AYLAR sonra sahaya çıkıp bu performansı göstermek, çok önemli bizim takım için... Rakip, Hollanda... Onlar, total futbol denilen sistemin mucidi... Hiçbir zaman kolay lokma değiller. Oyuna iyi başladık, yaptığımız baskı, teknik takım Portakalların iyi organize olmasını engelledi. Burak kaleyi gördüğü anlarda, çerçeveyi çok iyi düşünen stile sahip... Gördü, vurdu, attı.

BU gol ile geriye çok yaslanmadık. Biraz daha fazla kendi yarı sahamızı kolladık, o kadar... Ani atak oluşumlarında, bu işleri iyi organize eden Hakan ve Yusuf, bizim için çok önemli oyuncular. Malen’in Okay’a yaptığı penaltı ve Burak’ın penaltı golü ile maç iyice bize döndü. Dünya Kupası Eleme grubu gibi çok önemli turnuva maçlarında VAR sisteminin olmaması, enteresan bir ayrıntı... En büyük kupa için eleme oynuyorsun ve VAR yok.

BÖYLE GİDERSE BAVULLARINI ÇABUK TOPLAR


İKİNCİ yarı başladı, büyük silahımız Hakan Çalhanoğlu mükemmel gol attı. Bu gol ile umutlarını bitirdik, Hollanda’nın. Teknik direktörlük kariyerinde çabuk kovulan hoca olarak görülen Frank de Boer için de bu farklı mağlubiyet iyi olmadı. Böyle giderse, bavullarını çabuk toplar yine... İyi oynamak isteyen millilerimiz, bütün hatlarıyla, daha fazla ani atak şansları bulabilirdi. Kapanmayı tercih ettik. Rakip, zaten moral olarak bitmişken, keşke farkı artırmayı düşünseydik.

Bu alışkanlığı da kazanmalıyız. Kapanırsan, derhal cezayı keserler düşüncesi yine gerçek oldu. 2 dakika içinde, Klassen ve L. de Jong ile skor anlamında yerde sürünen Hollanda’yı ayağa kaldırdık. Bu kadar geriye çekilmenin anlamını çözmek zor. Ama Burak Yılmaz’ın nefis golü, bizi büyük bir kriz ortamından kurtardı. Önemli olan iyi başlamak ve kazanmaktır, eleme gruplarında bunu başardık. Son saniyelerde Depay’ın penaltısını kurtaran Uğurcan’ı tebrik ederim.