Pres, pres, pres... Sanki parola buydu. Karagümrük ceza sahası içinde bile baskı düşünen Galatasaray, oyunu rakip yarı sahaya yıkarak başladı. Karagümrük, pas yapmak istedi. Buna bile imkân bulamadı. Mohamed’in VAR’dan dönen golü geçerli olsaydı, böyle başlangıç karşılığını almış olacaktı. Çok adamla baskı düşüncesi, kalenizde pozisyon görmenize sebep olabilir. Ndao direğe takılmasa, Karagümrük öne geçecekti.

Rakibin pas ısrarı, Galatasaray’ın maç başındaki ritmini bozdu. Zaten, uzun süre aynı tempoda baskı yapamazsınız. Oyun, ev sahibi açısından durgunluk dönemine girdi. İstediğini tam yapamayan Galatasaray, rakip ceza sahasında 8 kez topla buluşurken, Karagümrük deplasmanda, 14 defa ceza sahasında gözüktü. Sakatlanıp, çıkana kadar Yedlin, sonra Şener, sol kanatta Ömer, hücuma katkı veremedi. Oğulcan, hücum bölgesinde kayboldu sanki...

İkinci yarı, çok adamla Karagümrük yarı sahasında gözüken ev sahibi, pozisyon üretmekte zorlandı. Salibur’un şutunu, Muslera ancak çelebildi. Ndao, golü... Cevap çabuk geldi, Babel’le... Etebo ve Fernandes mücadele ediyorlar. Buna bir şey diyemem. Orta sahaların daha üretken olması lazım. Buna uzaklar... Böyle sıkışan oyunlarda Falcao önemli bir çilingirdir... Kenarda oturdu... Donk’un kırmızı kartı, tam bir gereksiz hareketin sonucu oldu... VAR’dan dönen penaltı ve kırmızı kart iptali, Galatasaray’ın umutlarını iyice bitirdi. Galatasaray’ın oyununda bunalım var. Kadro tercihi mi ? Yoksa, başka sebepler mi? Buna, teknik direktör karar verecek tabii.