“TÜM hatlarımla rakip sahaya yerleşip, hemen golü bulmalıyım” düşüncesi iyidir ama tehlikelidir. Yıllardır Göztepe forması giyen Halil, ani ataklarda çok baş ağrıtır. Bunu bilmeyen yoktur, futbolseverler içinde... Halil, boş alanda topla buluşursa, affetmez. Yine attı golünü...

KADIKÖY’DE bu kadar kötü bir zemini, uzun zamandır görmemiştim. Şaşırdım ve üzüldüm. Seyredenlerin gözlerini yoran bir görüntüyü izlemek üzücü... Göztepe’nin kilit vurduğu savunmasıyla uğraşırken, net pozisyon bulmak çok zorlaştı, Fenerbahçe için... O zaman, bütün umutlar duran toplara kalıyor. Mesut Özil’in maça ağırlığını koymasını bekleyenler ise acele etmeyecek. Maç eksikliği, çabuk kapatılamayacak bir meseledir, bu oyunda... Ya Göztepe’nin tehlikeleri?

FENERBAHÇE’NİN başı çok ağrıdı, dün akşam... Göztepe’nin yerleşik savunmasına hücum eden Fenerbahçe’nin, oyuncu geçişlerinde üst seviye performans göstermesi gerekir. Böylece bloklar arasında yer bulup, hücumu daha iyi organize etme imkânına sahip olursunuz. Bunu yapmak isterken, Göztepe’nin pas opsiyonlarını kapatıp, rakibinizi bozmanız gerekiyor. Bunun yanında, sabır çok önemli... Bir de Göztepe’nin ani ataklarının, ikinci gole yol açmaması... Mesut ve Pelkas, kâğıt üzerinde oynuyorlarsa, bu heyecan verici olabilir. Pratikte ne oldu peki? Olmadı! Yenik oynayan bir takım, coşku yönünden en üst seviyeye çıkmalı. Hele şampiyonluğa oynuyorsa... Bu da gerçekleşmedi. Şampiyonluk mücadelesi, ayrıntılarda gizlidir. Göztepe maçı onlardan biriydi. Uzun süre dolapta unutulmuş futbolcu gibi görünen Cisse, ‘daha erken oyuna girse, etkili olur muydu acaba?’ diye düşünmeden edemedim.

AMA gerçek şu; Göztepe, kalesini iyi savundu ve üç puanı aldı...