice uçaklar satın aldı.

Bu uçaklar yüzlerce orman yangınında başarıyla kullanıldı.

Fakat bu iktidarın kafasında önemli bir saplantı vardı.

Bu kurum Cumhuriyet düşmanı kesimlerin çok büyük bir gelir kaynağı olan kurban derilerini topluyor, satıyor ve elde ettiği gelirle uçaklar alıyordu.

★★★

O halde, bunu önlemek için ne yapılmalıydı!

Türk Hava Kurumu batırılmalı, iflasa sürüklenmeli ve uçaklarına el konulup çürütülmeli idi!..

Ve aynen bunu yaptılar.

Yangın söndürme uçaklarına el koydular.

Uçakları Ankara Etimesgut’ta çürümeye terk ettiler.

Ancak bununla da yetinmediler.

Kurum yönetimini topluca değiştirip kendi adamlarını getirip sıfırladılar.

Ne olur ne olmaz diye başına bir de kayyum atadılar!

Amaçları belliydi:

Atatürk’ün özenle kurup milletin hizmetine sunduğu koskoca bir kurumu yok etmek, tarihten silmek...

Sadece bir tek örnek vereyim...

Aynen, kapatılan Sümerbank fabrikalarında ve diğer kuruluşlarda yaptıkları yok ediş gibi!

Cumhuriyet’in bütün kurumlarına alerjileri var ve bunu her fırsatta ortaya koyuyorlardı.

Türk Hava Kurumu da bu alerjiden payını aldı.

Ama payını asıl alan Türk milletidir.

★★★

Sevgili okurlarım şu bozuk düzenin, şu Cumhuriyet düşmanlığının hesabını vermesi gereken bir iktidar var ama yok.

Aynı günlerde 150’ye yakın yerde çıkan yangınlarda ormanlar cayır cayır yanarken, memleket acı çekerken, bizim yangın söndürme uçaklarımızın bileti kesilmiş, çürümeye terk edilmiş durumda.

Peki bunun çaresi ne?

O insanlarımızı teselli edecek ne var?

Küçük de olsa bir teselli ikramiyesi!..

Meğer varmış...

Bilmiyorduk, öğrenmiş olduk.

Yabancı ülkelerden acele uçak kiralamak zorunda kalan bizim dünya liderimizin, geçmiş olsuna gittiği yörelerde ahaliye bir paket çay dağıtması!

Bunu hep yapıyor.

Rize’de selden zarar görenlere, orman yangınlarında büyük zarara uğrayan insanlarımıza, deprem yaşayanlara birer paket çay dağıtıyor.

Demlesinler, afiyetle içsinler.

Demek ki kaderimizde bunları görmek de varmış.

Dünya liderimizin bonkörlüğüne ve cömertliğine helal olsun.